60

1.8K 158 37
                                    

Kutay elimi sıkı sıkı tutmuş evlerinin kapısını çalıp gülümseyerek bana baktı. Bundaki rahatlık pezevekte yok amına koyayım. Ben burda korkudan altıma sıçarzınge ama adam diğer elindeki tesbihi sallaya sallaya kapının açılmasını bekliyor.

"Birazdan ölüp ruhumu teslim ettiğimde o tesbihle arkamdan okursun artık tövbe diye diye."

Kutay kaşlarını çatarak tesbihin ucunu tutup yavaşça dudaklarıma vurdu.

"Ben sana ölüm kelimesini kullanmak yok demedim mi?"

Omuzlarımı silktiğim sırada kapı ruhlar alemine açılır gibi açıldı. Karşımda Aylin'in gülümseyen yüzünü görünce bir oh çektim. Zebani çıkmamıştı en azından karşıma.

"Hoşgeldiniz" derken ikimize de sırıtarak "Kaynanan da seni seviyormuş Yakup tam yemeğe oturuyorduk" diyerek kenara çekildi.

Kutay "Sus kız başımın püsküllü belası" derken ayakkabılarını çıkardı ben de onu takip edip aynısını yaparak eli elimde içeri girdik.

Koridorda elimi onun elinde çektiğimde kafasını salladı ama bir şey demeden önden yürümeye başladı. Arkasından tin tin gidiyordum ölüm fermanımı okuya okuya. Aylin de arkamda kıkırdıyordu.

Salonun kapısına ulaştığımızda Kutay "Selamun aleyküm" diyerek elini göğsüne atıp selam verdi. Kekoya kaptırdığım kalbimin yaylarını sikeyim gevşekliğe bak.

Asım amcanın sesini Kutay'ın arkasında sanki sırtına saklanırsam görünmezmişim gibi duydum.

"Aleyküm selam oğlum."

Kutay kenara çekilince kabak gibin ortaya çıktım. Ellerimi önümde birleştirip önce koltukta oturan Asım Amca'ya sonrada masaya tabakları dizen annesine baktım. Asude Teyze'yi sadece Aylin'in düğününde bir kere görmüştüm. Onda da zaten misafirlerle ilgilendiği için pek konuşamamıştık ve ben bu kadından ölümüne tırsıyordum.

Arkamdaki Aylin fısıltıyla "Korkma korkma senin arkanda hükumet var" dediğinde ne dediğini anlamadım ama "İyi akşamlar" diyen sesim bir taraflarıma kaçmışken Asude Teyze genişçe gülümseyip "Hoşgeldin oğlum. Ayakta dikilmeyin geçin içeriye bakayım" dediğinde gözlerim kocaman açıldı.

Önce yanımdaki Kutay'a ardından Aylin'e baktı. Sırıtarak "Demiştim" derken içeriye geçtik.

Asım Amca'ın karşındaki koltuğa Kutay'la yan yana oturduğumuzda aramıza biraz boşluk bıraktım. Gevşek hatta yavşak olabilirim ama saygısız değilim neticede. Uslu uslu ellerimi kucağıma koyup ev halkına bakındım.

"Kızım salatayı da getir" diyen Asude Teyze masadan uzaklaşıp kocasının yanına oturdu.

"Ee yavrularım nasılsınız? Anlatın bakayım İstanbul nasıldı?" diye sorup Asım Amca'ya bakarak "Herife kaç kere dedim beni de götür İstanbul'a oğlumun yanında kalayım biraz diye, ama ne fayda. Sen gidersen bana kim bakacak deyip hır gür çıkarıyor" dedi.

Asım Amca hafifçe öksürerek koltukta doğruldu. Ellerini dizlerine koyup Kutay'a bakıp "Sen az bi gel benimle" diyerek ayağa kalktı.

Kutay da ayağa kalkarken elimden tutup beni de kaldırdı ama Asım Amca elini kaldırıp "Yakup oğlum burda otur. Biz senle bana oğul bi konuşalım hele." deyip elleri arkasında salonun balkonuna doğru yürüdü.

Kutay elimi istemeye istemeye bırakıp gözlerime baktı.

"Gülüm ben az sonra gelirim. Sen otur annemle tanışırsın." diyerek babasının arkasından gitti.

O gidince salonda tek kaldım. Göz ucuyla Asude Teyze'ye baktım. Bakışlarını balkon kapısından çekip bana dönüp derin bir nefes verdi.

"Yanlış anlama Yakup oğlum, Asım kendine dert etti bu konuyu. Gerçeği duyduğunda yediremedi bir süre. Sonra Kutay'ın aslında yıllardır kendini saklandığını öğrendi bir kaç bir yerden. Başladı ben oğluma ne ettim, gençliğini yaşayamamış benden korkusundan diyerek dövündü." deyip dolan gözleriyle tekrar kapıya baktı.

