26.bölüm

1.7K 57 11
                                    

"Abi söylesene ne oldu?" Dedim bağırarak.

"Emre" dediği an başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Kalbim buz olurken, elim ayağım zangır zangır titremeye başladı. Ağzımdan zorlukla çıkan kelimelerle: "Emre'ye ne oldu?"
Dedim vereceği cevaptan korkarcasına.

"Emre arabayla giderken kaza yapmış."

           ♡♡♡♡♡

Zaman kavramını yitirmişti benim için, boynumdan aşağıya soğuk terler dökerken, gözüm kararıyordu. Ne zaman arabaya bindiğimi bile hatırlamıyorum. Tek düşündüğüm şey Emre'nin iyi olmasıydı. Annem elimi tutarak bana destek olmaya çalışıyordu. Ama benim desteğe ihtiyacım yoktu. Benim Emre'ye ihtiyacım vardı.

Kim bilir ne haldeydi Emre. Çok acı çekiyor muydu? Her şey benim yüzümden olmuştu! Benim yüzümden kaza yapmıştı! Ağlamam daha çok  şiddetlenirken: "Abi daha hızlı sür!"
Diye bağırdım. Abim daha çok gaza köklendi. Yüreğim ağrıyordu, bu tarifi olmayan bir acıydı. "Gamze'm kızım n'olur sakin ol."
Diye avutmaya çalışıyordu annem beni. Ama olmuyordu, içimdeki yanardağ gittikçe büyüyordu. Endişem, korkum, pişmanlıklarım, hepsi üzerime çökmüş, benden hesap soruyorlardı.

Emre'ye bir şey olacak olursa, kendimi asla ama asla affetmeyeceğim! O dünyanın en iyi insanıydı. Tek bir hatası vardı. O da benim gibi ciğeri beş para etmez bir kızı sevmesiydi.

Hep kırdım hep üzdüm onu. Bir kez olsun yüzünü güldürmedim. Hep acı verdim, acıdan başka hiç bir şey yaşatmadım ona. Oysa o sadece beni sevdi. Göz perdem kararmaya başlamıştı. Kendime gelebilmek için yüzümü sıvazladım.

Ev ve hastane arası sanki bana bir ömür gelmişti. Sanki yollar git gide uzuyordu, bitmek bilmiyordu. Göz yaşlarım durmadan akmaya devam ederken ağrıyan kalbimi tuttum ve kesik kesik nefes almaya başladım. Annem kolunu omzuma atarak sarıldı bana. "Anne, ya Emre'ye bir şey olursa?"
Dedim ağlamam krize dönerken. Annem elini kaldırdı ve ağzımı kapattı.

"Sus! Deme öyle şeyler! Daha ne olduğunu bile bilmiyoruz. Belki ufak bir kaza yapmıştır. Şu anda hepimizden çok senin güçlü olman lazım. Emre seni böyle görürse daha çok üzülür. Sil o göz yaşlarını."
Dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım. Annem haklıydı. Şu anda en çok benim güçlü görünmem lazımdı. Abime doğru baktım. Son süratle sürüyordu arabayı, o da Emre için çok endişeleniyordu, bunu yüz ifadesinden anlayabiliyordum.

"N-nasıl yapmış kazayı abi?" Dedim, hâlâ ağlamaya devam ederken. Abim kafasını sağa sola salladı. "Bilmiyorum güzelim bilmiyorum! Biz de yeni öğrendik." Dedi, abim telaş içinde.

Hastanenin önüne geldiğimiz an hızla kapıyı açıp hastanenin içine koştum ve resepsiyon görevlisinin yanına gittim. Nefes nefese kalmıştım güç belâ konuştum: "E-Emre Ertürk! B-bu hastaneye getirilmiş!" 
Diyebildim sadece. Resepsiyon görevlisi önce şaşırsa da hemen toparlanıp: "Bir saniye efendim, bakıyorum."
Dedi ve bakışlarını bilgisayar ekranına çevirdi. Yaşadığım endişe yüzünden uzun tırnaklarımı avuç içime batırmaya başladım. O sıra da annem ve abim benim olduğum yere hızla geldiler. Onlarda benim gibi resepsiyon görevlisi kadına bakmaya başladılar.

Resepsiyon görevlisi kadın bakışlarını bilgisayar ekranından çekti ve bize baktı. "Emre Ertürk şu anda ameliyathane de"
Deyince gözlerim karardı ve başım döndü. Dengemi kaybedeceğim sıra da annem hızla koluma yapıştı. "Gamze kızım."
Diye endişe içinde çırpındı. Annemden destek almak adına kollarından tutundum. O sıra da abim resepsiyon görevlisine bağırdı: "Ameliyathane nerede?" Diye resepsiyon görevlisi kadına çıkıştı. Kadın yutkunurken: "Üçüncü katta."
Dediği an annemin kollarından sıyrılıp merdivenlere koştum.

Acı aşk Where stories live. Discover now