54.bölüm

1.4K 51 27
                                    






&


Korku bütün hücrelerimi ele geçirirken, ne yapacağımı bilmeden öylece durdum. Vücudum adeta bir buz kütlesine dönüşmüştü. Hareket dahi edemiyordum.
Ne bir tepki verebiliyordum, ne bir söz çıkıyordu ağzımdan.
Karanlıkta duran yeşil ve karanlık gözlere bakıyordum sadece...

Bu... Bu o'ydu. Bu Vural'dı. Bu bakışı nerede görsem tanırdım. Arabanın önünde durmuş, gözlerime bakıyordu. Hiçbir hayat belirtisi vermeden, o da benim gibi sadece gözlerime bakıyordu. Kitlenmiştim resmen. Melahat ablanın söylediği şeyleri duyamıyordum, çünkü algılarım kapanmıştı. Tek odak noktam; karşımda duran adamdı...

Bulmuştu beni. Yaşadığım mahalleyi, yaşadığım evi bulmuştu. Nasıl bulabilmişti beni? Nasıl buraya kadar gelebilirdi? Neden oturduğum mahalleye kadar gelmişti? Peşimi bırakmamasının nedeni neydi? O, lanetli gece de bu adam pat diye karşıma çıkmıştı. Hem de en kötü şekilde... O, geceyi anımsayınca bütün bedenime dikenler battı sanki... Ona adam vurduğunu hiç kimseye söylemeyeceğim dediğim hâlde neden hâlâ peşimdeydi?

Ne istiyordu benden? Neden beni takip ediyordu? Neden beni rahat bırakmıyordu?
Kafamda bin bir türlü sorular kol gezerken, gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum. Ama bildiğim tek bir şey vardı; korku...
Deli gibi korkmaya başlamıştım. Bütün bedenim tir tir titriyordu. Amacı neydi, bu adamın? Hayatıma bir anda girmişti ve sanki her şeyi tek bir sözüyle alt üst edecek gücü var gibiydi. Bu adam hem tehlikeli, hem de çok büyük bir güce ve yetkiye sahipti.
Emre beni 5 günde nerede olduğumu bulamamışken, bu adam tam bir gece de beni bulmuş ve dünyamın merkezine kurulmuş gibiydi.

Hayatımı berbat etmeye gelmiş gibiydi. Bunu yapabilir miydi? Buna gücü yeter miydi? Keşke... Keşke o gece o lanet ara sokağa girmeseydim.
Eğer o sokağa girmeseydim, bu adamla asla hiçbir şekilde karşılaşmayacaktık. Ama bu kaderdi değil mi? İnsan kaderin de ne yazılmışsa onu yaşardı. Bu adamla tanışmam sadece kötü bir tesadüftü.

Bana iyi bir insan olduğunu söylemişti ama bu korkmayacağım anlamına gelmiyordu. Bana karşı kötü bir hareketi olmamıştı ama beni her fırsatta zor duruma sokuyordu. Emre'ye bu olayı anlatmadan bu adamla karşılaşmasına asla müsaade edemezdim, -ki Emre'nin karşısına çıkacak kadar aptal bir adam olduğunu sanmıyordum-
Böyle bir hâmle yapmazdı. Zaten yanıma gelme gibi bir niyeti yok gibiydi. Bu adamın derdi başkaydı. Sanki sadece beni görmek için gelmiş gibiydi. Orada hâlâ öylece durmuş beni izliyordu.

Emre'yle bu adamın karşılaşması benim için gerçekten felaket olur. Emre'nin bu adamı görmesine gerek yoktu. Sadece ona yaşadığım şeyleri anlatsam yeterliydi ama ona anlattığım an durmayacaktı ve bu adamı sorgulayacaktı, kıskançlık krizine girecekti. Şimdiden strese girmiştim. Vural'a gözlerimle resmen git diyordum ama anlamıyordu. Bu da korkumu bir kat daha arttırıyordu.

"Kız kazulet! Sana diyorum!"

Melahat ablanın cırtlak çıkan sesi beni biraz olsun kendime getirebildi. Vural Melahat ablanın sesini duyunca bedenini sakladı. Bakışlarımı zorlukla önüme çevirdim ve bana tuhaf tuhaf bakan Melahat ablaya baktım. "Anam sana ne oldu? Ben görünce bu kadar şok geçirmedim. Bir saattir sana sesleniyorum! Nereye daldın sen öyle?"
dedi titreyen bedenimi dikkatle süzerken. Belime bir kol dolanınca irkilerek yanıma baktım.

Emre bana sorgulayıcı gözlerle bakıyordu. Korkum biraz daha büyüdü. "Ne oldu? Neden titriyorsun?"
dedi, Melahat abla gibi bedenimi süzerken. Demek titrediğimi o kadar çok belli etmiştim. Artık ne kadar çok korktuysam... Gülümsemeye çalışırken: "Üşüdüm sanırım."
diye zorlukla fısıldadım. Kelimeler ağzımda tıkanmıştı resmen. Emre hâlâ titreyen bedenimi süzüyordu. Gözlerinden merhamet kırıntıları geçti. Kolunu omzuna attı ve beni bedenine yasladı, başımın tepesini öptü. "Aman, aşkınızı evde yaşayın! Bir dertleşemedim!"
deyip gözlerini devirdi. Haklıydı. Melahat abla en zor zamanlarımda hep yanımda olmuştu ama ben onun bu zor zamanın da ona destek olamıyordum.

Acı aşk Where stories live. Discover now