Mahalle Abisi - GAY

40.

Şarkı: Sezen Aksu/ Sarı Odalar

Şarkıyı söylediğim yerde açınız 🥰

Nişanın üzerinden bir hafta geçmişti. Aytaç nişanın ertesi günü kaçar gibi apar topar konuşmaya fırsat vermeden İstanbul'a dönmüştü. Ve ben de bu bir haftada mahalledeki teyzelerin garip bakışları ve cık cıkları eşliğinde mahalleden geçip dolmuşa biniyordum.

İçimde bir korku kol gezerken gözlerimi kapatıp dolmuşta boş bulduğum koltukta başımı cama dayadım. Ama kafamın titremesi yüzünden acıtasyon bile yaşayamıyordum anasını ya. Titreyen beyinciğimi geri çekip arkama yaslandım.

Organize saniyeye geldiğimde dolmuştan inip ellerim ceplerimde dükkana doğru yürüdüm. Bir sıkıntı var biliyorum, boğazımı sıkan bir el hissediyorum.

Dükkana girdiğimde taburede oturmuş gazete okuyan Asım amcaya başımla selam verdim. Asım amca selamımı almayıp göz ucuyla bakıp gazetesine geri döndü. Hassiktir şimdi anlaşıldı.

Tulumu giyip derin bir nefes verip tamir kısmına geçtim. Dünden kalan arabanın kaputunu açtığımda Asım amca'nın

"Yakup bir gel evladım" cümlesiyle eğdiğim başımı kaldırıp Asım amcaya baktım.

Korkunun ecele faydası yoktu değil mi?

Belime taktığım alet kemerini çıkarıp kapattığım kaputun üstüne koydum. Sakin kalmam gerekiyordu. Karşımdaki adam Kutay'ın babasından önce saygı duyduğum bir büyüğümdü.

Bir taburede ben alıp karşısına oturdum.

"Buyur Asım amca."

Asım amca gazetesini sehpanın üzerine bırakıp ellerini dizlerine koydu. Nasıl söyleyeceğini bilemeyerek sağına soluna baktı. Sonra bana döndü.

"Kulağıma bazı laflar geldi Yakup. Sen ve bizim oğlan şeymişsiniz. Dilim varmıyor söylemeye. Doğru değil demi oğlum? Bu mahallede dedikodu çok olur. Aylin'in nişanında sizin fazla iç içe durduğunuzu, Kutay'ın sana farklı baktığını söyleyenler oldu. Yakup, oğlum böyle bir şey yok demi? Arkadaşsınız demi?"

Utancımdan başımı yere eğdim. Ne diyecektim adama. Evet Asım amca ben oğlunla sevgiliyim mi diyecektim? Boğazıma düğümlenen yumruyla başımı eğebildim sadece.

Asım amca anlamış olacak ki dizine vurup bir süre sustu. Sakallarını sıvazlayıp tekrar dizine vurdu.

"Olmaz Yakup, böyle bir şey olmaz. Benim oğlum böyle bir rezilliği yapmaz. Benim oğlum bir erkeğe o gözle bakmaz. Kurbanın olayım bir şey de Yakup. Yalan de. Olur mu öyle şey Asım amca de. Kutay'la abi kardeş gibiyiz de."

Dudaklarımı birbirine bastırıp yere bakmaya devam ettim. Ben hayatımda hiç kimseden bu kadar utanmamıştım. Yer yarılsa da içine girseydim. Ben utanılacak bir şey mi yapmıştım. Kutay'ın yaptığı rezillik miydi? Sadece sevmiştik birbirimizi

Asım amca ayağa kalkıp sanki sakin olmaya çalışır gibi elleri belinde sağına soluna baktı. Sonra tekrar taburesine oturup

"Yüzüme bak Yakup. Yalan Asım amca de. Dedikodu sadece de."

Başımı kaldırıp Asım amcanın yüzüne baktım ama gözlerine bakamıyordum. Tekrar başımı eğdiğimde

"Git bu şehirden Yakup, İstanbul'a dön. Üzerinde azıcık emeğim, hatrım varsa bırak oğlumu. O bu rezilliği yaptıysa da sen yapma Yakup. Benim Kutay'dan başka tutunacak dalım yok. Oğlumun mürüvvetini görmek için yaşadım ben yıllarca. Ha dedim bu defa evlenmeye ikna ederim deyip gün saydım. Bir babadan bunu esirgeme Yakup. Seninde anan baban olsaydı onlarda sana izin vermezdi."