37.

2.8K 189 47
                                    

"Benim kardeşim eşek. O metropol bir şehirden gelmedi, dağdan indi sığır. Sen onun kusuruna bakmayıver."

Bu dedim çünkü arka koltukta oturan Aytaç dizlerini Kutay'ın oturduğu sürücü koltuğuna dayamış elinde telefon oyun oynuyordu. Her yenildiğinde de dizlerini inip koltuğu sallıyordu. Bilerekte yapmıyorsa bende Yakup değil, sütlü nuriyeyim.

Kutay ya sabır çekerek başını sola çevirip derin bir nefes verdi. Tanrı paşama peygamberlerin sabrını vermiş, çok camiye gitmiş, çok mübareken bir adam sonuçta. Ben olsam çoktan Aytaç'ı arabadan atmıştım. Hatta ıssız bir orman yolunda.

Arkamı dönüp parmaklarımı şıklatarak bizim malın dikkatini çekmeye çalıştım. Göz devirerek oyunu durdurup bakma nezaketini gösterebildi camış.

"Ne oldu?"

"Ne mi oldu? Lan yarram söylesene Erdinç'in evine mi gideceksin yoksa Yılmaz'ın mı?"

Telefona dönerken "Erdinç'in evine gidelim. Bana pasta yapacağını yazmış" dedi.

Kutay'a göz ucuyla baktığımda sadece başıyla onayladı. Ben bu adamın cinnet damarlarını sınıyordum, melekler aşkına. Adam melakeye dönüşecek birazdan. Çünkü az önce itibariyle Aytaç oynadığı oyunun sesini sonuna kadar açtı.

"Biz bize olacağız değil mi?"

Aytaç'ı duymamazlıktan gelip paşamın kolunu tutup

"Sende gelsene paşam. Pastayı kaşıklayak" dedim.

Kutay sinirli de olsa gülerek başını çevirdi.

"Sana kaç kere diyorum şu gülüşünü saklama diye."

Kutay arkadaki fazlalığı umursamadan elimi tutup dudaklarına götürdü ve aynı hızda öne doğru ittirildi. Bana bu çocuğu doğurtan ebeyi bulun acil. Açık adres verin.

Kutay derin bir nefes verip yoldan gözünü ayırmadan

"Yok yavrum sen bugün kardeşlerinle vakit geçir. Hem yarın nişan var, bende evdekilere yardım edeyim" dedi.

"Hayırlı olsun. Nişanlanıyor musun?"

Aytaç'ın sesine hızla başımı çevirdim. Aynı kundakta büyüdük demiycem doksan dokuz kere pıçaklayacam şimdi.

"Sen saçmalıyon pezevenk. Kutay nişanlanmıyor, kız kardeşi."

Aytaç omuz silkip hmmladı sadece ve oyununa döndü. Kutay'ın sinirden damarları belirginleşen boynuna ve kendini sıktığı çenesine baktım.

Korku nedir? Nasıl hissedilir?

Sesim içime kaçarken

"Tamam paşam sende annenlerin bir ihtiyacı var mı? Yardım lazım mı bi bak bakalım" dedim.

Eve gelene kadar da tek kelime etmeye götüm yemedi açıkçası. Aytaç'a kızmaya yeltensem Kutay'a ringe çıkma izni vermişim gibi olacak ve Aytaç'ı tek yumrukta nakavt edecek.

Erdinç'in evine geldiğinde birden frene basıp durunca Aytaç'ın elinden telefonu düşerek öne savruldu.

"Ohaa."

Deme ne olur deme. Tanrın seni kutsasın Aytaç, İsa'nın havarileri kovalasın.

Kutay'ın" Çiçeem, bak" diyerek burunundan solumasına yanaklarını ellerimin arasına alıp sıktım.

"Çiçeen senin götünü yesin. Teşekkür ederim bıraktığın için" deyip 32 dişimi gösterdim.

Aytaç'ın

Mahalle Abisi - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin