Şaka

238 55 41
                                    

Ena yolun devamında Aodhun söylediklerini iyice düşünüp tartmaya çalışmıştı. Vardığı kanıya göre ikiside eş olmak için gereken güzel hislere sahipti. Bunu biliyor olmak içini ferahlatmıştı. Zorundalıklardan hoşlanmıyordu Ena. Fergusona vardıklarında ise geriye eşinin ailesi ile tanışmak için sabırsızlık duymaktan başka birşey kalmamıştı. Araba durduğu vakit genç kız pelerinin bağına takılan saçı çözmek ile uğraşmaktaydı tam kamayı çıkartmış kesecekken Aodh kapıyı açmış o da vaz geçip arabadan inmişti. Vakit gece yarısını epey geçmişti esasen öğlen çıkmışlardı ve daha makul bir saatte geleceklerdi lakin yol üzerinde pek çok yerde durmuştular. Aodh kimseye haber verilmemesini istemişti. Sabah nasıl olsa öğreneceklerini söyleyip elini kolunu sallayarak kata çıkmıştı. Yalnız Ian Sinclairin gözünden kaçamamışlardı. Öyle bir anda karşılarına çıkmıştı ki Aodh Enayı tutmasaydı korkudan tekmeleyecekti adamı. Neyse ki odalarına geçtiklerinde sohbet edecek bir konu çıkartmıştı karşılarına. Kocası ona biraz üzerinde dura dura Leydi Caledonia ve Ian Sinclairin birlikteliklerinden bahsetmişti. Ena Leydi Caledoniayı tanrının korumuş olduğu yorumunda bulunduğunda ise  daha fazla konuşmamış uyumayı tercih etmişti. Sanırım Aodh onunla didişmek istiyordu. Toprakları üzerinde hakimiyet sağladığından ona düşmanlık beslemesini falan bekliyor olmalıydı lakin bilmediği birşey vardı ki Ena başta hoşlanmadığı birinden sonradan hoşlanacak mucizeler çıkaracak biri değildi. Aodhona zorbalık etseydi zorbalık ile karşılık bulurdu.

Genç kız sabah uyandığında daha doğrusu huzursuz kocası yüzünden uyuyamadığında kalkıp hazırlanmış şimdi ise kocasını uyandırma vaktiymiş gibiydi. Doğrusu gün henüz aydınlanıyordu lakin Ena kimse uyanmadan gölü görmek istiyordu.

"Aodh? " Ena adamın yattığı kısma geçip uçya bıraktığı boşluğa oturdu.

"Bırak Ena" Aodh yorgun hissediyordu. Onu yoldan çok Enanın söyledikleri yormuştu. Çıplak omzundan koluna kayan parmakları ardından yanağında hissettiği dudaklar ile birlikte hızla gözletini açıp doğruldu.

"Uyandın mı? " Ena hafifçe tebessüm edip sırtını döndü.

"Uyandım" Aodh kafa salladı. "Sabahları kocalarını öpen kafınlara ne olur biliyor musun? "

Ena söylenen adamın suratına gömleği ve yeleğini attı. "Ne olur? "

"Yok birşey... " Aodh dilini şaklatıp gömleği üzrine geçirip yeleğini giydi. Yataktan kalktığında kemerini takarken kadının onu izliyor oluşuna bir müddet bakması ardından Enanın büyüyen gözleri ile kendisini süzüyor olduğunu gördüğünde Eğilip aşağı ardından kafının yüzüne baktı. "K-kama pan-pantolonun içinde kalmış tanrım... Ne aksilik"

Ena arkasını dönüp kapıya ilerledi. "Çıkar onu oradan Aodh biryerlerin kesilecek"

"Çıkarıp atacağım! " Aodh dudaklarını kemirerek gömleği pantolon üzerine atıp kemeri üstünden bağladıktan sonra gidip kolunu kadının omzuna attı. "E, madem bu kadar uyandık... Fazla fazla uyandık... Öyleyse kutlayalım güzelim"

"Nasıl? ” Ena kendisine muzipçe gülen adamın bir alt kattaki koridora dönmesiyle merakla ilerledi Aodh sondaki kapıya sertçe vurduğunda ise kaçmak istedi lakin adam aynı kapıyı birkaç kez yumruklaması ardından sıktığı kolunu bırakıp perdenin ardına gizlendi Ena ise kapının sertçe açılması ile ellerini önünde birleştirip Lord McAodhanın uyku sersemi haline gözlerini kırpıştırarak baktı.

" Leydi Ena? "

"G-günaydın L-lordum b-biz geldik" Ena dişlerini gıcırdattı.

"Tamam kızım" Connor gözlerini kısarak kızcağızın kızaran yüzüne ardından koridora baktı perdenin ardındaki çıkıntıyı gördüğünde ise ayağındaki papucu eline alıp sertçe fırlattı. "Toparlanıp ineriz"

ADAM AKILLIWhere stories live. Discover now