BÖLÜM 23

3.2K 152 3
                                    

'En kusursuz cinayet, birinin yaşama sevincini öldürmektir.'

Paulo Coelho

"Tamam."

Kabul etmem onu telefonun diğer ucundan mutlu etmişti.

"Şimdi üstünü değiştir ve uyu olur mu?"

Salonun ortasında dikildiğimi fark edince sanki beni görüyormuş gibi başımı sallayıp gülümsedim.

"Olur sende değiştir hepimiz sırılsıklam olduk."

"Seni seviyorum."

Karşılık olarak onu sevdiğimi söyleyemezdim. Çünkü duygularımdan emin olmadan asla yalan söyleyemezdim ona karşı.

"İyi geceler."

Telefonu kapatıp derin bir nefes verdim. Uyku tutmayacaktı bu iki iki dörttü. Odama çıkıp üstümdeki ıslak kıyafetlerden kurtuldum.

Temiz eşofman takımımı giyinip ıslak saçlarımı kuruttum. Anneme belli etmeden evden çıkmam gerekiyordu. Yatağa bıraktığım telefonumu alıp odadan usul adımlarla çıktım.

Aynı sessiz adımlarla evden çıkıp kapıyı ardımdan kapattım. Ama unuttuğum bir şey vardı. Bahçede bir dolu korumalar gözlerini üstüme dikmiş beni izliyorlardı.

Onlara şaşkın şaşkın bakmayı bırakıp kendimi toparladım. Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirip dudaklarımı araladım.

"Babamı görmeye gideceğim. Anneme hiç bir şey belli etmeyin."

Korumalardan biri bana doğru yaklaşıp ellerini ceketinin önünde birleştirdi.

"Efendim bu saatte çok tehlikeli."

Yüzündeki sert ifadeyle beni korumaya çalıştığını anlayabiliyordum. Fakat babama veda etmeyi çok istiyordum.

"Biliyorum. Bu yüzden biriniz yanımda geleceksiniz."

"Bir kişi yetmez efendim. Bir kaç kişiyi arkanızdan gönderiyorum."

Karşı çıkmaya çalışsam anneme haber verilecekti. Babamla son kez vedalaşmak isterken evi ayağa kaldırmak istemiyordum. Zaten bugün yeterince olay olmuştu.

Adamı onaylayıp arabama doğru ilerlemeye başladım. Ayağım git gide iyileşmeye başladığı için tekrardan kanamaması adına spor giyinmeye devam ediyordum.

Şöfor kapısını açmak için elimi uzattım. Fakat önüme koruma geçince ne yapmak istediğini anlamaya çalıştım.

"Efendim sizi benim götürmem daha doğru olur. Lütfen arkaya binebilir misiniz?"

"Yok daha neler. Kendi arabamı da süremeyecek kadar tehlikede miyiz?"

"Efendin Pusat beyi vuran kişi size neler yapmaz farkında mısınız?"

Benim de sorduğum soru muydu? Adamlar ne dese haklıydı. Daha bir hafta öncesine kadar kendi holdingimde başıma silah dayanmıştı.

Çatık kaşlarımla hiç bir şey söylemeden arkaya bindim. Şoför de ardımdan binip arabayı çalıştırdı. Bazı şeyleri artık gerçekten algılayamıyordum. Başımı arkaya yaslayıp gözlerimi kapattım.

Babama nasıl veda edeceğimi bile bilmiyordum. Ama Allah kimseye kaldıramayacağı yükü vermezmiş. Demek ki benim de büyüme ve artık ayaklarımın üstünde durma vaktim gelmişti.

Çok geçmeden hastaneye geldiğimizde etrafa bakındım. Magazinciler her dakika buradaydı. Fakat şu an görünürde kimse yoktu. Şoför kapımı açınca gülümseyerek arabadan indim.

PANZEHİRTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon