BÖLÜM 33

2.8K 131 9
                                    

'İhanet merhametin üstüne çıkarak intikam duygusunu uyandırır. İşte bu en tehlikeli şeydir.'


Ben artık onun rapunzeli değildim. Ben prenses de değildim. Ben ihanetlerin büyüttüğü ve olgunlaştırdığı iş kadınıydım artık...

Parmaklarımı masada gezdirerek hazırlanan sunuma göz gezdirmeye devam ettim. Her şey dört dörtlük görünüyordu. Sahra'yı bir saat sonra çağırmıştım. Adamlarımdan bir kaçı onunla birliktelerdi. Her şey istediğim gibi ilerliyordu.

"Emel hanım misafirler on dakikaya kadar burada olacaklarını bildirdiler."

Nil ablaya başımı sallayıp cebimde sürekli titreyen telefonumu çıkardım. Ulaş arıyordu şu an onunla konuşacak zamanım yoktu. Ama sıra ona da gelecekti.

Çok geçmeden kapı çalmıştı. İşte benim savaşım şimdi başlıyordu. Nil abla kapıya doğru ilerlerken önüne geçerek durmasını işaret ettim. Misafirlerimi ben karşılayacaktım.

Sakin adımlarla kapıya ilerleyip usulca açtım. Aylin abla beni görür görmez yüzünde tatlı tebessümle boynuma sarıldı.

"Canım..."

"Hoşgeldin Aylin abla."

"Hoşbulduk birtanem."

Benden ayrılarak kollarımı hafif tutarak gülümsedi.

"Nasılsın?"

Serkan amca arkadan çıkıp Aylin ablanın elini tuttu. Onların mutluluğunu gördükçe daha da üzülüyordum. Çocuklarının hatasını onlae ödeyecekti.

"Hayatım bunu içeride mi konuşsak?"

Aylin abla başını sallayarak içeriye girdiğinde Serkan amcaya başımla selam verdim. En son Eser ile göz göze gelmiştik. Gözlerimin içine pişmanlıkla bakıyordu. Onu ilk defa böyle görüyordum. İlk defa Eser bir konuda çok pişmandı.

İçeriye girmesini beklemeden kapıyı açık bırakarak Serkan amcanın peşinden ilerledim. Salona geçmişlerdi Eser'in arkamdan geldiğini adımlarından duyabiliyordum. Olacaklardan korkmuyordu bir daha eskisi gibi olamayacağımız için üzülüyordu.

Bende üzülüyordum fakat hırsım duygumun önüne daha çok geçiyordu. Gülümseyerek koltuğa oturup ayakta bekleyen Eser'e baktım. Bakışları hala üstümdeydi.

"Eser birinin sana oturmanı söylemesi mi gerekiyor?"

Serkan amcanın sözüyle bakışlarını üstümden çekip tam karşıma oturdu. Arkada benden talimat bekleyen Nil ablaya işaret ederek Aylin ablaya döndüm.

"Yemekten önce içecek bir şey istee miydiniz?"

"Yok canım teşekkür ederiz."

Gülümseyerek başımı salladım. Nil ablaya gitmesini işaret ederek Serkan amcaya döndüm. Dışarıdan her ne kadae iyi cana yakın görünse de içerisen ailesine karşı çok gaddar ve acımasızdı özellikle de Eser'e karşı.

Her zaman ki gibi arkasına yaslanıp rahat bir tavırla oturdu. İşkolik olduğu aslında kendinden de çok belliydi. Hafif kel ve olan saçları da ağırmıştı. Ailesinden çok holdingine değer veriyordu. Ve işi için her şeyini verebilecek bie kapasitedeydi. Üstünden asla eksik olmayan lacivert takım elbisesini düzeltip ilk konuşmayı o başlattı.

"Buraya en son geldiğimizde Pusat büyük bir iş yapacağı için kutlama düzenlemişti. Şimdi bakıyorum da onsuz bu ev gerçekten çok sessiz."

Burukça gülümseyerek dudaklarımı birbirine bastırdım. Geçmiş sürekli duygularımın öne çıkmasına neden oluyordu. Gözlerimin dolmaması için ağzımdan kesik bir nefes vererek başımı salladım.

PANZEHİRWhere stories live. Discover now