62

1.7K 159 49
                                    

Ben nerdeyim ve bunlar kim? Ne oluyor bu aşşalık yerde? Şaka şaka, nerede olduğumu gayet iyi biliyorum.

Kazım abinin dönüşü şerefine mahalleli gençler hepimizi mangala davet etmişti. Ben ve kardeşler pide salonu da dahil.

Ağaçların bol olduğu ve hemen yanımızda göl olan bir yere gelmiştik ki burası piknikçilerin uğrak yeriydi. İki sıra arka arkaya masaları kurduk ve herkes dağınık bir şekilde oturuyor, mangal öncesi semaverde yapılan çay eşliğinde sohbet ediyorduk.

Mangalın başına Kaan ve Serhat geçmişti ve Serhat söylene söylene Kaan'a nasıl yapması gerektiğini anlatıyordu. Aytaç ve Tuna golü gezmek için geldiğimizde aramızdan ayrıldılar. Onlardan da bir ilerleme bekliyorduk açıkçası ama benim kütük kardeşim hâlâ bir bokun farkında değildi ve Tuna'yı hâlâ küçük kardeşi olarak görüyordu.

Yılmaz ve Ecem düğün alışverişi için mağazalardan fiyat alacakları söyleyerek bize katılmamıştı ve gözüm yine yokluklarını arıyordu ama sonuçta evlenecek çiftlerdi, rahat bırakmalıydık. Cüneyt ve Erdinç ellerinde çaylarıyla didişen Kaan ve Serhat'ın hallerine gülerek yanlarında duruyorlardı.

Ben mi? Bense sol tarafımda ağzını yüzünü yediğim paşam ve onunda sol tarafında oturan Kazım abiyle Kutay'ın arkadaşıyla sohbet ediyorduk. Ve Kutay'ın arkadaşları deyince hemen aklımıza kim geliyor. Evett bildiniz Deniz.

Kutay arkadaşlarını da çağırınca Mehmet onu da getirmişti ve benim inadıma yaptıklarını o kadar iyi biliyordum ki. Onlar konuşurken arada bir Kutay'a dönüp bakıyordum. Tek bir hareketinde pıçağı götüne takacaktım. Ama o Deniz'in varlığını bile umursamadan Kazım abinin hapishane maceralarını ağır abi edasıyla masadaki gençlere anlatışını dinliyor, arada bir fikrini belirtip ona bakıyordu. Oturduğumuz andan itibaren ise elini bacağıma koymuş hafif okşayarak temasını kesmiyordu. Artık onun temas bağımlısı olduğuna emindim.

"Kazım abi napcan galeri işini, yeni mekan bakalım mı sana?" diye soran Sinan'la Kazım abi elini çenesine atıp sakallarını sıvazladı.

"Daha karar vermedim be kardeşim, bakalım durum ne gösterecek. Ama bir ev lazım bana, onu halledin."

Kutay araya girerek "Ne gerek var abi, annemlerin yanında kalırsın, hem Aylin de yok artık. Gitme başka yere." dedi.

Onun uzakta oturmasından korktuğu belliydi. Yeni kavuşmuşken gitmesini istemiyordu.

Kazım abi elini onun omzuna koyup "Dur oğlum bir yere gittiğim yok. Mahalleden tutacağım bir yer. Anam bu saatten sonra çamaşırımla bulaşığımla mı uğraşsın koca kadın? Kendi başımın çaresine bakarım." diyerek omzunu pat patladı.

Kutay tekrar itiraz edecek gibi olunca "Sus lan, alırım ayağımın altına şimdi seni" deyince Kutay oflayarak geri adım attı.

Sözünü geçiremeyeceğini biliyordu. Bana dönüp baktığında gülümsedim. Koskoca mahalle abi Kutay efendi çocuk gibi yerine sinmişti. O kadar keyifli bir manzaraydı ki asık suratını ellerimin arasına alıp mıncırasım geliyordu. O da bakışlarımdan anlamış olacak ki hafifçe başını eğerek gülümsedi. Çok tatlı, yemin ederim ruhumu teslim edicem şimdi.

Mehmet'in yanında oturan Deniz masada hareketlenince ona baktım. Göz devirerek önüne dönüp karşısında oturan Kazım abiye baktı.

"Hatırlıyor musun abi bi kere Kutay okuldaki üst sınıfları dövmüştü de arkasını toplamaya gelmiştin. Sonra da hepimiz disipline gitmiştik. Müdür kel bir adamdı da sen geldik yine gel aynağın yuvasına demiştin." deyip güldü.

Mehmet de devam ettirerek "Aa hatırladım. Müdür bize bir hafta bahçeyi temizle cezası vermişti. Yerden sigara izmaritlerini çıplak ellerle toplamıştık, rezillik" diyerek gülmesine eşlik etti.

Mahalle Abisi - GAYحيث تعيش القصص. اكتشف الآن