29.

3.6K 214 11
                                    

Ön koltuğa geçip birer sigara eşliğinde altımızdaki mahalleyi izlerken Kutay'a döndüm.

"Ee bayır domuzum rahatladığına göre anlat bakayım o adamı niye allahın yokmuş gibi dövdün."

Kutay sigara dumanını yaslandığı koltukta havaya üflerken bana baktı.

"Çünkü benim mahallemde uyuşturucu satmaya kalkıştı. Her sene mantar gibi türüyor. Bende her seferinde ebelerini gösteriyorum."

Kafamı iki yana sallayıp sigaradan bir nefes çektim.

"Mahallenin namusunu koruyorsun sadece sanmıştım. Sen baya baya mahalle polisi çıktın paşam" dedim gülerek.

Aslında yaptığı şey hoşuma gitmişti. İstanbul'da sokak arası torbacılarla çok karşılaşmıştım hatta bir ara Aytaç'ın da satmaya kalkıştığını öğrendiğimizde Yılmaz'la bir olup onun ağzını burnunu dağıtmıştık.

Kutay biten sigarasını camı açıp dışarı attıktan sonra camı kapatmadan elini camdan sallandırdı. Derin bir nefes verdi.

"Ne kadar döversem döveyim onlarında suçu olmadığını biliyorum. Onlara sattıran, abi dedikleri Rauf piçi benim meselem."

"O kim?"

"Önceden bizim mahallede yaşayan eskilerin kabadayısıymış, mahallede evli bir kadının başına çökünce mahalleli dövüp mahalleden kovmuş, o da kadını da alıp kaçmış."

"Ama on iki yıl önce kara para işleriyle zengin olup şehre geri dönmüş. Sanayinin altında bir tesktil fabrikası kurmuş. O zamanlar ben askerdeydim. Babamın eski arkadaşı bu Rauf şerefsizi, babamla da takışmışlar zamanında. Babam geldiğin yere siktir git dese de inatla mahalleye sızmaya devam etti."

"Başlarda emeğimle ekmek paramı kazanıyorum eski defterleri kapatalım demiş babama ama gel gör ki rahat durmamış belli ki. Mahallelinin liseli, ortaokullu bebelerine uyuşturucu satmaya başladı."

"Bizim çocuklar saftır Yakup aile baskısı gören, serserilikle övünen, sokak kavgalarının artistlik olduğunu sanan, kendini bi halt zanneden bebeler. Yer görmemişler, hayatı tanımamışlar, çabuk kanıyorlar. Nereye çeksen gelirler."

Derin bir nefes verip Kutay'ın söylediklerini başımla onayladım.

"Haliyle bunu da bir şey sanıp deniyorlar, sonrada kurtulamıyorlar."

Kutay'ın canı sıkılmıştı. Kim bilir bu on yılda neler yaşanmıştı bu mahallede. Biz bir yıl önce geldiğimiz için denk gelmemiştik ama Kutay'ın da dediği gibi mantar gibi yeniden türemişlerdi. Bu Rauf denen adam kimse, bile isteye bu mahalleye sokmaya çalışıyordu bu zehri.

Kutay arabayı çalıştırırken arka koltuktaki ceketimi aldım.

"Eve gidelim gülüm, üç gündür sana sarılarak uyuyamıyorum. Kafayı yiycem" diye gülümsedi.

Bende kokusunu içime çeke çeke başımı paşamın göğsüne yaslayarak uyumayı özlemiştim be.

Eve döndüğümüzde Kutay da ben de aç olmadığımız için duş alıp yatağa attık kendimizi. Azgın her yerde azgındı. Banyoda eli ayağı rahat durmadığı için bi postada orda yapınca iflahım dahi sikilerek başımı yastığa attım. Kutay arkamdan sarılıp beni göğsüne yaslayıp yüzünü boynuma gömüp kokumu içine çekti.

"Kokuna kurban olduğum, yokluğuna üç gün dayanamıyorum. Ben napcam böyle."

Bedenimi ona çevirip kolları arasına yerleştim. Kutay alnımı öpüp dudaklarıma uzandı. Sıkıca öpüp

"Ohh bal bu bal" dedi.

Gülerek bende Kutay'ın dudaklarını öptüm.

"Götünü yerim lan senin."

Kutay gülünce göğsündeki başım sarsıldı.

"Bende bundan korkuyorum zaten."

Kolumu beline iyice dolayıp kendime çektim.

"Kork benden mahalle abisi elimde kalacan bi gün" deyip artistliğimi ortaya koyarken Kutay elini omzuma koyup saçlarımı öptü.

"Görürüz semt çocuğu."

Küçük küçük buraya da döneyim artık diyorum. Hadi bakalım. Uzun bir bölümle devam edeceğim bu geçiş olsun. 🥰🥰🥰

Mahalle Abisi - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin