RUHUMUN GÜNAHI

By Buketderler8

18.9K 11.6K 3K

Hiç, sebepsiz yere, ansızın kalbinizin sıkıştığı oluyor mu? Güneş'in altında karanlık üzerinize çullanıyor mu... More

2.BÖLÜM: Karanlığına Hoşgeldin..
3.BÖLÜM: Değişim..
4.BÖLÜM: Kırmızı..
5.BÖLÜM: Yara..
6.BÖLÜM: Yarın Yok Gibi..
7.BÖLÜM: Kaybet Beni..
8.BÖLÜM: Merhaba..
9.BÖLÜM: Nefes..
10.BÖLÜM: Karanlık Oyun..
11.BÖLÜM: Elveda..
12.BÖLÜM: Neredesin..
13.BÖLÜM: Zehir..
14.BÖLÜM: Gurur..
15.BÖLÜM: Güneş ve Ay..
16.BÖLÜM: Kar..
17.BÖLÜM: Kimsin Sen?
18.BÖLÜM: Başlıyoruz..
19.BÖLÜM: Kaderin Oyunu..
KARAKTER TANITIMI
20.BÖLÜM: Bul Beni..
21.BÖLÜM: Paramparça..
22.BÖLÜM: Gölge..
23.BÖLÜM: Ateş Sensin...
24.BÖLÜM: Oyun Bitti.
25.BÖLÜM: Söz Vermiştin..
26.BÖLÜM: Yarattığın Karanlık..
27.BÖLÜM: Üç Dakika.
28.BÖLÜM: Umut Dolu Sesleniş..
29.BÖLÜM: Senin İçin..
30.BÖLÜM: Mehir..
31.BÖLÜM: 27 Haziran.
32.BÖLÜM: Dayan Nefesim.
33.BÖLÜM: Geçmişin Karanlığı.
34.BÖLÜM: Aşkın Gücü..
35.BÖLÜM: NİŞAN..
36.BÖLÜM: Büyük Oyun.
37.BÖLÜM: Yabancı.
I.Kitap Finali: GÜNAHKÂR VE MASUM.
II.KİTAP TANITIM
40.BÖLÜM: Yalan Kapanı.
41.BÖLÜM: Kâbus.
42.BÖLÜM: Mucizeye Kaçış.
43.BÖLÜM: Güneş ve Uzay.
44.BÖLÜM: Tehlikenin Kanı.
45.BÖLÜM: Nefretin Gözleri.
46.BÖLÜM: En Güzel Dilek..
47.BÖLÜM: Merhaba Ve Güle Güle.
48.BÖLÜM: Doğum Ve Ölüm.

1.BÖLÜM: Kaçış..

1.4K 484 164
By Buketderler8

*Kafamın içinde dönüp dolaşan fikirleri, kurguları dökmek istedim. Belirli bir kurgu yok her şeyi karakterlerin enerjisine bırakıyorum..Ve sana çok teşekkür ederim güzel arkadaşım bu satırları okuduğun için, karanlığın içindeki beyazı bulduğun, umudunu asla kaybetmediğin, rengarenk ışıklarla dolu bir hayatın olsun :') *

[Mehir ve Uzay]

Ruhuma..

Çok mutluyken neden bu kadar kötü hissediyorum, yüzümden gülümseme eksik olmuyorken neden gözlerim hep yaşlı, neden içimde hep bir burukluk var..Neden sürekli nedenlerle boğuyorum kendimi.
Neden kendimi bu yaşadığım hayata ait hissetmiyorum..Hayır aklıma kötü şeyler getirmiyorum sadece bu içimdeki burukluğun sebebini merak ediyorum..

