57

2.5K 156 25
                                    

Önde Kutay'ın arabası arkamızda Yılmaz'ın arabasıyla uzun plaza binalarının olduğu caddeye girdiğimizde camdan uzayıp giden binalara baktım.

"Yok artık ofis burda deme bana sakın."

Ben şaşırarak kurduğum cümleye Kutay hafifçe gülerek "Ofis değil yavrum, şirket burada" dedi.

"Lan bir de şirketin mi var senin? Doğru söyle paşam mafya mısın olum sen? Nasıl bu kadar zengin olabildin?"

Kutay kahkaha atarak binalardan birinin otoparkına girdi. Arabayı park ederken "Çok mu film izliyorsun acaba semt çocuğum. Ne mafyası?"

Yılmaz da arkamızda park ettiğinde arabadan indim. Kutay kapısını kapatırken göz kırptı.

"Şimdiye kadar aşkta şansım olmayınca bende kendimi işe fazla kaptırdım. Yılların emeği diyelim biz ona."

Yılmaz yanımıza geldiğinde ellerini pantolonun cebine atıp "Ee enişte gidiyor muyuz?" diye sordu.

Kutay elimi tutup parmaklarını arasından geçirip "Hadi gidelim kayınço" deyip gülerek otoparkın içinde asansöre doğru yürüdü. Bende elim Kutay'ın eli arasında hâlâ şaşkınlığımı gizleyemeden onu takip ettim.

Adam yememiş içmemiş çalışıp zengin olmuş vay anasını. Lan benim kocam zenginmiş ya la.

Asansör katta durunca kapılar açıldığında bizi geniş bir hol karşıladı. Üçümüz uzun bir koridordan geçerek ortasında geniş bir masa bulunan alana girdik. Koltukta oturan esmer kıvırcık saçlı güzel bir kadın Kutay'ı görünce hızla ayağa kalkıp "Hoşgeldiniz Kutay Bey" deyince gülesim geldi. Benim ensesine şaplak atıp sevdiğim adama bey demesi hoşuma gitmişti.

"Hoşbulduk Meltem Hanım."

Kadın Kutay'ın eli arasındaki elime bakıp gülümseyerek gözlerimle buluştu.

"Sizler de hoşgeldiniz efendim" diyerek Yılmaz'a da nazikçe gülümsedi.

Sevdim ben bu kadını, zararsız.

"Cemal Bey odasında sizi bekliyor."

Kutay cevap vermeden hızla başını sallayıp etrafına bir göz gezdirerek sanki durum değerlendirmesi yapar gibi bakınıp Yılmaz'a bakarak "Hadi bakalım yeni patronunla tanış kardeşim" deyip elinde benimle birlikte yürümeye başladı.

Üçümüz ilkinden daha kısa bir koridoru geçerken ofisin dizaynını inceleme fırsatım oldu. Kutay'ın Ankara'da ki ofisine benzer bir düzen gördüğümde buranında konseptini Kutay'ın belirlediğini anlamıştım. Zarif, sade ve şık.

Kim inanırdı elinde tesbih dilinde la kelimesini düşürmeyen mahalle abisinin aslında bir şirket sahibi olacağını. Söyleseler inanmazdım.

Deri kaplamalı bir kapıyı açıp direkt içeri girdiğinde görüş alanıma masasında kağıtlarla ilgilen Kutay yaşlarında bir adam girdi. Hızla ayağa kalkıp "Oooo kardeşim" diyerek koltuğundan kalkıp Kutay'ın yanına gelerek elini kaldırdı. Kutay boşta olan sağ eliyle elini sıkıp tokalaştı.

Elimi bırakmaması gözümden kaçmazken adam bana baktı.

"Hoşgeldin Yakup enişte" dediğinde kaşlarım yukarı kalkarken Kutay'a döndüm. Beni mi anlatmıştı?

Adam şaşkınlığımı anladığında hafifçe gülerek "Hiç öyle şaşırma enişte, bir yıldır beynimi şişirdi seni anlatarak. Seni görmeden tanımış oldum resmen" dedi.

Yanımızda Yılmaz da hafif gülerken Kutay yalancı bir sinirle arkadaşına vurmak için elini kaldırdı.

"Sus lan ne ifşa ediyorsun. Biz de seni dost sandık."

Mahalle Abisi - GAYKde žijí příběhy. Začni objevovat