《FİNAL》Eyvah! 17 Yaşındayım (...

DidemOztepe tarafından

687K 72.5K 16K

Hayatınızdan hiç de memnun olmadığınızı düşünün. Çok yanlış yaptığınızı, hem de haddinden fazla çok. Sonra b... Daha Fazla

Tanıtım
Geriye Dönme Isteği
23 Gün
Nefret
22 Gün
Ikilem
At Yarışı
21 Gün
Çünkü Sen Takı Değilsin
Düşünceli Engin
Kavga
20 Gün
Dünyada Ölümden Başkası Yalan
Ya Her Şey..?
Öpücük
Fotoğraf
19 Gün
Kafe
Hikaye Nasıl Ortaya Çıktı?
Trip
18 Gün..
Kıskançlık
17..
Büyük Şok
Gülüşün Kaçtı da Gözüme
16 Gün
Ayrılık Varsa Ufukta, Debelenmek Ancak Daha Çok Dibe Batmaya Yarar
Masum Bir Öpücük
15 Gün
Çok Konuşan Bir Kubi
Pot Kralı Zeynep
Söylenmeyen Sırlar
14 Gün
Kafası Karışık Bir Zeyno
Bölüm
Gözlüklü Kurtarıcı Prens Terlikli Cadıya Karşı
13 Gün
Kardan Adam
☃️🌞
Ev Kızlarının Sonuncusu
Karabasan
12 Gün
Samara, Zeynep Kuncak
Atarlı 'Zeyno'
Kekocuklar
Gerçekler 'mi?'
Araf'ta
Deli Var
Gel Evet De.. Çay Falan İçeriz
Kubi'ye Sahip Çıkalım, Ya Da Durun, Zeyno Çıkar
Gazoz İsteyen?
10 Gün..
Yeni Normal (Hayır Bölümü Fahrettin KOCA Yazmadı :)
Yeni Arkadaş(!)
9 GÜN
Şiir 🦋
8 Gün
Peki Ya Sonra?
7 Gün
Kâr Zarar Cetveli
Tehdit Öyle Değil Böyle Olur (Sanki?)
6 Gün
Belki de Tek Yaşam Kaynağımız Su Değil, Sevgidir
5 Gün
Iyilik Bulaşıcıdır. Ve Sevgi de
4 Gün
Gerçek Aşk
3 Gün
Çay Bile Bazen Yakar İnsanın Canını
2 Gün
1 Gün
0 Gün
FİNAL

Dayak Time

10.8K 1.3K 170
DidemOztepe tarafından

Okula doğru sinirli ve hızlı adımlarla ilerlerken, aklımda tek bir şey vardı; Engin'den ayrılmak. Ona yeniden kör kütük aşık olmadan ayrılmam lazımdı. Belki de hiç dönmeyecektim eskiye. O zaman ne olacaktı peki? Engin ile devam edip paşa paşa tekrar aldatılmayı mı bekleyecektim? Daha da neler! Bu sefer izin vermeyecektim gururumu ve onurumu hiçe saymasına. Yok. Hayır. Bu kez olmazdı. Bir bahane bulmalıydım. Yoksa da yaratmalı. Onun bu aşık hallerine daha fazla dayanacak gücüm kalmamıştı. Her şeyi geçtim, kalbim dayanamıyordu artık. Bir yandan kırılan yerlerini onarmaya çalışıyor, diğer yandan yeni Engin'in aşık hallerine aldırmamaya. Çok zordu onun işi. Kolaylaştırmam lazımdı. Ama nasıl?

Sınıfa girip de Kubilay'ın kitap okuduğunu görünce çantamı çıkartıp, sıraya oturdum. Arkadaki kızlar da fısır fısır dedikodunun dibine vuruyordu maşallah. Işte o an Tesla'nın ampulü patlarcasına parlamaya başladı beynimde. Kubilay'a bakıp "Özür dilerim." diye mırıldanarak "Tabi ki de seviyorum Engin'i." dedim sinirleniyormuş da sesim istemsiz olarak yükseliyormuş gibi. Onunla konuşuyormuş gibi yapıyordum ama zavallım kitaba öyle dalmıştı ki, geldiğimi fark edip yüzüme bile bakmamıstı. Belki de onu bırakıp Engin ile konuşmama kızmıştı. Neyse. Her iki durumda da, şu an yüzüme bakmaması benim lehimeydi. "Ama her arkamı döndüğümde başka bir kızla konuşması hiç hoş değil. Yani tamam, beni sevdiğini biliyorum ama.. ne bileyim. Her şeyi göz ardı ederim belki, ama aldatılmayı asla. Konuşmasın arkadaş. Erkeklerle konuşsun. Kızdan arkadaş mı olur?" Arkadaki kızların topluca sınıftan çıkmasından da anladığım kadarıyla beni dinlediklerinden emindim. Umarım içlerinden en az biri birazcık zeki çıkardı da yapardı beklediğim şeyi.

"Bana mı diyorsun?"

Kubilay bana doğru dönünce "Evet." dedim şirince. "Günaydın diyordum."

"Kapıda günaydın dedim ya."

"Şu an daha bi aydın gibi geldi de bana gün." deyince güldü. Okul çıkışı daha da ayacaktı hatta. Işıl ışıl olacaktı her yer. Ohhh, mis mis.

"Iyi ya, tekrar günaydın o zaman." Ne çabuk affediyordu bu beni ya. Ne kadar çabuk tekrar gülümseyebiliyordu yüzüme bakınca. Bu kadar kolay affedebiliyor muydu insanları cidden? Ya çok yufka yürekliydi, ya da çok mükemmel rol yapabiliyordu. İkinciyi tercih ederdim şahsen. Birincinin doğru olduğunu varsaydıkça kendime sövme kapasitem oldukça çıtayı zorluyordu zira.

Öğretmen derse girip de bir soru için Kubilay'ı tahtaya kaldırınca bir kaç erkeğin mırıldandığını duyup sinirle kafamı oraya çevirdim. Şimdi anlıyordum daha önceden soru çözerken bizi takmadığını düşündüğüm Kubilay'ın sessizliğini ve utanıyordun kendimden. Çocuk yanındakilerin dürtmesiyle bana dönünce orta parmağımı ona doğru tutup, sınıftakilerin oolamasıyla öğretmene çevirdim gözlerimi. "Ne oluyor orada?" diye sorduğunda kimseden ses çıkmamış ve her şeyden habersiz olan Kubilay soruyu çözüp yerine oturmuştu. Herkes bizim sıraya bakıp gülünce "Bana mı gülüyor onlar?" diye sordu.

"Yok. Bana."dediğimde sanırım dalga geçiyorum sanmıştı ki, yüzü asılmıştı. Zil çalıp da hoca çıkarken "Vallahi bana ya." dedim.

"Niyeki?"

"Ne o Zeynep, yeni arkadaşını bulunca bize mi düşman kesildin bu kez? Malum, birilerine bulaşmadan edemezsin sen."

"Yürü git." dedim hiç yüzüne bakmadan. Ne kadar önemsizse zamanında benim için, adını bile hatırlamıyordum.

"Engin'e güveniyorsun değil mi bu kadar? Merak ediyorum da, her istediğini yapması için yatakta ne numaralar yapıyorsun ona? Eğer numaralarını beğenirsem ben daha çok korurum seni."

"Öyle mi?" deyip ayağa kalkarak sıraya oturdum ve bacak bacak üstüne attım. "Kimden korursun mesela? Engin'den?" dedim, tek kaşımı kaldırıp ona biraz daha yaklaşarak, sorarcasına.

Elimi bacağıma koyup da "İstediğin oysa.." dediğinde arkasındaki Engin "Dur ben de sıralayayım da isteklerimi önce." diyerek elini geriye büküp çocuğu kendisine çevirerek kafa attıktan sonra yere sermişti bir güzel. Cebindeki çakmağı çıkartıp da çocuğun bacağıma değen elini yakarken, sınıftan tek çıkan Kubilay'dı. Diğer herkes taş kesilmiş gibi olduğu yerde duruyordu, tabii kapıdaki kalabalıkta cabası..

"Demek Zeynep'e dokunmak istiyorsun. Dokun tabi." dedikten sonra bileğini geriye büktü. Çıkan sesten anladığım kadarıyla kırılmıştı. Bu onun için iyi bir şeydi. Kırığın acısından ateşi hissetmezdi en azından. "Bir daha dokunmak ister misin hatta? Gel ya çekinme." Kendisi kalktıktan sonra çocuğu da kaldırıp ayaklarımın altına attı sinirle. "Dokunsana lan!" diye bağırıp da saçlarını çekerken, çocuğun yaptığı tek şey çığlık atmaktı. Hadi ama, ne kadar da cesaretliydi oysa oramı buramı elleyip de bana orospu muamelesi yaparken. Tekrar ayağı kaldırıp "Ne oldu?" diye sordu kulağına doğru tehdit edercesine. "Çabuk pes ettin. Bu kadar mıydı havan?"

"Göbekli geliyor." Engin'in yalaklarının biri Müdür yardımcısının geldiğini haber verince çocuğu bırakıp benim de kolumdan tutup çekiştirerek sınıftan çıktı Engin. Müdür yardımcısı kimin yaptığını biliyor ama hiç kimse konuşmadığı için kanıtlayamadığından tutanak tutup koltuğuna geri oturmakla yetiniyordu her seferinde. Konuşacak herhangi birinin başına gelecek şeyler az önceki çocuğun yanında hiçbir şeydi çünkü. Herkes çok iyi biliyordu bunu.

Arka bahçedeki duvardan atlayınca, belimden tutup bana sarılarak tuttu Engin. Diğer eliyle de duvara dayanmıştı. Ben de kaldım mı arada böyle,  habeş maymunu gibi. Hem dayak atmaktan hem de koşmaktan dolayı nefes nefese olduğu için bir kaç saniye bekledikten sonra konuşmaya başladı.

"Bu o çocuk muydu?"

"Ha? Kim?"

"Sana not veren mi ne?  O muydu bu şerefsiz?"

"Yok ya. Sınıf arkadaşım bu. Gerçi bunun da ismini bilmiyorum." deyip güldüğüm de o da kahkaha attı. Onu gerçekten gülerken görmeyeli uzun zaman olmuştu.

Bi saniye ya.. Dur. Derin nefes al. Ve acilen kendine gel. Bi de elini belimden çekip az geri gideydi iyiydi ya, neyse.

"Yemin ederim sizin sınıfı toptan ateşe vereceğim en sonunda."

"Kızlar da ölecekse neden olmasın."

"Senin böyle keyfin yerine gelecekse ben her gün birini dövsem ya." Ondan değil o keyif gülüm. Kıcına tekmeyi atacağım en kısa zamanda da, ondan. Ama tabi ki ondan önce birazcık eski ben gibi davranmamın da bir zararı yoktu. Böylece tek suçlu sen olacaktın ve ben de kazasız belasız atlatacaktım sen travmasını.

"Beni kıskanmanı da, korumanı da seviyorum." dedim elimi yüzüne koyup. Şöyle sıkıca da tutayım da bu kadar yaklaşmışken öpmesin bu cinsi sapık şimdi.

"Bak sen." deyince kafamı yana eğerek güldüm.

Zil çalınca "Müdür şimdi tüm sınıfı toplayıp çeker sorguya. Gideyim mi?" dediğimde korktuğum şeyi yapıp beni öptükten sonra "Kantindeydim de." diyerek kaldırıp duvarın üzerine koydu beni. Duvardan atlar atlamaz kolumla dudağımı defalarca silerek sınıfa çıktım. Engin'in bir kaç fedayisi de aşağı doğru iniyordu bu sırada. Biri elime suyla bisküviyi vererek arkadaşlarına yetişti.  Beyinsiz amipler! Her şeyi de düşünüyorlardı iki dakikada. Ama ders çalış desen umurları olmaz. Içimdeki 24'lük ben yine formundaydı maşallah..

"Evet Zeynep. Bir de senden dinleyelim olanları."

"Bir şey mi olmuş hocam?" diyerek arkamdan gelen Kubilay'ın kolunu tuttum. "Kubilay ile beraber kantindeydik biz."

"Sınıfta kıyamet kopmuş kızım. Nasıl hiçbiriniz görmezsiniz?"

"Kantin iki kat aşağıda hocam. Neden sınıftakilere sormuyorsunuz?"

Sinirlenerek sınıftan çıkan müdürün arkasından sinsice gülerek yerime oturdum.

"Yemin ederim çok korkuyorum senden."

"Bakma öyle katilmişim gibi." diyerek elimdeki suyla bisküviyi sıranın üzerine koydum.

"Çocuğu öldürmekten beter ettiğinize eminim."

"Ben yapmadım."

"Evet, ama engel olabilecek tek kişi de sendin."

"Neden engel olacakmışım? Bana ne dedi duymadın mı?" diye sorduğumda kafamdaki köşeli jeton da dank etmişti. Tabi ki de duymamıştı. Çocuğa da bakmıyordu o sırada, kapının tam önünde duran Engin'e bakıyordu.

"Neyse ya." dedim konuyu üstelememek adına. "Her kim olursa olsun, bana bulaşan cezasını da çeker." Engin de dahil!

Multi milli gurur kaynağımız 😄 çok sevdiniz bu hikayeyi farkındayım. Ve bu bana daha çok sorumluluk yüklüyor, peki ya siz bunun farkında mısınız?

Bir de bu Engin şu an çok tatlı lan! Onu ne yapacağız 😂 Ayıramıom. Enginimmmmmm 😄😄😄 şaka şaka delirmedim, yani henüz. 😈 Ama yine de çok tatlı. Ne bileyim. Karizmatik, yakışıklı, cool.. tamam la dövmeyin😄😄 hikâyenin sonu En başından belliydi arkadaşlar. Son söze, diyaloglara kadar hepsi kafamın içinde. Ve bu benim lanetim gibi bir şeydir ki, ben asla hiçbir şeyi unutmam☺ Yani endişe etmeyin, bende (elini bögrüne vuran siyah tesbihli emoji)

Yazardan son not; Yıldıza basmayanın kafasında az önceki siyah tesbihi kırcam haberiniz ola🙆😄

Okumaya devam et

Bunları da Beğeneceksin

634K 39.2K 45
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*
44.9K 3K 30
⁣Paul Lahote, küçüklüğünden beri tanıdığı kuzgun saçlı kıza olan ilgisini hiçbir zaman anlamlandıramamıştı; ta ki bir kurtadama dönüşüp ona mühürlene...
GÖRÜCÜ MÜ ? E.A tarafından

Genç Kız Edebiyatı

4.5M 335K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...
1.3M 30.8K 43
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...