"Çok baskıladı çocuğumu oku, adam ol, evlen, çocuk yap, eşe dosta el uzat, yanağına bir vururlarsa öbür yüzünü çevir dedi. Ama şimdi kendi dizini dövüyor ben oğluma nasıl bir kötülük yaptım diye."

Yanağından süzülen yaşı eliyle silip "Amaan geçti gitti işte oğlum. Geç oldu ama akıllı başına geldi" deyip koltukta yanına hafifçe vurup yanına çağırınca oturduğum yerden kalkıp yanına oturdum. Elini sırtıma atıp sıvazladı.

"Seni Aylin'den de Bahar'dan da çok dinledim oğlum. Aklı başında, dürüst ve temiz çocuksun. Benden yana rızam vardır oğlum, her zaman arkanızdayım."

İçime bir öküz oturdu, boğazıma bir yumru. Anne kokusunu ve sıcaklığını bilmiyorum ama bu kadından anne kokusu duyuyorum. Sırtımı sıvazlayan bir anne. Gözlerim dolunca başımı eğdim görmemesi için. Hâlâ sırtımı sıvazlarken diğer eliyle yüzünü hava verip
"Ay iyice sulu göz oldum. Aylin çağır babanları da masaya oturalım, yemekler soğuyacak" deyip elini sırtımdan çekip bacağımı pat patlayarak "Hadi kalk bakayım sende, kadın budu köfte yaptım ellerimle" dedikten sonra tek kaşını kaldırıp "Kutay'ın sana getirdiğini öğrendiğim patates oturtma da yaptım." dedi.

Gülümsedim. Gerçekten ilk kez sıcak bir yuvada hissedip genişçe ve rahatlayarak gülümsedim.

"Geliyorlar anne" diyen Aylin'in kaş göz işaretleriyle koltuktan kalkıp masaya doğru yürüdüm.

Masaya oturduğumuzda Kutay ve Asım Amca'nın gözleri buğulu Kutay'ın gözleri biraz kızarmıştı. Ne konuştuklarını bilmiyordum ama belli ki özeldi. Kutay sadece masanın altından elimi tutup gülümseyerek sıktı. Gözlerine baktığımda orada her şeyin yolunda olduğunu görmüştüm, konuşmasına gerek yoktu. Biz konuşmadan da konuşabiliyorduk her zaman.

Yemek Aylin'in kocasının ailesini çekiştirmesiyle geçti ve halalardan dert yanıyordu. Asude Teyze ne kadar ayıp kızım sus dese de omuz silke silke anlatmaya devam ediyordu.

Kutay da bende aç değildik ama annesi çok fazla yemek hazırlamıştı ve saatlerce uğraştığı belliydi.

Kutay'ın dolu tabağına bakıp "Yesene oğlum" dediğinde Kutay "Yo.." dediği sırada bacağını sıkıp kulağına eğildim.

"Eğer aç değilim dersen koltukta uyursun."

Kutay öksürerek "Yoğurt annem, bunun yanında bir kase yoğurt nasıl güzel giderdi." diye toparladı.

Asude Teyze "Hii" çekerek Aylin'e döndü.

"Kız sen yoğurtları getiremedin mi, kalk çabuk. Bende bir şey eksik masada diyordum."

Aylin oflayarak sandalyesinden kalkıp "Hain abi" diyerek salondan çıktı.

Asım Amca'ya yandan bir bakış attım. Dalgın dalgın yemeğini yiyordu. Kutay'a döndüğümde o da babasına bakıyordu. Gözlerimiz buluşunca gülümsemeye çalışarak gözlerini kapatıp açtı. Tekrar masanın altından bacağımı okşadı. Bu da sorun yok demek oluyordu.

Yemek devam ederken kapı sesiyle bakışlarımız salon kapısına döndü.

"Hayırdır inşallah birini mi bekliyordunuz?" diyerek ayağa kalkan Kutay salondan çıktı.

Kapıyı açtığında duyduğum coşkun sesiyle kaşlarımı çattım. Ardından salonun kapısından uzun boylu, iri yarı bir adam girdi. Üstünde siyah takım elbise elinde siyah bir tesbih kirli sakallı ve sert çehreli adam elini göğsüne koyup hafifçe başını eğdi.

"Selamünaleyküm ahali."

Aylin sandalyesinden fırlayıp "Kazım abi" deyip adama doğru koştu.

Ona sıkıca sarılınca adı Kazım olan adam elini onun sırtına koyup "Ben geldim cimcime" deyip gülümsedi.

Bu adam da kimdi ve Kutay neden adama büyük bir özlemle bakıyordu?

Yeni karakterimizin kilidi açıldı. Bakalım neler olacak 🤣🤣

Mahalle Abisi - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin