68.bölüm

1K 45 37
                                    














&

Korkuyla kasılan kalbim; titreyen bedenim... Bana destek vermek için yanımda duran arkadaşlarım... Ne yapacağını kestiremeyen bakışlarımla hâlâ ayakta dikiliyordum. Sevdiğim adam geliyordu. Bizi en dibe batıran, beni dipsiz kuyunun içine atan adam geliyordu.

Neden bu hâle gelmiştik? Daha düne kadar her şey bir rüya gibiyken... Ne ara bu hâle gelmiştik? Rüyadan uyanıp gerçek hayata dönmem çok acı oldu... Ben acı bir gerçekle yüzleştim. En çok korktuğum fakat bir o kadar da hiç beklemediğim bir şey yaşıyordum ben.

Aklımın ucuna dahi gelmeyen... Asla dile bile gelmeyecek şeyi yaşıyordum. Bu zamana kadar Emre'nin sadakatine hep inanmıştım ben, ta ki bu sabaha kadar...
Geçmişinde Ebru'yla yaşadığı olay da biraz sarsılmıştım hatta bayağı bir sarsılmıştım fakat zor olsa da toparlanmıştım. Nedeni ise; geçmişinde yaşadığı içindi. O kadınla o gece çekilmiş fotoğrafını görmeme rağmen göz ardı etmiştim. Çünkü o zamanlar hayatında ben yoktum... Bir şekilde toparlanmıştım. Ona olan sevgim, onun bana olan sevgisi ve şefkati ile iyileşmiştim.

Peki şimdi? Ona olan sevgim bile bu sefer beni asla iyileştirmeye yetmezdi. Yetemezdi. İhanet... İhanetin affı olur muydu? Diyelim ki; gerçekten bize oyun oynadılar, Emre bu oyunun içine dahil oldu. Ben o görüntüyü unutabilir miyim? O kadının kocama sevgilim demesini... Dudaklarından öpmesini... Çıplak bedeni ile üzerinde yatmasını... Bunları göz ardı edebilir miydim? En kötüsü de daha o kadınla beraber olup olmadığını bile bilmiyordum. Ya, o kadınla beraber olduysa...

Gördüğün şeyler sana yetmedi mi? Daha neyi duymak istiyorsun? Apaçık o kadınla beraber olduğunu söylemesini mi istiyorsun?

İç sesimin gerçekleri söylemesi yüzünden yine gözlerim doldu. Sinirle dişlerimi birbirine bastırdım. Bunu duymaya hazır değildim. Gördüklerim bana yetiyordu ama onun ağzından bu gerçeği duymak istemiyordum.

Herkes bir uğraş içinde bana destek vermeye çalışıyordu fakat ne görüyordum, ne de duyuyordum. "Rahat bırakın kadını!"
diye terslenen Vural'a baktım. Sesi gür çıktığı için kendime gelebilmiştim. Yanıma geldi, beni Başak'ın ve Sevil'in kolları arasından çekti. Gözlerime bakıp sert bir solunum alıp verdi ve sert çıkan sesi ile: "Ağlama!"
diye fısıldadı. Ağladığımı bile daha yeni fark ediyordum. Emre'yi görmek istemiyordum. Buna hiç hazır değildim. Buradan gitmek istiyordum. Ben onunla konuşamazdım. O, bunu bile hak etmiyordu. O görüntü gözlerimin önünden gitmiyordu. "Ben buradan gitmek istiyorum..."
diye fısıldayınca, herkes bana şaşkınlıkla baktı. "Gamze ne gitmesinden bahsediyorsun?"
dedi, Sevil ve yine yanıma geldi.

"Ben onu görmek istemiyorum! Konuşmak istemiyorum!"
diye bağırdım. "Gamze canım, sakinleş biraz. Onunla konuşman lazım. Olmaz ki böyle... Nereye kadar kaçacaksın?"
Sevil'e ters ters bakarken, geri çekildim ve kapıya doğru yürümeye başlarken hırsla bağırdım: "Anlamıyorsunuz beni! Onu görmek istemiyorum! Buna hazır değilim! Daha bu sabah oldu her şey!"
dedim ve kapıyı açıp çıktım. Yüreğim sıkışıyordu. Nefes alamıyordum.

Koşmaya başlarken sıkışan kalbimi tuttum. Kesik kesik nefes alıp veriyordum. Çok kötüydüm. Kendimi öldürmek istiyordum. Ben Emre'nin yüzünü bile görmek istemiyordum. Hiç kimse ne hissettiğimi bilmiyordu! Neler yaşadığımı, ne ile mücadele ettiğimi görmüyorlardı! Kendim dahil herkesten nefret ettim! Onu bana savunan kişilere kızdım. Oysa onlar sadece benim iyiliğimi istiyorlardı ama bunu düşünecek durumda değildim, çünkü psikolojim hiç iyi değildi!

Dağ başında nereye gideceğimi bile bilmiyordum. Patika yoldan çıkıp ormanın içine doğru koşmaya başladım. Yok olmak istiyordum. Kaybolmak istiyordum ama izin vermiyorlardı! Kolumdan tutulup çekilince durmak zorunda kaldım. Yalnız kalmak istediğimi anlamıyorlardı. "Gamze sakin ol! Ormanlık alan burası! Her an kaybolabilirsin! Tamam, onu görmeyeceksin. Sen yeter ki sakinleş."
Vural'ın teselli eden sesi bile beni yatıştırmaya yetmiyordu. Yüreğimdeki kor ateşi söndürmeye kimsenin gücü yetmezdi. Dört bir yanımdan kıskaca alınmıştım. Gidecek hiçbir yerim yoktu. Ben bu gerçekle er ya da geç yüzleşecektim.

Acı aşk Where stories live. Discover now