30.

3.8K 215 39
                                    

Akşama kadar gelip geçen arabaları izleyerek akşamı ettim de dükkanın betini bereketini ben mi sömürdüm acaba kafirim diye. Ateistiz diye gusülsüz de gezmiyoruz elhamdülillah süpaneke aminke. Niye böyle oldu ki bugün? Neyse en iyisi beybiliboy keko sevgilime mesaj atayımda eve uğrasın, kapıda öpüp totosuna tekmeyi basarım. İki gündür iş için şehir dışındaydı. Adam ekmek parası kazanıyor abisii.

Yavuklum: Götünü ısırdığım ne zaman Ankara'ya giriş-i endam edersin tam olarak?

Yavuklum: Bana uğra bi posta ağzını yüzünü yiyip göndereceğim.

Yavuklum: Hele bi önce bana uğrama götünü pıçaklarım.

Eve vardigimda mesajın üstünden bir saat geçmesine rağmen mesaj atmadı mıncırdığımının çocuğu. Umarım bir yerlerde doksan dokuz kere pıçaklanmıştır da beni aldatmıyordur. Dur dur düşünme şimdi kötü senaryoları. Niye aldatsın canım benim gibi yakışıklı taş bir erkeği var. Dimi ama?

Yavuklum: Paşam umarım o telefonun şarjı bitmiştir de sokacak kabloda yoktur ne tesadüftür ki

Emcürdüğüm 😘😈
ARIYOR

"Sonunda be totonu kımbızladığım, nerdesin?"

"Gülüm..."

"Ha paşam aman işte efendim."

"Lisenin altındaki parka... gel kimseye haber verme... sakın."

"Lan senin sesine ne oldu? Ne oldu Kutay? Geliyorum."

Telefonu kapatıp evin kapısını çarptığım gibi apartmandan indim. Sesi, Kutay'ın sesi çok kötü. Bir şey oldu yemin ederim bedduam tuttu özür dilerim valla eşeklik ettim. Mahalleden yokuş aşağı saniyeler içinde indim. Ne olduysa bana ihtiyacı vardı.

Parka ulaştığımda Kutay'ın arabasıyla karşılaştım. Şoför kapısı açıktı. Parkın içine koşup etrafıma göz gezdirdim. İkiye bölünmüş parkın aşağı tarafında bir ağaca dayanmış yere otururken gördüm. Hava karanlık olduğu için caddeden görünmüyordu.

Yanına gitip uzattığı dizlerinin yanına çöktüm. Beni görünce yüzünü ekşitirek gülümsedi.

"Niye burdasın ne oldu çabuk söyle, ne oldu lan ne oldu?"

Kutay gözlerini sıkıca kapatıp açtı. Sesini bulmak için derin bir nefes verip sağ kolunu kaldırıp gövdesini önüne doğru eğdi. İşte o anda böbreğinin olduğu yerdeki saplanmış çakıyı gördüm. Siyah deri ceketini delip geçmişti.

"Kutay bıçak, bıçak Kutay. Kim yaptı bunu?" derken beklemeden kolunu boynuma dolayıp ayağa kaldırdım.

Parkın merdivenlerini Kutay'ı omzumda destekleyerek çıkarırken Kutay kurumuş dudaklarını kımıldattı.

"Babama... haber verme sakın."

"Sus tamam yorma kendini" deyip arabanın arka kapısını açıp yüz üstü yatmasına yardım ettim.

Arabanın başına geçip üstündeki anahtarla çalıştırıp gaza yüklendim. En yakın özel hastanenin acil servisine park edip içeri koştum.

"Sedye sedye getirin yaralı var, koşun abi" diye bağırdım.

İlk müdahale odasından hemşireler koştular yanıma

"Nerde?"

"Arabada."

Hasta bakıcı bir kaç adamda sedyeyle koşarak geldiler.

Kutay'ı arabadan indirdikleri sırada elini sıkı sıkı tutup sedyeye yüzüstü yatmasını sağladım. Acil müdahale bölümene Kutay sedyede bende onun elinde girdik. Artık Kutay kan kaybı yüzünden şuurunu kaybetmişti. Esmer yüzü bembeyaz, mavi gömleğinin tamamı kandan rengi koyulaşmış, gözlerinin altı mosmor gözlerimin önünde odaya girdi.

Mahalle Abisi - GAYWhere stories live. Discover now