Filika

248 54 11
                                    

Ena arabanın kale girişinde durmasıyla başını dayadığı camdan kaldırıp Aodha döndü. Adam başparmağının kenarını iştahla yemekteydi. Ena böyle bir iştah görmemişti. Panikle doğrulup adamın elini ağzından çekip kanattığı patmağına baktı. "Ne yapıyorsun Aodh?" Genç kız yüzünü buruşturarak iç cebinden mendilini çıkarıp adamın parmağına sardı.

"Karnım acıktı" Aodh kadının minik parmaklarıyla mendili dolayışını izlerken bu kez ayaklarını titretmeye koyuldu.

"Aodh? " Ena adamın huzursuz görüntüsüne karşın ne dese bilemedi lakin bu defa elini bacağına götürüp sıvazlayarak onu sakinleştirmeye çalıştı. "Endişelisin? Moire ile mi ilgili? ”

"Endişeye sebebiyet veriyorsunuz" Genç adam karısını baştan ayağa süzüp kapının açılmasını bekledi.

"Varsa kaleden bir merhem isteyelim ne dersin? "

"İşerim geçer"

"İ-işemek? " Ena gözlerini kırpıştırdı.

Aodh omuz silkti. "Lord Ferguson böyle küçük sıyrıklara işememizi öneriyor"

"Parmağının yarısını yemişsin Aodh! "

"O halde bende Eathanı işetirim. Yediğine içtiğine pek dikkat eder onunki daha çabuk iyileştirir" Aodh kendi kendine sırıttı.

Ena başını iki yana sallayarak "o elinle ekmek tutmayacaksın! " Diye söylendikten sonra açılan kapıdan kocasının inmesini bekledi. Ardından uzattığı eli tutup aşağı atladı.

"Sen yedirirsin bana olmaz mı? " Aodh dudak büktü. "Şimdi fark ettim de çok acıyor"

"Altını da bezleyeyim mi beyim? "

"Pek tabii... Güzelce ilgilenirsin ne kadar rahat ederse o kadar iyi" Aodh iç geçirdi. Lakin kadının göz devirip Milaya doğru ilerlemesiyle dönüp kaleye baktı. Halası pek sık gelmezdi buraya yılın belli vakitleri gelir diğer zamanlar McAodhada kuzey yerleşkesindeki kalede kalırdı. Aloin on yedisine geldiğinde İhtiyar heyetinden bağımsız olarak beylik koltuğuna oturmuştu. Kışları burada yazları McLeod adasında geçirmekteydiler. Moire ise annesi ile Aloin arasında mekik dokuyarak geçirmişti yıllarını. Adaya geçiş için ilk kez tekne kaçırdığında on beşindeydi. Ufak bir balıkçı teknesiydi sonrasında Aloinin gemisine el atmıştı. Aloin tahsil görmek için gittiğindeyse her yeri ele geçirmişti. Derme çatma eski bir gemi ile dolanıp durmuştu. İlk başlarda halası da ona eşlik ediyordu ve elbet babası da onlarlaydı. Aodh zorunda olmadıkça asla binmemişti. Zatende ona ne yapıp ne yapmamasını söyleyen bir babası yoktu. Kaleyi boşlamış aileyi boşlamış halası ve Moire ile uğraşmıştı. Ne kimseyle görüşmüş ne müdahale ettirmişti yıllarca. Brian dedesi ve Ian amcanın dışarıdan müdahalesi olmasaydı geçinip geçinemeyecekleri bile şüpheliydi. Aodh bir dönem asilik etmiş zatende peşinde kimse olmadığından savruk yaşamıştı. Lakin Brian Fergusonun ölümü ve Lauranın çabaları onları bir araya getirdiğinde dahası babasındaki o yitik halin iyileşmeye başlamasıyla Aodh eğitimi boşladıysa bile içinde birşeyler kıpırdanmaya başlamış serseriliği geride bırakmıştı. İhtiyaç duyduğu aile dirildikçe onlara sahip çıkmak istemişti genç adam. Tanrıya şükürki bugün o kudrete sahipti. Karısının Milanın kolunda ilerleyişini izlerken diğerlerinin ardından yürümeye ve onları göz hapsinde tutmaya koyuldu. Ne ile karşılaşacaklarını Moire in ne düşündüğünü bilmiyordu lakin ailesindeki tüm adamların tek bir odağı vardı şu dakika o da Moire di. Evet onu tutamıyorlardı lakin büyüdükçe babasının yeteneklerine sahip olduğunun farkında olan ada halkıda peşindeydi. Yine de şuan dalgaların arasına gözleri kapalı giren  Moirei bir evlilik içine göndermekten tedirgindi herkes Öyle ki Ian Sinclair kızının nişanını dahi geri plana atmış durumdaydı. Moire onlara Simon amcanın emanetiydi.

ADAM AKILLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin