33.BÖLÜM: Geçmişin Karanlığı.

Start from the beginning
                                    

-"Akif."

-"Baba?!" Savaş Akan'ın kalbi sızlamıştı..Acıyla yutkunduğunda kendini toparladı.

-"Görüşmemiz gerek. Çok acil. Cemre'yi de al atacağım konuma gel."

-"Olmaz baba. Meh-"

-"Kızın ve yeğeninle ilgili."

Sessizlik.. Çaresizlikten inanılan doğruların sessizliği.

-"Gelmeniz gerekiyor." Telefonu kapattığında konumu attı ve tekrar kulağına götürdü.

-"Cevdet, ben Savaş Akan. Şuan babanlayım. Oğlun da bizimle. Atacağım konuma gel." Cevdet'in bir şey demesini beklemeden telefonu kapattı ve cebine koydu.

-"Bunu neden yaptın?"

-"Senin ne mal olduğunu öğrenecekler."

-"Film başlıyor desene Savaş Akan.."

Gergin sessizliğe, öfkeli rüzgâr eklendiğinde kara bulutlar gökyüzünü ele geçiriyordu.

-"Babam çağırıyor. Kızın ve yeğenin ile ilgili dedi. Sesi çok kötüydü ve asla bu konuda yalan söylemez, biliyorsun." Akif Akan, eşine açıklama yaparken evlerinden çıkmışlardı.

-"Bir şey demedin?" Akif Akan, yanındaki koltuğa oturan eşine baktığında Cemre Akan, gözlerini siliyordu.

-"Bir şey demeye halim kalmadı Akif. Tamam, gidelim. Uzay ve Ozanlar hastanede içim rahat. Bebeğim gözlerini açtı ya artık hiçbir şey umrumda değil."

Akif Akan, telefonuna gelen konuma doğru harekete geçtiğinde Cevdet Kara da harekete geçmişti.

Kara bulutlardan, kopacak kıyamettin habercisi gibi şimşekler yeryüzüne inerken Cemre Akan'ın yüreği sıkışmıştı. Camı açtığında yüzüne çarpan hava daha da kötü yapmıştı. Sakinleşmeye çalışarak gözlerini kapatıp açtı. Ama o kötü his kalbini terketmedi..

Dakikalar sonra orman yoluna ilk Akif Akan, sonra Cevdet Kara girdi. Aynı anda arabadan indiklerinde, Cemre hanım yanından geçtiği arabanın içindeki bedenden habersiz eşinin elini sımsıkı tutmuştu.

Beraber, onları karşılayan adamın peşinden giderken tek kelime etmemişlerdi.

-"Uzay!" Dakikalar sonra Uzay'ı gördüklerinde dudakları korkuyla aralandı.

-"Yaklaşmayın!" Bu sefer uyarı Toprak Kara'dan gelmişti. Uzay'ın kaşları çatıldığında başı sallandı. Öksürerek gözlerini açtığında bir ân nerede olduğunu çözemedi. Görüşü netleştiğinde etrafında dağınık duran gözlere baktı.

-"Baba, dede, Akif bey!" Uzay, anlamayan bakışlarla Savaş Akan'a döndü. -"Sen!"

-"Merhaba evlat." Savaş Akan, hafif bir şekilde öksürüp konuşmaya başladı.

-"Neden burdayız, burdasınız merak ediyorsunuz, ben söyleyeyim." Hiç beklemeden parmağı, Toprak Kara'yı gösterdi. -"Bu şerefsiz benim ailemi yok etti."

-"Baba!" Akif, Savaş Akan'a yaklaştığında hepsinin bakışları Toprak Kara'nın üzerindeydi. -"Kardeşin, Fuat'ı, eşini, bebeğini bu öldürdü. O arabanın frenlerini bu şerefsiz bozdu."

RUHUMUN GÜNAHIWhere stories live. Discover now