31.bölüm

1.8K 46 5
                                    

Emre'ye baktım, gözleri şaşkınlıkla büyümüştü. Pür dikkat karşıdan gelen karaltıyı izliyordu.
Eminim ona da bu ses tanıdık gelmişti. Görüntü tamamen netleşti. Tam karşımda duran heybetli kadını görünce olduğum yerde sendeledim. Tutunacak bir yer aradım. Çünkü yer ayağımın altından kayıyordu.

Karşımızda duran kişi... Ebru'ydu.

♡♡♡♡

Nefes almayı bile unutmuştum. Kan damarlarım çekilmişti. Kendime zar zor gelebilmeyi başardığımda gözlerimi bir saniye olsun çekmedim, o kadından. Karşımda dikilmiş şaşkın ifadesiyle Emre'ye bakıyordu.
Yüzündeki bir ton makyajla gülümsediğinde, yüzümü buruşturdum. Kalbim sızladı. Emre'ye gülümsemişti ve o sinsi bakışlarını bir saniye olsun çekmedi Emre'nin üzerinden.

Heyecanlanmıştı. Eli ayağı birbirine dolandı ve kalçalarını bile zor kapatan eteğinin uçlarını tutup kafasını eğdi. Bakışlarım istemsizce üzerinde gezince bütün bedenim gerildi.
Hiç değişmemişti, aynı fizik ve aynı güzellikteydi. Sadece daha çok kadınsı ve daha çok olgunlaşmıştı. Hele ki giydiği cesur kıyafeti...
Ben buradayım diye bağırıyordu. Mini deri eteği, omuzları tamamen açık tişörtü ve yarısı dışarı fırlamış dolgun göğüsleri! Cesur ve özgüvenli giyimi gözümde başka bir şeyi çağrıştırıyordu ya neyse!

Ebru kafasını kaldırdığında bana hiç değmeyen siyah harelerini Emre'ye değdirdi ve kalçasına değen iğrenç sarı saçlarını aheste aheste omzunun arkasına savurduğunda: "Emre bu sen misin? İnanamıyorum! Hiç değişmemişsin! Sadece biraz zayıflamışsın o kadar."
Dedi ve gülmeye başladığında uzun tırnaklarımı avuç içlerime batırdım. İtici sesi yıllar geçtikçe daha da çekilmez bir hâl almıştı. Görüntüsü ne kadar güzel olsa da sesi bir o kadar kulak tırmalıyıcıydı.

Bakışlarımı Emre'ye çevirmeye korkuyordum, çünkü bu kadına baktığı bilmek bile benim canımı acıtıyordu.
Kafam benden bağımsız hareket ederek Emre'ye çevirdi.
Sert bakışlarının Ebru'da olduğunu görünce midem kasıldı ve acıyla gülümsedim. Oh ne güzel! İki eski aşık karşı karşıya gelmişti!

Kendimi aralarında bir an fazlalık gibi hissettim, ben yokmuşum gibi davranıyorlardı! Emre bakışlarını Ebru'dan çektiğinde bana baktı. Yüzü tedirgindi, çekingendi. Vereceğim tepkiden korkuyordu. "Arabaya bin!"
Diye çıkışınca şaşırdım ve öylece durdum. Emre bana bakarak arabaya bindi ve tekrardan: "Sana arabaya bin dedim."
Diye tekrar edince arabaya istemesem de binmek zorunda kaldım. Bakışlarımı Ebru'ya çevirdim. Gözleri ikimizin üzerinde gezinip durdu.
Emre'nin bu tepkisi onu acayip sinirlendirmiş olacak ki iki elini de yumruk yapmıştı.

Ne bekliyordu ki? Emre'nin onun boynuna atlamasını filan mı? Ya da konuşmasını? Daha çok beklerdi! Emre arabayı çalıştırdığında yüzüne baktım. Çok sinirli duruyordu. Ebru'nun gelişi Emre'yi sinirlendirmişti.
Peki Ebru bunca zaman sonra neden bir anda çıkıp gelmişti?
En son ailesiyle buradan taşınıp gitmişlerdi. Ama şimdi neden gelmişti?
Bu düşünceler beni yiyip bitirecekti. Evden iyice uzaklaşınca Emre'ye baktım. Anlaşılan beni eve bırakmayacaktı.

Gözlerini bir saniye bile yoldan çekmeden sürmeye devam etti. Dalgındı. Ebru geldiği için bütün hatıraları depreşti herhalde! Sinirle kafamı çevirdim ve camdan dışarıya bakmaya başladım. Emre arabayı sakin bir yere çekince uzanıp elimi tuttu. "Güzelim neden bakmıyorsun yüzüme?"
Deyince alayla güldüm. Bir de soruyordu! Elini çeneme koydu ve kafamı kendisine çevirdi. Yüzü sıkıntılıydı. "Gamze yapma böyle, beni yanlış anlama."
Dedi, çekingen tavırlarıyla. Çenemdeki elini sertçe itince sabır dilenir gibi nefes alıp verdi.

"O kadın gelince anıların depreşti herhalde!" Deyince sinirle gözlerini kıstı. "Saçmalamayı kes! Sadece bir anda görünce şaşırdım o kadar! Gelişi umrumda bile değil! Benim umrumda olsan tek insan sensin ve o kadın geldi diye benden uzaklaşmana asla izin vermem! Bunu aklının ucundan bile geçirmeye kalkma Gamze!"
Diyerek elimi tutup öptü ve: "Sen benim bu dünya da en çok sevdiğim, en çok sahip çıktığım tek kadınsın. Sadece benimsin! Sadece bana aitsin!"
Dedi ve hırsla dudaklarıma yapıştı.

Acı aşk Where stories live. Discover now