'Küçük kız kendi kendine konuşuyordu. Eve geldi kendini odasına kapattı ve hemen camının önüne geçip gökyüzünü izlemeye başladı, izlerken de cümleler dökülüverdi dudaklarından. Çoğu kişi onun kendi kendine konuşma alışkanlığı olduğunu düşünüyordu, yanılıyorlardı. Çünkü o ya ruhu ile ya da gökyüzü ile konuşuyor, onlarla dertleşiyordu. Son zamanlarda yaşadığı, hissettiği kötü ve sebepsiz duygular onu gitgide yıpratmaya başlamıştı. Uykusuzluktan çıkan göz altı morlukları onu şuanki yaşından daha büyük ve yorgun gösteriyordu. Gün geçtikçe kilo alıyordu. Düşünmemek için kendisini yemeye vermişti.
Bu durum ailesinin, arkadaşlarının,sevgilisinin çok dikkatini çekmemişti anlaşılan. Küçük kız da dikkatler onun üzerinde olsun istemezdi bundan nefret ederdi. Küçük kız dediğim kişi aslında küçük kız değil, onun ruhu..Onun ruhu hala küçük bir kız çocuğuydu. Dizleri yara içinde, gözleri hep yaşlı, çekingenliğinden ve duygusallığından dolayı çenesi hep titrek bir çocuk...


İstemeye istemeye de olsa oturduğum yerden kalktım, gözlerimin durumunu görmek için aynaya bakmaya gerek yoktu banyoya gidip hemen yüzümü yıkayıp çıktım. Yüzümde en sahici gülümsemem ile ailemin yanına gittim.
Annem iyi olup olmadığımı sordugunda sadece gülümsedim ve iyi olduğumu söyledim çünkü ben bile nasıl hissettiğimi bilmiyorken ne diyebilirdim ki?

TV de ki haberleri tepkisiz bir şekilde izlerken annemin ve kardeşimin seslerini duyuyordum ama bir şeyler cevap vermeme engel oluyordu, dalgınlık..

"Kızım telefonun çalıyor baksana."

"Abla, huu abla."

Bir anlık dalgınlık ile istemsizce sesimi yükselttim.

"Neden bağırıyorsunuz ya?!"

Diye tepki gösterince annemde şaşkın bir ifade ile konuşmaya devam etti.

"Kızım telefonun çalıyor açsana başımız şişti, kim o, o kadar ısrarla arıyor. Uzay mı yoksa? "

"İzninle bir bakayım annecim."

Anneme imalı bir cevap verip telefonuma baktığımda Uzay'ın aradığını gördüm.. Onunla konuşmak istemiyordum, en azından şuan değil, aslında sadece onunla değil kimseyle konuşmak istemiyordum ama biliyorum şimdi açmazsam evimize bile gelirdi. Derin bir nefes alıp konuşmak için odadan çıktım sesimi düzelterek aramaya başladım.

"Alo, sevgilim beni aramışsın müsait değildim. Bir şey mi oldu?

"Sevgilimi aramak için bir şey mi olması gerekiyor?"

Sesi hayal kırıklığını ele veriyordu, sanırım istemeden kırmıştım onu. Uzay sert görünmesine rağmen çok narin ve duygusal biriydi. Onu asla üzmek istemiyordum, istemem de.

"Özür dilerim öyle demek istemedim. Biraz halsizim de sana patladım."

"Özür dileme sevgilim. Önemli değil. Ben seni merak ettiğim için aramıştım kaç gündür görüşmüyoruz, dışarı çıkmıyorsun, ne benimle ne de arkadaşlarınla konuşmuyorsun bir sorun mu var sevgilim noluyor? "

Uzay'ı çok iyi anlıyordum ben olsam bende merak ederdim, sorgulardım ama anlatıp canını sıkmak, üzmek istemiyordum..Onu gerçekten çok seviyorum ve üzülmesini istemoyorum. Bu karanlıkta bunu biliyordum, ben onu çok ama çok seviyordum..

"Bir şey yok emin ol. Sadece biraz halsizim kendimi toparlamaya çalışıyorum. Bunu sana yansıttığım için üzgünüm. Başım çok ağrıyor ben uyusam olur mu? "

Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Tamam sevgilim eğer iyi olacaksan uyu. Ben yarın seni görmeye geleceğim, seni seviyorum."

"İyi geceler, tamam yarın haberleşiriz."

Telefonu kapatıp salona geçtim. Meraklı gözlerle bana bakan ailemin ne soracağını çok iyi biliyordum. Soru sormak için ilk adımı atan tabiki annem oldu.

"Neden yüzük asık noldu? Uzay ne dedi? Neden görüşmüyorsunuz? Bir sorun mu var? "

Göz devirerek anneme cevap verdim.

"İstediğimiz sorudan başlayabiliyor muyuz?"

"Bak bak laflara bak. Başla ne oldu?"

Derin bir nefes alıp cevap verdim. Başka türlü kaçamayacaktım.

"Beni merak etmiş, yarın ziyaretime gelecekmiş bu kadar. "

O an çok garip bir şey oldu. İlişkim hakkında doğru dürüst laflara dahil olmayan babam bana doğru döndü ve konuşmaya başladı.

"Kızım, sen iyi misin? Günlerdir dışarıya çıkmıyor, kimseye konuşmuyorsun Uzay seni üzüyor mu yoksa? "

O an da söze kardeşim Melih atladı.

"Sanmıyorum baba, Uzay çok kibar bir adam ben bile onu çok beğeniyorum."

Melih'in bu dediği babamın hoşuna gitmiş gibiydi yoksa babamın o gülüşünün başka bir anlamı olamazdı.

"Hayır baba onunla bir ilgisi yok. Aramızda bir sorun da yok. Ben sadece biraz halsiz hissettiğim için çok insanlarla iletişime geçmiyorum. Şimdi izninizle uyuyacağım iyi geceler."

Üçü de aynı anda "iyi geceler" dedikten sonra odama geçtim.

Kapımı kapattım ve kilitledim. Perdemi açtım Dolunay'ın ışığı kocaman penceremden girip odamı aydınlatıyordu. Masamdan kulaklığımı alıp camın önüne oturdum kendimi bulduğum şarkılardan birini açtım. Ve sebepsizce ağlamaya başladım. Evet gerçekten sebepsizce. Sebebi varsa bile yemin ederim bilmiyordum. Kendimi şuan bulunduğum odaya, eve, bedene ait hissetmiyordum. Sanki ben ruhumun ta kendisiydim de farklı bir bedene girmişim gibi yabancıydım kendime. İnsanların beni anlamayacağını, hakkımda ne düşüneceklerini çok iyi biliyordum ve tabi anlatsam da hiçbir şeyin değişmeyeceğini.. Anlattığımda arkamdan ergen veya rahat battı diyeceklerini biliyorum ama hiçbiri umrumda değil. Benim şuan tek bir derdim vardı o da ruhumu bu hale düşüren hissi öğrenmek. Ruhumu bu karanlıktan kurtarmak..

Küçük kız, bir yandan dinlediği dizelerde kendini kaybediyor bir yandan da ruhunu bu karanlıktan kurtacak bir yol arıyordu. *Yardım et bana, gölgeler kafamda, güneş doğmadan yardım et bana..*

Evet küçük kız tam olarakta yardım istiyordu ama kimden, gökyüzüne bakarak yardım istiyordu..

O gece gökyüzüne bakarak yardım isteyen tek kişi kendisi sanıyordu küçük kız. Çünkü ne arkadaşları ne ailesi ne de sevgilisi hava durumuna bakmak dışında bir kez olsun başlarını kaldırıp gökyüzünü izlemeyen insanlardı ya da kendisi öyle sanıyordu, çünkü henüz sevgilisinin ruhunu tanıyamamıştı..
Küçük kız, gökyüzü ile tek konuştuğunun kendisi olduğunu düşünürken unuttuğu bir şey vardı. O gece gökyüzü ile konuşan 2 kişi daha vardı; Uzay ve Tamay..

2 farklı adam, 2 farklı kalp, 2 farklı ruh..Tek bir kadına,aynı kadına duyulan aşk..

İşlenen günahların bedelleri onları bir araya getirdi. Onları karanlık bir savaşın ortasına bırakıp bir bir sıktılar kurşunları ruhlarına.

Bir tarafta Uzay ve Mehir uzun süredir sevgili olan iki genç..Ruhlarını yeniden tanıyor, yeniden tanışıyorlar ve yeniden aşık oluyorlar birbirlerine.
Diğer tarafta ise kaderini dakikaların ördüğünü düşünen, zamana düşman, karanlıktan beslenen Tamay..

Mehir'in hissettiği karanlık, geçmişin bedelinin bir sinyaliydi sanki. Bu savaş geçmiş ve gelecek arasında zaman kavramını unutup kendini bulma savaşıydı. Bu Mehir'in içindeki gücü farketmesinin savaşıydı.

Her şey yeni başlıyordu, her şey.. Çıkmaz sokaklarda bir enkaz olarak yaşamaya devam mı edecekti? Yoksa enkaz olarak bu çıkmazdan çıkabilecek miydi? Yoksa karanlığa hapis mi olacak'lardı?

Tüm bu karanlık sorular Mehir'in ruhunun sorularıydı..

Mehir günlerdir hissettiği karanlık hislerim küllerinin alev aldığı bir intikamdan habersizdi...Herkesten kaçıp kendisine sığındığı gece dışarda ki telefon görüşmesi hayatını belirliyordu..

-"Efendim kız son 2 gündür hiç dışarıya çıkmadı."

"20" dedi soğuk ses "20 yaşına girdi mi?" Adam gözlerini genç kızın camından ayırmadan cevap verdi. "Evet efendim." Soğuk ses cevabını aldıktan sonra telefonu kapattı. Karanlık geceyi izlerken elinde tuttuğu fotoğrafı kaldırdı..

"20 yıl önce sönen ateşin külleri yeniden alevlendi küçük kız..Oyun başlıyor."

PEKİ YA BİR GÜN HER GECE BAKIP YARDIM İSTEDİKLERİ AY HAYATLARINDAN ÇIKARSA NE YAPACAKLAR?

GERÇEKTEN AŞK HER ŞEYİ AŞAR MIYDI?

BEMBEYAZ RUHLARIN KARANLIK HİKAYESİ..İKİ AYRI İNSAN..İKİ FARKLI RUH..RUHLARIN SIĞINDIĞI KARANLIK BİR GÖKYÜZÜ VE GÖKYÜZÜNÜ AYDINLATAN BİR AY..

DOĞDUKLARI ÂNDAN İTİBAREN AŞIK OLACAKLARI KİŞİLER BILE BELLIYDI, ONLAR GEÇMİŞİN KANLI HESABINI VERMEK İÇİN DOĞMUŞLARDI.

Mehir gözlerini dünyaya açar açmaz bir çift mavi göz ile karşılaşmıştı, mavi gözler ona Uzay dedi. Aşık olacağın kişi Uzay..Ve ekledi; öldüreceğin kişi Uzay.

Gözlerini açtığı dünya ona nefes almayı öğretmeden önce, kendisinin adını söylemeden önce, aşık olacağı insanın ve öldüreceği insanın ismini söylemişti.

Yaşamın, hayatın ne demek olduğunu bilmediği ân da ölüm ile tanışmıştı küçük kız..

Continue Reading

You'll Also Like

209K 18.1K 35
Alışılmadık bir aile kurgusudur💥 Bol kahkaha garantilidir💃🏻 Kitaptan küçük bir alıntı⤵️ 🪷 Gözlerime bakmaya devam ederken sordu. "Sen benim kim o...
53.1K 3.7K 18
"Bir adam ile yara bandının hikâyesini hiç duydun mu?" diye sordum meraksız bir tonda. Çünkü anlatmak istediğim sıradan bir hikâye değildi, kendi yaz...
123K 8.9K 25
Kızının varlığından bile haberdar olmayan iki baba ve babasının kim olduğunu bilmeyen bir kız.
46.7K 5.6K 12
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi. Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi. Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi? İçimden cevapladı...