BÖLÜM 59

1.6K 106 11
                                    

'Bilmekle yaşamak aynı şey değilmiş.'

Zülfü Livaneli

ULAŞ ÇAKIRCI

Toplantı saati aklımdan çıktığı için önümdeki dosyayı aceleyle imzalayıp koşar adımlarla toplantıya yetişmiştim. Zorlu ama güzel geçen toplantının ardından holdingler arası olan kutlama için takım elbisemi seçmiş ve kalan bir kaç işimi de hallettikten sonra holdingten çıkmıştım.

Eve geldiğimde Selim'in ön bahçede küçük havuzunda oynarken gördüğümde kan beynime sıçramıştı. Koşar adımlarla yanına gidip Selim'i havuzdan çıkarmıştım. Bade beni görür görmez ayaklanmıştı.

"Sen ne yaptığınu sanıyorsun Bade! Çocuğun daha dün ateşlendiğini bile bile nasıl suya sokarsın!"

Beni gördüğünde yüzüne yerleşen gülümseme anında silinmişti.

"Selim istedi Ulaş bu kadar kızmana ne gerek vardı."

"Ne demek ne gerek vardı? Sen bir annesin unuttun mu? Bir çocuk ateşlendikten sonra akşamın bir vakti esen havada suya sokmaman gerektiğini bilmen gerekiyor. Bu kadar-"

"Aptal olma diyeceksin tamam özür dilerim bir daha olmaz. Ben Selim'i hazırlayım kendim de hazırlandıktan sonra çıkarız."

Yine sözümü bölmüştü ve sinirim ikiye katlanmıştı. Selim'i elimden alıp hızlı adımlarla eve girdiğinde gömleğimin düğmelerini açıp derin bir nefes aldım. Bade'nin bu tavırları gerçekten katlanılmaz oluyordu. Düşüncesiz halleri beni delirtiyordu. Sesimi yükseltmemek için kendimi zor tutuyordum ama az önce gördüğüm şey iki aydır sınanan sabrımın sonuydu.

Sesimi yükselttiğim için onu kırmıştım. Ama elimde telefi olacak çok güzel bir hediye vardı. Ceketimin iç cebindeki kırmızı küçük kutuyu çıkartıp içini açtım. Bu onu çok mutlu edecekti aynı şekilde Selim ve annemi de...

İçinde parlayan tek taşa bir gülümseme bırakıp kapağını tekrar kapatıp ceketime yerleştirdim. Saat sekiz çeyrekti ve restoranttaki rezerve saatimiz sekiz buçuktu. Hızlıca üstümü giyinip çıkmam gerekiyordu.

.....

Bugün Bade'ye yapacağım sürpriz için baş başa kalmamız gerekiyordu. Selim'e bakıcı tutmam dememe rağmen bakıcı tutan Bade onlar çocuğu hazırlarken kendi de hazırlanıyordu. Henüz kesin bir birlikteliğimiz olmadığı için odalarımız ayrıydı. Bu nedenle rahat hareket edebiliyordum.

Koluma taktığım siyah saatim ve siyah takım elbisemle aynanın karşısına geçip her zaman kullandığım parfümümü sıkıp gömleğimin iki düğmesini açtım. Dolabın içine bıraktığım kutuyu ceketimin iç cebine yerleştirip kendime son kez baktım.

Bade benden önce hazırlanmış aşağısa beklerken bakıcının kucağındaki Selim'i öpüp gülümsedim.

"Nasılsın babacım?"

"Baba..." demişti sadece. Tek söyleyebildiği iki kelimeden biriydi.

"Canım Selim'i bizimle birlikte arabaya getirir misin?"

Bade arkamdan güzel bir rica ile bakıcıya seslendiğinde elimle durmasını işaret ettim.

"Selim bu gece güzelce karnınu doyurup dinlensin. Bir daha ki sefere götürürüz onu."

Bakıcı başını sallayıp merdivenlere yöneldiğinde Bade'nin arkamdan sevindiğini gülümsemesinden duyabiliyordum. Onun gönlünü almak çok kolaydı hemen yeniliyordu. Ama bu sefer ona ilk sürprizimi yaparak onu daha mutlu edecektim.

PANZEHİRWhere stories live. Discover now