37.BÖLÜM: Yabancı.

En başından başla
                                    

Yaklaşık bir saat sonra hazırlanmış ve kahvaltı yapmak için çıkmıştık. Ben Sema'nın odasının kapısını tıkladığımda Uzay da Ozanlara bakmaya gitmişti.

Saniyeler içinde açılan kapı ile yaşadığım şaşkınlık ile gülmeye başlamıştım. Sema başını Can'ın kollarına koymuş uyuyordu. Gözlerim kapıyı açan uyku mağruru Ozan'a kaydığında Uzay da yanıma gelmişti.

Uzay'la aynı anda yalandan öksürme numarası yaptığımızda Can ve Sema neye uğradıklarını şaşırmış, sıçrayarak uyanmışlardı. Ozan, gülerek dışarıya çıktığında Uzay'ın koluna girmişti.

Güneşin vurduğu yerde durduklarında Ozan'ın arkası bana doğru dönüktü.

Can saniyeler içinde yüzünü yıkayıp odadan çıktığında ben odaya girdim.

-"Günaydın." Gülerek kendine gelmeye çalışan Sema'ya bakıyordum.

-"Günaydın canım..Yüzün nur saçıyor, ne güzel.." Çekinerek yatağı toplamasına yardım etmek için yaklaştım.

-"Dün sizden ayrıldıktan sonra kapım çalındı bir baktım Ozan ve Can. Yalnız kalmamı istememişler."

-"Çok iyi düşünmüşler. Peki ya Can?" Sorum karşısında gülümsemişti. -"Ozan gelir gelmez arkandaki koltukta uyuyakaldı, bizde sabaha kadar sohbet ettik fısır fısır, sonrada uyuyakalmışız."

Yatağı düzelttikten sonra derin bir nefes aldı. -"Mehir..Galiba biz olduk."

-"Sonunda!" Gülerek boynuna sarıldığımda detayları anlatmaya başladı. -"Dün gece, insanın gözüne bazen öyle bir perde iniyor ki hemen yanındaki güzeliği görmüyor, gönlünün istediği yanında ama o göremüyor dedi, sonrada elimi tuttu, seni görmediğim her ân için senden özür dilerim dedi ve yanağımdan öptü." Sema anlatırken o ânları tekrar tekrar yaşıyordu sanki.

-"Ya kıyamam ben size.." Saçlarını okşadığımda gerçekten gözlerinin içini parlıyordu..

Dakikalar sonra odadan çıktığımızda bizi karşılayan adamlara yöneldik..

Kendimi Uzay'ın kollarına bıraktığımda Can ve Sema en önde konuşarak ilerlemeye başlamışlardı.

-"Neler olmuş neler.." Can ve Sema'yı izlerken söylediklerime Ozan'dan karşılık gelmişti.

-"Hemde neler.." Birlikte şelale kenarındaki masalara geçtiğimizde serpme karadeniz kahvaltısı siparişi vermiştik.

-"Kesinlikle bir daha gelmeliyiz."

-"Duyun bunu!" Sema, beni destekleyerek Canlara baktığında birbirimize göz kırpmıştık.

-"Sen yeter ki iste güzelim.." Uzay, cebinden çıkardığı ilaç kutusundan ilacımı çıkardığında Ozan'ın uzattığı suyu içmiştim.

Dakikalar sonra kahvaltılıklar geldiğinde yemeye başlamıştık. Uzay, servis tabağımı doldururken Ozan ve Can ona sataşıyordu.

-"Bak bak, nişanlısına nasıl da hizmet ediyor!"

-"Biz buna aşk diyoruz kardeşim." Uzay, kendinden emin ses tonuyla karşılık verdiğinde gülerek başımı omzuna koydum.

RUHUMUN GÜNAHIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin