34.

3.9K 222 67
                                    

Yine biz karakolda nezarette sırt sırta vermiş yere oturuyorduk. Gülerek Kutay'ı ittirdim.

"Lan kalk yerden götünden alacan soğu."

Kutay da gülerek omuz silkti.

"Sen kalkmıyon bana ne."

Salak çocuk yemin ederim. Daha bir saat önce ağız burun adamları felç etmemişiz gibi betona oturmuş birbirimizle didişiyorduk.

"Taam kalktım kalktım" deyip elimle yerden destek alıp ayağa kalktım.

Kutay da yerden kalkarken

"Bende günlerdir kalkıyom ama indiren yok" dediğinde kahkaha attım.

Eli yüzü kan içinde hâlâ azgınlık peşinde şerefsiz.

Koluna hafif yumruk attım.

"İndirdik ya iki gün önce."

Kutay elimden tutup kendine çekerken yan demirlerden gelen öksürük sesiyle oraya döndük. Resmen tüm mahalle gençlerine ifşa olmuştuk. Kutay

"Susun len, valla hepinizi içerde bırakırım. Dönün önünüze" deyip parmağını salladı.

Gençler başlarını eğip bize bakmayı kestiler. Nezaretin kapısı açılınca içeri giren memur ve arkasında yine Kutay'ın avukatı demir parmaklıklara yaklaştı. Memur kapıların kilidini açtı.

"Geçmiş olsun Kutay Bey emrettiğiniz gibi tüm delilleri komisere verdim. Rauf Kaya uyuşturucu bulundurup satışından, tefecilik ve reşit olmayan çocukları azmettirmek suçlarından tutuklandı. Eski suç dosyaları da yeniden açılıp davaya eklenecek. Sizin ve diğer gençlerin de kefaleti ödendi. Ayrıca bahsettiğiniz genç çocuğun dediğiniz gibi AMATEM'e yatışı gerçekleştirildi."

Avukat konuşmayı bitirdiğinde şaşkınlıkla Kutay'a döndüm. Bu iki günde neler yapmış paşam. Demek bu yüzden sakindi ve düşünceliydi, bir planı varmış. Götünü yediğim, zeki çocuk anasını satayım.

"Her şey için teşekkür ederim avukat bey. Siz gidebilirsiniz, eşinize çok selamlar" deyip adamın elini sıktı.

Nezaretten çıkan gençlerde Kutay'ın elini öpmeye yeltenip

"Eyvallah abi" deseler de Kutay totolarına tekme attı.

"Düşün lan önüme el öpmek nedir" deyip güldü.

Diğer herkes giderken polis karakolunun otoparkına getirilen Kutay'ın arabasına doğru ellerimiz ceplerimizde yürüdük.

Arabaya bindiğimizde Kutay çalıştırırken ben başımı iki yana sallayıp önüme baktım.

"Demek sen her şeyi planlamıştın."

Kutay sakince başını sallayıp karakol bahçesinden çıktı.

"Evet yavrum. Rauf itinin rahat durmayıp babamı uyarmaya geleceğini biliyordum."

"Bana neden haber vermedin peki? Gelmesen beş on kişiye dalardım gerçi ama götümüde çizdirirdim" dedim gülerek.

Kutay elimi tutup baş parmağıyla okşadı.

"Senin halledeceğine güvenip vardı semt çocuğu. Kolay kolay kavgadan kaçacak bir yavuklumun olmadığını biliyordum. Ama Rauf'un seni bana koz olarak kullanmaya çalışmasından korktum. Korkusuz ve dikinesin anlatsam, ben sorarım hesabını deyip adamın mekanını basardın."

"Lan bazen beni bu kadar iyi tanımana şaşırıyorum. Aynen de öyle yapacaktım. Hem de elimi kolumu sallaya sallaya mekanına dalacaktım."

Kutay elindeki elimi dudaklarına götürüp öptü.

Mahalle Abisi - GAYTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang