Ömrümüz bir olsun...

244 53 24
                                    

Biraz dans edip eğlenilmişti lakin yarısında dönme kararı alan kocası yüzünden üzerini değiştirmek zorunda kalmıştı Ena. Hoş adamın eğlenecek hali yoktu. Kırmızı öne doğru uzayan dudaklarına Lord Ferguson soğuk su ile devamlı ıslatmasını önermişti. Ne bilsinlerdi adamın yemişe alerjisi olduğunu Eva saçlarını tararken onunda dudağına sürmesini söylemişti Ena da heyecandan dinlemişti. Şu bir gerçekti ki komik görünüyordu. Ena birkaç günün karmaşası ve sonunda düğünlerinide atlatması ardından artık gitme vakti geldiğinin farkına vardığında kız kardeşine yapışmış hala çok erken olduğunu düşünmeye başlamıştı. Üstelik kalede bir sürü misafir olacaktı nasıl yapacaktı Eva bilemiyordu. 

"Bugün artan yemekler çalışanlara evlerine götürmeleri için verilsin Eva... Yarın için yeniden yapılsın... B-balık olabilir..."

"Tamam Ena defalarca tekrarladın. Bunları biliyorum..." Eva dilini şaklattı. "Yapmıyordum çünkü yapmama izin vermedin lakin bu bilmediğim anlamaına gelmiyor."

"Bir sorun olursa bana yaz olur mu?"

"Leydi Fiona ne vakit istersek gelebileceğimizi söyledi. Yani bir sorun olursa gelirim Ena..." 

"Ah tanrım... Gel... Çok özleyeceğim"

"Ena kızkardeşinin ağlaması ile dolan gözlerini silip kayınvalidesine baktı. Erkekler henüz dağılmamışlardı çünkü Lanchester dükü ve ailesi, Sinclairler. McDonaldlar kalede kalacaktı. Bebekleri vardı ve bir gün dinlenmeyi uygun görmüşlerdi. Ena bir parça kendisini çekmiş pek de kimseyle konuşmamıştı. Bunun için çok uzun bir vakti olmasa da insanları gözlemlemeden yaklaşmak pek ona göre bir şey değildi Eva ise Leydi Laura ve düşes ile iyi anlaşmış görünüyordu. Genç kız iç geçirerek pelerinini kendisine iyice sarıp beklemeye koyuldu. Kaleden çıkan McLeod leydileri hızla arabaya ilerlediler. Lord McLeod ise hafif tebessüm eden bir surat ile etrafa bakınmaktaydı. Aodhun hali erkekleri pek eğlendirmişti. Az sonra kocası yanında dük ve Sİnclair Lordu ile kapıya çıktığında Ena kız kardeşine odaklanmaya çalıştı. 

"Tanrım iki kardeş bana komplo kurdular!" Aodh yüzünün yarısına dek çektiği fuları hafifçe aşağı indirdi. 

"Çok güzel oldun aşkım" Eathan dudaklarını öne doğru uzattı. "Öpülesi dudaklar tam da gününde ha..."

"Kes sesini salak herif!" Aodh omzu üzerinden ardına bakıp siyah pelerinine sıkı sıkıya sarılan kadına baktı. "Oğlan öpmem ben..." 

"N-ne yapacaksın ya?" Louis gözlerini kırpıştırdı. 

"Ne bileyim talim ederiz..." Aodh alnını kırıştırdı. Bedeninde en ufak bir his uyandırmıyordu kadın.

"Bana bak nazik ol hayvan herif!" Louis eğilip Aodh'a fısıldadı. "Berbat etme!"

"Ya... Onu da mı batırdın Louis!" Aodh adama kaş çattı. Söz konusu düşes olunca kesinlikle çok sinirli bir adam oluyordu. Adamın elini savurup içeri girmesi üzerine peşinden kaş çatmaya devam etti. 

"Şu Oliver McGiolla... Sağlam delikanlı" Aloin kafa salladı. Kesinlikle yaşına cüssesine bakmadan önüne gelene dikleniyordu. 

"Benim de kardeşim bununla evlense bende sıkıntılı olurdum. Kaldı ki kafasının içindekileri bir bilse..."

"Kafamın içindeki kafamda kalacak Çubuk... Gidip de gelinime yansıtmayacağım."

"Yüzüne de yansıtma aşkım..." Eathan kafa salladı. "Suratın suskunluğundan beter oluyor"

Aodh kendi kendine homurdanarak annesi ve Enanın yanına doğru ilerleyip karşısındaki kadınlara baktı. Tanrı korusun kız kardeşin saçları farklı olmasaydı Aodh şu dakika kimi alıp götüreceğini bilemeyebilirdi. "Arabaya geçireyim sizi"

ADAM AKILLIWhere stories live. Discover now