66.

1.8K 134 27
                                    

Feridun Düzağaç - Alev Alev

Aytaç&Tuna

Aytaç ve Tuna mekandan çıktıktan sonra taksiye binip eve doğru yola çıktılar. Başı dönen Tuna arka koltukta başını koltuğa yaslayıp gözlerini kapattı. Aylarca girdiği bir savaşta yenildiğini kabullenmişti yavaş yavaş. Asla ondan hoşlanmayacak bir adamla kıyasıya mücadele etmişti ve yorulmuştu artık. Ne ileri gidebiliyordu ne de geri.

Günler önce eski sevgilisi arayıp geri dönmesini istediğinde yattığı yatakta sessizce, için için ağlamıştı.

Ben geri dönülemez bir aşka esir oldum. Onu buldum demişti adama, ona yeniden aşık oldum, bir kez daha sevdim. Ama o beni istemiyor ben de seni istemiyorum. O olmadan ben de yokum demişti.

Aytaç istemeden de olsa bu konuşmaya şahit olduğunda kapıyı çarpıp çıkmıştı evden. Saatlerce boş sokaklarda elleri ceplerinde yürüdükçe yürümüştü.

Şimdi ise arka koltukta oturan çocuğa baktığında yeşil erik diye fısıldadı bir kez daha kalbi, onu istiyorsun, onu seviyorsun, onu kıskanıyorsun, kimseler yaklaşmasın ona diyorsun. Peki ya sen Aytaç, sen ne halt edeceksin? Ya birine bağlanırsan, ya seni bırakıp giderse nasıl ayakta kalacaksın, kim toplayacak kırıklarını diyordu kendi kendine.

Eve geldiklerinde taksinin ücretini ödeyip arka koltuktan Tuna'yı kucağına alarak apartmana doğru yürüdü. Küçük bedeninin yıllar önce olduğu gibi farkında bile olmadan boynuna kollarını dolamasına gülümsedi. Seviyordu bu çocuk, onu deli gibi seviyordu, biliyordu. Anlamıştı artık, kabullenmişti.

Kucağında Tuna'yla anahtarla kapıyı açıp içeri girdi. Kapıyı ayağıyla kapatıp koridordan Tuna'nın odasına doğru yürüdü. Odaya girince ışıkları açmadan onu yatağına götürüp yavaşça yatağa yatırdı ama Tuna ona sarılan kollarını bırakmadı.

Uykusu arasında "Gitme" diye fısıldadı.

Aytaç bir kaç saniye gözlerini kapatıp yutkundu. Onun hemen yanına uzanıp hâlâ kollarını çekmeyen Tuna'nın yüzünü boynuna gömmesine nefesini tuttu. Tuna uyumak için kendine rahat bir pozisyon bulunca dudakları kıvrılarak mırıldandı.

"Aytaç."

Aytaç dudaklarını birbirine bastırıp normalde "abi" diye eklemek zorunda olan çocuğun, aslında sadece ismini söylemek istemesine ve sarhoşluǧa sığınıp pervasızca söylemesine kollarını sarıp onu kendine çekti.

"Tuna, küçük serçem." deyip kolları arasında uyuyan çocuğun saçlarından öptü.

🖇️

Tuna sabah uyandığında yatağında tek başındaydı. Belli belirsiz hatırladığı görüntülerle yatağından fırlayıp odadan çıktı.

Evin bütün odalarına baktığında Aytaç'ın evde olmadığını anlayınca salona gidip kendini koltuğa attı. Aytaç gitmişti yine, bir kez daha kaçıp gitmişti.

Odasına dönüp büyük ihtimalle Aytaç'ın komodine bıraktığı telefonunu aldı. Ekrandaki mesajı görünce elini ağzına götürüp şokla mesaja baktı. Üstten bildirimleri kaydırarak mesajları açtı.

05.......: Bunu da engellemeden önce beni bir kez dinle Tuna.

Seni hâlâ seviyorum.

Bana geri dön. O çocuk asla seni sevmeyecek.

Bize bir şans ver.

Seni benden başka kimse kabul etmez.

Mahalle Abisi - GAYNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