Bölüm 16 -Şeytanın Karanlık Fısıltısı

95 9 8
                                    

yorgunum fazlasıyla,
üzerimdekileri kaldıramayacak kadar yorgun..
bıkkınım, bir de uykusuz .
karanlıktayım, sessiz gecenin içinde kırılan bir yıldız gibi...
ne anlamı kaldı parıldamanın?

küçük bir kelebeğim kanatları koparılmış,
ne anlamı kaldı uçmanın?
ay gibiyim ben,
ışık saçıyor gibi görünen ama aslında kapkaranlık,
ışığı bile sahte olan...
anlamı kalmadı hiçbir şeyin

bıkkın herşeyim
bıkkın ruhum, bedenim, beynim, kalbim yorgun fazlasıyla...
kelimeler kırık, sözler sahte....
kırgınım herkese,
gözlerimdeki ışık sönmüş,
kalbim söndürmuş ışıklarını karanlıkta oturuyor öylece

gözlerim kapanıyor yavaşça,
eğer yeterince uyusaydım eğer,
ulaşabilir miydim sonsuzluğa?
yıldızların ardına...
bir yıldız olur muydum bende?

***

Hareket bile edemezken arkamdaki yüzü bembeyaz ve beyaz elbiseler içindeki kadına bakıyordum korkuyla yavaşça gülümsediğinde korkum daha da artmıştı kelimenin tam anlamıyla titriyordum...



gülerek bana adım adım yaklaşırken ne yapacağımı bilemiyor ve kıpırdayamıyordum gülümsemesi genişledi ve bir anda bana hızla koştuğunda korkuyla gözlerimi kapatım istemsizce ufak bir çığlık attım...


kapının açılma sesini duyduğumda gözlerimi yavaşça açtığımda Aras'ın endişeyle bana baktığını gördüm ve koşarak ona sarıldım ve gözyaşlarımın düşmesine izin verdim, bana sarılıp bir yandan da saçlarımı okşarken endişeyle sordu

"Anka? noldu? anlat bana, iyi misin?"

"üzerime doğru geldi ama sonra bir anda kayboldu, b-ben çok korktum Aras..."

dedim titreyen sesimle

"ştt, geçti güzelim"

yüzümü yıkayıp sınıfa döndüğümde çocuklar yüzümü görünce edişeyle iyi olup olmadığımı sorduklarında iyi olduğumu söyleyip yerime oturdum. Doruk yüzümü gördüğünde endişeyle iyi olup olmadığımı sorduğunda ona da aynı cevabı verdim. Ardından Elif de aynı soruyu sormuştu ve yine aynı cevabı verdim önüme döndüm ve kafamı sıraya koydum üstümde bişey hissedince Aras'ın ceketini üstüme örttüğünü anlayıp daha da mayıştım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım

***

Aras ve Doğu'nun sesiyiyle uyandım ve yavaşça gözlerimi açıp kafamı kaldırınca bana dönüp sordu Yağız

"kanka sen kalkma biz yemeği buraya getiririz tamam mı?"

yavaşça kafamı sallayıp gülümsemeye çalıştım, Doğu önüme eğilip yalnız kalıp kalamayacağımı sorduğunda sorun olmadığını söyledim ve kafamı tekrar sıraya koydum ve bir anda aynı tiz kadın sesini duyduğumda korkudan kafamı kaldıramadım

"İntikam almayı bile beceremiyorsun..."

yankılı tiz kadın sesi daha da yaklaştı ve titrememe rağmen kıpırdamadım

"anneni öldürdüler ama sen öylece duruyorsun"

ardından güldü ve devam etti

"sözde Hera'nın soyundan geliyorsun... ne ezikçe ama"

ardından kulağımın dibine girip

"hep böyle ezik mi kalacaksın Anka?"

ardından bir anda kapı açılınca korkuyla sıçradım. Aras kaşlarını çatıp yanıma geldi ve

"bişey mi oldu?"

"haa... şey yok ya bir an dalmışım da aniden açınca korktum."

ardından kafasını salladı ve oturdular

İçimdeki Şeytan Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz