İçimdeki Şeytan

Bölüm 35 -İçimdeki Şeytan

Yaşadığını hissediyor musun?
Veya ne bileyim, diyebiliyor musun "ben yaşıyorum ve bundan memnunum diye?"
Ben diyemiyorum... diyemedim hiç, eğer sen diyebiliyorsan değerini bil hayatının olur mu?
Eğer evin içinde oturan bir anne ve baban varsa şikayet etme olur mu?
Eğer gülebiliyorsan, gülebildiğin kadar gül olur mu?
Ben gerçekten gülemiyorum çünkü, sen gül olur mu?
Sevebiliyorsan sev, çünkü ben eskisi gibi sevemiyorum...

Soruyorum kendime "ölü bir insan ne kadar yaşayabilir ki?" Ben yaşamıyorum, hiç beceremedim zaten bunu... fakat ben hiç ölemedim de, hiç beceremedim zaten bunu da...

Ben bir yaprak parçasıyım, dalımdan kopmuşum, öylece savuruyor beni rüzgarın nefesi, bazen sessiz bir ninni söylüyor tekrar poyrazın sessiz sesi, uykuya dalıyorum, bulutlar halime ağlıyor bazen, zavallı bulutlar... yıldızları saklamaz mı hep? Belki de yıldızlar da benim gibidir, saklanıyordur ışıktan? Onlar nede şanslı, saklanabileceği bulutları var, peki ya ben?.. ben kime saklanacağım?..

Gülümsüyorum, gülümsemeli insan... her daim mutlu gözükmeli, değil mi?
Özlemle uzaklara dalıyorum... kendimi suçluyorum, "böyle olman yalnızca senin suçun,  güçlü olmayı bile beceremeyen aptalın tekisin!" İçimdeki çocuk ağlıyor köşede, karanlıktan korkmuş küçük çocuk...

Çaresizim, çok çaresiz... küçük çocuk küskün bana, ben mi? Bense bütün hislerden uzağım, her şeyden uzağım... içimde büyüyen çığlıklardan korkuyor çocuk, alışmışım bense, gözyaşlarım süzülüyor ara sıra... umutlarımı koyup denize doğru bıraktığım şişe çıkıyor karşıma... elimin ucuyla itiyorum, her seferinde, ruhum hapis olmuş beynimin içine, insanlardan saklanıyor... hayattan kaçıyor, çünkü hayat çok acımasız... hayat adil değil ve ben baş etmek için çok yorgunum....
***

"DORUK BURADA NE OLUYOR?!?"

Anlam verememişti genç kız, bu ses...

"S-Selin?"

"Anka? Ne işin var burada senin!?"

"Hera, ismi Hera.."

Doruk'a döndü ve gülümsedi kötü sırıtışıyla

"Hera'ya merhaba de Selin..."

Selin konuşan Anka'ya şaşkınca bakıyordu, ilk başta ikizi olduğunu düşünse de ikizi olmak için fazla benziyordu...

"Hiçbir şey anlamadım..."

"Anka öldü, artık Hera var Selin... haa bu arada, yeni patronunuza merhaba deyin..."

"Ne patronu HERA, ne diyorsun? Nerede? Annem nerede?"

"Annen mi?"

Dedi ve güldü genç kız

"Annen öldü canım ya."

Şok içinde genç kızın yüzüne bakakaldı Selin...

"Ne?"

"Öldü işte, ben öldürdüm... zaten olası değil miydi? Bilirsin ya intikam işleri falanlar filanlar..."

"Ne diyorsun sen ya! Komik mi bu şimdi!? Senin gibi bir kız onu nasıl öldürecek!"

"Yaa, öyle mi düşünüyorsun sahi?"

"Bana bak Anka, benim sinirlerimle oynama, iyice delirmeye başladım zaten!"