BÖLÜM 60

1.8K 109 13
                                    

'Bir an gelir ve o ana kadar olan binlerce anı unutursun.'



"Bunun burada ne işi var!"

Dayımın yumruğu sonunda masaya vurunca kendime gelip onunla olan bakışlarımı hızla kesti. Uzun bir sürenin sonunda onu görmek intikam üzerine taşla kapladığım kalbimi tuzla bu etmek üzereydi. Ama buna asla izim vermeyecektim.

Özlemim bir yana karşısındaki kadına karşı bakışlarını görmüştüm. Belli ki bama karşı olan bütün hislerini unutmuştu. Ona beni bu kadar mı sevdin demeyecektim. Belki sevmişti ama ben onun elini bir kez saha bırakarak sevgisini ezip geçmiştim.

"Gidelim dayı." dedim sakince. Ama hiç sakin değildim neredeyse nefessizlikten ölecektim.

Kalbimin deli gibi atmasına engel olabildiğim için şanslıydım. Dayım bakışlarını ondan çekip bana dönerek beni onayladı. Bir kez daha oraya bakmamaya yemin etmiş gibi titreyen elimi çantama uzattığımda karşı taraftan ayaklandığı hissetmiştim.

Yeminimi bozmuş gibi bir saniyeliğine ona döndüğümde karşısındaki kadının karşısına çökmüş ve kalbime ok gibi saplanan o acıya sebep olan elindeki yüzüğü görmemle elin ayağım boşalmıştı.

"Hadi gidelim Emel."

Dayımın kesin sesini umursamadan ısrarla oraya bakmaya devam ediyordum. İçimde nedenini bilmediğim o korkuyu açığa çıkartan sözleri dudaklarının arasından dökmüştü.

"Benimle evlenir misin Bade?"

Oturduğum yere çakılmıştım sanki, Bade dediği kadın ölen abisinin eşiydi ve ona gözlerimin önünde evlenme teklifi etmişti. Yutkunamamıştım, nefesimi tutmuş olduğum yerde kalakalmıştım.

"Emel hadi dedim sana." diyen dayım bakışlarımı takip edip yeniden arkasını döndüğünde gördüğü manzara karşısında küfür mırıldanmıştı.

Israrla çalan telefonumu dayanamayıp bakışlarımı oradan ayırmadan çıkarmış hiç bakmadan açmıştım. Bade onun karşısında sevinç çığlıkları atarken onun bakışları yeniden bana çevrilmişti.

"Emel hanım yetişin! Ev... Eve yanıyor!"

Kulağımda bağıran Nil ablanın telaşlı sesi anında ayağa kalkmama neden olmuştu. Bakışlarımı sonunda oradan çekip dayıma çevirdim.

"Dayı..." dedim çatallaşan sesimle.

"Bence de gidelim." dedi beni dinlemeden.

"Dayı evim yanıyor..."

"Ne?"

Başka bir şey demeden çantamı kaptığım gibi koşmaya başladım. Bunu kimin yaptığını çok iyi biliyordum ve evime verdiği her zararda onun etlerini tek tek doğrayacaktım.

Kendimi arabaya atıp çalıştırdığımda dayım da binmişti. Gaza köklenerek tüm hızıyla sürerken dayım bir yandan birilerine telefon ediyordu.

"Kim yapmış olabilir! Evin etrafında bie ton adam vardı kimse cesarer edip giremez!"

"Dua et Nil ablanın hatası olsun dayı yoksa Eser'in tek bir parçasını bulamazlar."

....

Eve geldiğimizde aracı kapının önüne gelişi güzel durdurup koşar adımlarla evin bahçesine girdim. Mutfak bölgesinden gelen ateşler yavaş yavaş evi sararken itfaiye söndürmek için çoktan harekete geçmişti.

Babamın bana emanet ettiği evin bu halini görmek canımı çok yakmıştı. Dayım Nil abla ve kızının yanına koşarken bahçenin tam ortasında evi söndürmelerini izliyordum.

PANZEHİRWhere stories live. Discover now