ADAM AKILLI

Kaza

Ena, Mila ile birlikte Lord McLeod ve Sinclairin aşağıdan getirdikleri ufak masaya güvertenin bir ucunda asılı duran kurutulmuş balık ve pastırmaları yerleştirdi. Lord McLeod bir fıçı ile gümüş kadehleri masaya koymuş Moire de somun birazda peynir çıkartmıştı. Ena keyifle  kocasının yanındaki tabureye oturup diğerlerinin de gelip yerleşmelerini izledi. Genç kız bu mütevazi sofranın etrafında aynı sadelik ile oturan leydi ve lordları içten içe taktir etmeden edemiyordu. "Çok güzel bir aileniz var" deyiverdi. "Bu kadar saygın beyliklerin bir sofrada keyifle oturması çok güzel"

"İsteyerek oturduğumuzu kim söyledi" William adamlara baktı.

"İş başka dostluk başka Will... Alış artık" Eathan adama kaş çattı.

"E dostluk da bir yere kadar "William Aodha kafa salladı. " Leydim kocanıza söyleyin sınır köylerimizi rahat bıraksın. "

"Kendiniz kaşındınız." Aodh omuz silkti.

"Kaşıyacağım seni McAodha az kaldı."

"Leydim bu sizin kocanız dedemin hatrına başı boynu üzerinde geziyor" Eathan derin bir nefes çekti.

"Sen imzaladın o anlaşmayı Sincalir! Dedeme dua et yoksa zırnık koklatmazdım" Aodh sırıttı.

"O nasıl bir savaştı öyle... Ben ömrümde bu kadar çetin savaş görmedim" William güldü.

"Eziyeti ben çektim adam heryere kondu" Eathan dilini şaklattı.

"Sen sus Sinclair! Buldun Louis gibi dükü yolunmuş tavuktan beter ettin. Adam bir yıldır aynı şeyleri giyiyormuş. "

"İş başka dostluk başka"

"Aynı şeyi mi giyiyormuş! " Aloin göz devirdi. "Demek istiyor ki günde beş kıyafet yerine üç değiştirebiliyormuş"

"Ben diyorum size herif gece gündüz çalışmaktan lazımlığa gidecek vakit bulamıyor olduğu yere salıveriyor işte... Bu kadar giyinmenin başka bir açıklaması yok"

Mila ufak bir kahkaha patlattı. "Sizde aynı şeyi yapsanız fena olmaz kuzum. At pisliği gibi kokmazsınız böylece!"

”Kuzum? " Ena gözlerini kırpıştırdı. Lord Sinclair ona aralarındaki espiriden bahsettiğinde ise güldü.

"Sabun var su var... Yıkanın... Temiz temiz" Laia kafa salladı.Annesi yüzünden yıkanmaktan derisi aşınmıştı lakin vücudunu temiz tuttuğunda sürekli üst baş değiştirmek zorunda da kalmıyordu.

"Halamın kocası vaftiz suyunun kutsallığı üzerinden gitmesin diye bunca zaman sadece silinmiş" Ena gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.

"Halana acıyorum" Mila öğürdü.

"Sen ne yapacaksın Moire... Hadi biz Jennayı gördükçe yıkanıyoruz görmesekde onbeş de bir mutlaka...Adam viking"

"Atarım suya"

"Sonrada güverteye serer kurutursun" Eathan tuzlanmış balığı koklayıp elinde salladı.

"Annem onu da yıkar" Laia güldü.

Eathan kahkaha attı. "Şu görüntüyü gözünüzün önüne bir getirin... Halam adamın boynuzlarını postlarını sermiş fırçalıyor"

"Boynuz ve post mu" Mila yüzünü buruşturdu. "

"Vikingler iki asır evvel tükendi yalnızca gelenekleri devam ediyor" Moire omuz silkti.

"Olmaz güzelim... Bırak şunları hakettikleri gibi süründürelim adamın kim ne olduğu belli değil." Aodh huzursuzlandı.

"Boşuna nefesini tüketme Aodh bu kız kararını vermiş. Adamı Lunanın nişanına davet ettirmiş."