Bölüm 42 -Benimle Çıkar Mısın?

63 6 1
                                    

küçük kız hala
Karanlıktan korkuyor mudur acaba? Ben artık korkmuyorum... heryer o denli siyah, o denli sessiz....İçim o denli karanlık ki, ışıkların yerlerini unuttum, sahi bir ışığım var mıydı? Şimdi bulamıyorum, göremiyorum... Unuttum aydınlığı, unuttum gerçek gülüşümü, unuttum midemdeki kelebeklerin uçuşunu, unuttum ben... unuttum güzel olan her şeyi...

Nereye gitti ruhum, cennete mi? Cehenneme mi? Hala yanmaya devam ediyor mu? Yoksa huzura erişti mi? Tanrım, kurtar ruhumu... kurtar meleklerimi... şeytanlarım hepsini öldürdü, belki de ben yaptım... belki de benim suçum... sahi Tanrım söyler misin? Benim suçum mu?

Gözlerimi kapatıp bir hayal kuruyorum, sanki her şey güzelmiş gibi, sanki gökyüzüm fırtınalı değilmiş gibi, sanki denizlerim dalgalı değilmiş gibi...

Yok sayıyorum her daim, her şeyi... bir şey açıp izliyorum, bir kitap alıp okuyorum... elimden geleni yapıyorum yok saymak için yaşantımı... günler geçmeyi bilmiyor sanki, biri öğretebilir mi onlara? Kalbim isyan ederken onu susturmak için de yapıyorum elimden geleni... beynim yorgunken de elimden geleni yapıyorum... ben her daim  koşuyor, her daim çabalıyorum ya zaten...

Sahi, durmadan çabalıyor, durmadan koşuyorum... hepimiz aslında öyle yapmıyor muyuz zaten? Çok yorucu çabalıyor olmak, sürekli durmadan koşmak çok yorucu... durup öylece sonsuza kadar koşmayı bırakmak istiyorum bazen onu... bitsin istiyorum, gitsin istiyorum... fakat bazen sadece durmak gerekir belki de çabalamakdı bizi daha da berbat eden... belki de buydu? Kim bilir... belki de sürekli koştuğumuz için görmedik biz etrafımızı? Belki de buydu sorunumuz? Sürekli çabaladık biz... belki de şuan sadece durup hayatı yaşamamız gerekiyor,bir ölü ruh... bir yaşayan beden... belki de yalnızca akışa bırakmalıyız kendimizi?
***
Kendi kendime gezinirken bir anda mesaj gelince telefonumu çıkarıp baktım...

Gönderen:Manyak Yağız kankim :')
"Anka acilen park yerine gelmen lazım"

"Ne oldu iyi misin?"

"İyiyim, acil gel lütfen..."

"Tamam, geliyorum..."

Korkuyla park yerine hızlı adımlarla yürüdüm...

Yağız'ı ararken arkamdan dokunan kişi, ardından tanıdık o koku...

Arkamı dönmeden

"Aras?"

Dedim ve ardından döndüm

"Nereden anladın ben olduğumu?"

"Anladım işte, ne istiyorsun? Sana bir süre uzak dur dedim diye hatırlıyorum."

"Gel benimle"

Dedi yanında duran taksiyi gösterip

"Dalga mı geçiyorsun?"

"Anka gel işte be.."

"Hayır."

"Anka gelmezsen omzuma alır götürürüm rezil oluruz.."

"Bana mı söylüyorsun bunu? Kim olduğumu falan mı unuttun?"

"Ne yapacaksın? Burada fareye mi çevireceksin beni? Bin hadi."

Yine çenesiyle alt etmişti beni... it!

Göz devirdim ve bindim oda yanıma geçti ve taksici amcaya dönüp

"Aygır deresine abi"

Burayı görmeye hiç fırsatım olmamıştı! Gerçekten görmek istiyordum...

Vardığımızda Aras parayı uzattı ve arabadan indik...

Aşağı doğru yürüyünce ağzım açık kalmıştı..

İçimdeki Şeytan Where stories live. Discover now