KÖRDÜĞÜM

239 54 15
                                    

Ena Moirein verdiği kendisine iki ölçü büyük gelen kıyafetleri giymiş ağır ağır güverteye çıkmaktaydı. Genç kız kıçta kenar bordasına dayanmış suya bakan kocasını gördüğünde titreyen çenesine hakim olamayarak tersi yöne doğru ilerlemeye koyuldu. Günü mahvetmişti Ena... yaptığı şeyin Aodh tarafından böylesine korkunç bir şekilde karşılandığını bilse yapmazdı lakin kendini korumuştu. Üstelik öyle bağırmamış olsaydı daha temkinli olacak ve hemen inecekti. Hoş babası ya da Oliver olsaydı da ona aynını yapardı bunu biliyordu lakin Enayı kıran Aodh'un ona herkesin ortasında "Herif, ya da oğlan çocuğu" tabirlerini kullanmasıydı. Genç kız bir başka utanç içine düşmüş kimseyi görmek istemez olmuştu. Üzerine aldığı kuru battaniyeye sıkıca sarınarak diğer uçta oturup görünmemek için sırtını korkuluğa dayadı ve dümenin hemen altında duran oldukça eski görünen bir deri üçgen şapka ve asılı durduğu altın renkli tuhaf görünümlü şeye bakmaya koyuldu. Daha fazla ağlanıp sızlanmak istemiyordu lakin elinde değilmiş gibiydi. Bugüne dek Oliverdan pek çok kez oğlan çocuğu lafını işitmişti lakin hiç bu denli üzülüp yaralandığı olmamıştı. Aodh Enaya gerçek bir kadın olduğunu hissettirmişti. Genç kız durup aptalca cinsiyetini düşündüğünü fark ettiğinde bu kez sinirden ağlamaya koyuldu. Evet bir hata yapmıştı lakin o da Aodh kadar korkmuştu. Ne kadar kızmış olursa olsun şu an gelip ona sarılmasını isterdi. 

Mila yılan dilini ortaya salıvermiş Moire ve Laiayı ölümüne azarlamıştı. Haklıydı. Aodhun can damarına basmışlardı. Moire bilinçli davranıp Enayı uyarmalıydı lakin ne bilsindi kızın deli cesaretini? Direkte asılır kalır diye düşünmüştü. Moire son zamanlarda iyi düşünemiyordu. Aklı karışmış her şey birer kör düğüm olmuştu içinde. Moire ortalığı yatıştırmak zorunda hissediyordu. Aodh'un çıkışması onun için problem değildi. Ani çıkışlarına alışıktı bu defaki fazla ağır olduysa da şu dakika deliler gibi pişman olduğunu da biliyordu lakin Enanın onu bu denli tanıması henüz imkansızdı. Moire etrafına bakınarak ilerlerken baş kasaraya çıkıp köşede sinmiş babasının şapkasına dokunarak oturan kızı görünce kendi kendine gülümsedi ve gidip yanına çökerek şapkayı eline alıp kızın kafasına geçirdi. "Şu an yanımda mendil taşımıyorum-" Genç kız şapkayı Enanın gözlerine indirip devam etti. "lakin buda iş görür sanırım..."

"B-ben çok üzgünüm Moire benim yüzümden sende Aodh'dan nasiplendin."

"Buna takılma ilk seferim değil. Üstelik biraz daha sinirimi bozarsa atarım suya..." Moire omuz silkti. "Esasen üzgün olan benim. Seni uyarmam gerekirdi lakin teşvik ettim."

"Bu bir kazaydı Moire... Eğer aşağıda öyle bağırmasaydı dengemi kaybetmezdim." Ena yüzünü kurulayıp şapkayı yukarı kaldırdı. "Şu an çok kırgınım... Biraz hak veriyorum lakin çok az! Korkarım ki zırlayıp durmam kesilince sinirlenmeye de başlayacağım..."

"Birlikte çok güzel görünüyorsunuz Ena... Benim yüzümden mahvolsun istemem. Kızmakta kesinlikle haklısın. Aodh'un öfkelendiğinde -ki bu çok sık olan birşey değil- ağzının ayarı pek olmaz. Çok çirkin konuştu ve bu konuda kesinlikle ona kızmaya devam etmelisin."

"Sürekli gergin..."

"Buraya geleceğindendir..." Moire babasının altın bacağına uzanıp dizlerini kendine çekerek önünde dikti. "Yeterince kızdığında ona bununla vurabilirsin... Sanırım sahibi de olsa aynını yapardı." Genç kız kendi kendine güldü. Hala daha babasının bir gün olsun annesine bağırmamış olduğunu aklı almıyordu. Dayısı Fiona teyzeye bağırdığında da ona bacağıyla vurduğunu söylerdi. 

"Vurmayacak kadar kızgınım..." Ena kendince kafa salladı. 

"A, ben olsam vururdum..." Moire omuz silkti. "Durum vahim görünüyor... Böyle durumlarda araya girilir mi bilemiyorum lakin en azından Aodh'un neden bu denli gergin ve tepkili olduğunu açıklayabilirim belki çünkü bunu asla yapmayacaktır."

ADAM AKILLIWhere stories live. Discover now