10.

7K 384 12
                                    

Yılmaz: Bro birkaç günlüğüne benim yerime işe gider misin? Ecem acil çağırdı İstanbul'a, ailesiyle tanıştıracakmış, biliyorsun sıkıntılı tipler ertelemek olmazdı.

Yakup: Tabi brom lafı mı olur? Bir kaç gün izin alırım Asım Amca'dan durumu anlatırsam seve seve izin verir. Oğlu ne kadar şerefsiz olsa da babası melek gibi adam sıkıntı yapmaz. Sen adres ver yavrusu gerisini bana bırak.

Yılmaz: Eyvallah broların hası. Yalnız takımlarını çek üstüne bir de papyon tak tamam mı?

Yakup: Sanırsın kraliyet ailesine yemeğe gidiyoruz te alam ya. Tamamdır hallettim say.

Yılmaz: Eyvallah

İki saattir boynumu sıkan papyonla masaların arasında elimde tepkiyle Ankara havaları eşliğinde masalarda dolanıyordum. Birazdan sahneye gecenin yıldızları yağacaktı.

Sazın sesinden anca duyduğum telefonu tepsiyi tezgaha bırakıp açtım.

"Olum nerdesin? Birileri kaçırıp ağaca bağlayıp ırzına geçmedi demi?"

Kaan'ın gevşek sesi türküyü söyleyip sahneye çıkan dansözlere laf atan sazcıdan bile daha gevşek çıkıyordu.

Papyonu gevşetmeye çalışarak cevap verdim.

"He amına koyayım. Benden sonra da senin ırzına geçecekler adresini verdim."

"Deme öyle şeyler deme sen benim yerime de kendini feda edersin evimizin direği."

"O direği götüne sokmadan söyle niye aradın?"

"Kardeşim canımın böbreği kalacak yerim yoktu da sana gelecektim, anahtarı yerinde bulamadım."

"Bulamazsın tabi benim don gevşeği kardeşim, en sonuncu yedek anahtarı bir kadının evinde unuttun da üç gün belalısı evi ne zaman basacak diye bekledik ya."

"Ha doğru ya ee sen nerdesin ne zaman geleceksin?"

"Pavyondayım ben sabaha kadar gelmem."

"Oooo sonunda kılıcı yağlamaya karar verdin anlaşılan."

"He kardeşim sana sokmak için, canın az acısın."

"Ayıp bee insan kardeşine kılıç çeker mi?"

"Hoopp koçum baksana bi"

Yan tarafımdaki masada duyduğum sesle o tarafa döndüm. Üç adam oturmuş masalarında ki boş bardakları kafalarıyla işaret ediyorlardı. Önümden geçen İlhan

"Ben hallederim" deyip yanlarına gitti.

Cevap bekleyen Kaan'a gözlerimi kapatıp

"Olum işim var Erdinç'in evine git bu günlük. Sabah gelince anlatırım. Hadi yorma beni" deyip telefonu kapatıp pantolonumun cebine koydum. Elime tekrar tepsiyi alıp yeniden masaları dolanmaya başladım.

Hayır burası pavyon değil ama pavyon görünümlü meyhane ve buranın İstanbul'da ki mekanlarla uzaktan yakından ilgisi yok. Bildiğin Ankara pavyonlarına düşmüştüm. Artık bu mekandan sonra da kötü yola düşerim ellam.

Mahalle Abisi - GAYWhere stories live. Discover now