Bölüm 29 -Teselli

76 8 8
                                    

Ruhumu kaybediyorum yavaşça,
Benliğimi de öyle...
Fakat ne kadar arasam da bulamıyorum,
Uzaklara gitmiş sanki isyan edercesine...

Ne kadar zaman geçse de,
Hala kayıp ruhum,
Hala kayıp hayallerim,
Ne kadar arasam da bulamıyorum,
Hala kayıp güneşli günler...

Geçer sanmıştım, üstesinden gelirim demiştim. Gelemedim... Şimdiye kadar hiçbir şeyi beceremediğim gibi hiçbir şeyin de üstesinden gelemedim... Her daim yetersiz hissettim. Hayat denen bu dipsiz gibi gelen, karanlık çukurda debelenip durdum her daim, sonuç ne? Hala güçsüzüm sanırım... Gelecek için şimdimizi harcıyor ve durmadan çalışıyoruz, peki sonuç ne? Çoğu için bir hiç... Çizebileceğimiz yalnızca bir yol varken her daim etrafa bakmadan karşıya odaklı koşuyoruz bu yolda... Eğer etrafa bakmış olsaydım, özgür olur muydu ruhum? Bana çizilen yolda koşmak yerine kendi yolumu çizebilir miydim?..

Çok yorgun ve bitkinim... Deliriyor muydum? Yoksa yalnızca bir yan etkisi miydi bunlar hayatın? Ne zaman bitecek bütün bunlar?.. yorgunum, Ruhumun bedenimi kaldıramayacağı kadar yorgun...
***

"Anka!"

Korkuyla yere oturmuş dizlerini kendine çekmiş ve yüzünü eğip elleriyle kulaklarını kapatıp çığlık atan Anka'nın kollarından tuttum...

Açmaya çalışsam da açılmıyordu ve hala çığlık atıyordu...

Çocuklar da geldiği zaman birlikte sakinleştirmeye çalıştık,

"Aras..."

"Anka! Buradayım güzelim... ştt... buradayım."

Bana kollarını sıkıca sarıp tüm gücüyle ağlamaya başlayınca çaresizce saçlarını okşamaya başladım, çocuklar endişeyle bir bana bir de Anka'ya bakıp ne yapacaklarını düşünüyordu... benim de bir farkım yok...

"Çok korktum!"

Yaklaşık 20 dakika boyunca ağladıktan sonra söylediği şeyle ondan ayrıldım ve yüzünü ellerim arasına alıp gözyaşlarını sildim

"Anlatacak mısın güzelim?"

Kafasını salladı ve kalkıp yüzünü yıkadı ardından yatağa oturunca biz de koltuklara oturduk ve ona bakmaya başladık

"Yüzümü yıkadığım anda rüyamda gördüğüm replik, yani adamın kızı öldürmeden önceki söyledikleri kulaklarımda yankılanmaya başladı, durduramadım. Ardından kızın ölmeden önce attığı çığlık... delirmiş gibi hissediyordum, susmuyordu ve git gide büyüyordu sanki..."

"Tamam tamam Anka geçti, bak biz buradayız..."

Doğu'ya minnettarca baktı ve kafasını öne eğdi

"Uyumak ister misin?"

Yağız'ın söylediğiyle Anka'ya döndüm

"Hayır, uyumak istemiyorum."

Düşüncelerimden konuşamıyordum bile...

"Bak ne diyeceğim, film izlemeye ne dersin?"

Doğu'ya döndü ve kafasını salladı

İçimdeki Şeytan Where stories live. Discover now