Asel

By Hikaray

7.6M 247K 26.2K

Küçücük bir bedeni nasıl sığdırdılar beyazlar içine? Oysa kendi halinde saf ve naif dünyadan kopuk bir kızke... More

1 - Can Parçası
2 - Kınalı Güzel
3 - Gelin
4 - Kelebek
5 - Kanatsız
6 - Kaçış
7 - Yeniden
8 - Nefret
9 - Hata
10 - Kocacığım
11 - Uzak
12 - Gecelik
13 - Ölümsüz
14 - Ten kokusu
15 - Benimsin
16 - Doğruluk
17 - Biz Bize
18 - Özel
19 - Yaralı
21 - Geçmiş
22 - Huzur
23 - İhanet
24 - İntihar
25 - Melek
26 - Kurtarıcı
27 - Doktor
28 - Kanından Canından
29 - Kıskanç
30 - Bebek
Bölüm-31 Yağmur
Bölüm-32 Emanet
Bölüm-33 Kurşun Yarası
Bölüm-34 Geçmişten Gelen
Bölüm-35 Kan
Bölüm-36 Kan II
Bölüm-37 Katil
Bölüm-38 Yürek Tanem
Bölüm-39 Bal Tanem
Bölüm-40 Kırılış
Bölüm-41 Baba
Bölüm-42 Aşk kokusu
Bölüm-43 Hoş Geldin Hayatıma
Bölüm-44 Aşk Final
Bölüm 45- Benim ol
Kırmanşah
!
Cebri İcra
Teşekkürler! ❤

20 - Kayıp

175K 5.7K 635
By Hikaray

Kısa bir bölüm oldu farkındayım: fakat şunu söylemek istiyorum genellikle bin kelimelik yazıdan oluşuyor bölümlerim. Her iki günde bir yayınlamak istiyorum. Hafta da bir kararı almıştım ama o zamanda yazmak gelmiyor içimden, o yüzden tekrar yeni bir bölümle karşınızdayım! ( Bakim, evet cidden öyleyim :) )

Şarkıyla ilgili yorumlarınız duymak isterim, benim hoşuma gitti. Aslında tesadüfen bulduğum bir şeydi

Nasıl ayrılayım gül yüzlü yardan.
İşte şöyle böyle hal deli gönül.
İster ağla ister gül deli gönül.

Saatin ilerlemesiyle halen kendine gelemeyen kadını hastane odasında bırakıp az da olsa olduğu durumu düşünmek istemiyordu. Kendine defalarca kızsa da bu asabi ve agresif tavrından bir türlü kurtulamıyordu. Elinde olmasa da her zaman ki davranışlarından dolayı çevresine zarar verdiğini anlamıştı, kabullenmesi zor olsa bile bu olaydı tek suçlu vardı oda kendisiydi.

Zihni daha açık, kafası daha rahat olsaydı böyle olmazdı -yani öyle fikir edinmişti- fakat aslında hiç bir şey değişmezdi. Kendini suçladığı gibi evinde yaşayan o küçük yılanı da suçluyordu! Onun zehirli diliyle zehirlenmiş olmalıydı ve bir an olsun ona inanmış kendini ve karısını ateşe atmıştı. Artık değil ona dokunmasına onunla beraber bile olmasına izin vermeyecekti, Asel suskun olsa bile bazen çok çetindi, farklıydı... Aklından geçen bu gerçekle dudakları kıvrılmıştı. Karısından övünmüş gibi sırıtıyordu, unuttuğu tek şey vardı.

Bir kaç sene önce nefret püskürdüğü, saydığı, sövdüğü, vurduğu kadın... Onu affetmiş miydi? Tam affetmiş iken daha da mı batırmıştı ortalığı. Neden kendini sunmuştu ona, neden kabul etmişti. İnsanların ağzından çıkan o lanet sözlerle bıkmıştı belki de. Kendini kanıtlamak istiyordu o da. Kesin böyle bir fikire sahipti, yoksa izin vermezdi ona dokunmasına.

İndiği merdivenlerden tekrar çıkarken, elinde tuttuğu plastik bardağı hafif sıkmıştı. Hissettiği sıcaklık içini ısıtmaya yetiyordu, üşümüş olmalıydı. O anlık korkuyla üstüne giyebileceği bir ceket bile alamamıştı, Asel'i kanlar içinde görünce yüreğinin bir parçasını kaybetmiş gibiydi. Hastanenin geniş merdivenlerini teker teker çıkarken, plastik bardaktaki çayı yudumladı. Boğazından kayıp akan sıcaklık, içini yakıyordu. Keşke bir su almakla yetinseydi.

Merdivenleri tamamlamasıyla sağ saptığı ruh bunaltıcı hastane koridorunu ilerledi. En sevmediği hatta en çok midesi bulandıran hastane kokusu burnuna doluyordu. Duyduğu o ilaç kokusuyla suratını ekşitti.

Durduğu kapının önünde başını kaldırarak oda sayısına baktı.

1421.

Zemin katta ki odadan bu odaya getirilmişti. Aceleyle daldığı acil serviste ki hemşireler onu şaşkınlıkla izliyorlardı. Çoğunluğu onu tanıyordu, bazıları ise o kucağında baygın yatsa bile o kadının yerinde olmak için can atıyordu.

Bu çokta önemli değildi onun için.

Kapının kolunu tutarak, kapıyı itti. İçeri attığı adımla odanın köşesinde duran yatağa dönmüştü. Bir süre baktığı yatakta kimse yatmıyordu: bomboştu. Çarşaf biraz kırışmış-pike örtü ise yatağın ayak ucuna itilmişti. Bağlanılan boşta kalan serum yere damlamış olmalıydı.

Elinde tuttuğu bardağın yere düşmesiyle panikledi. Asel odasında değildi! Lanet olsun bu nasıl olabilirdi.

Döndüğü gibi aceleyle hastanenin koridorlarında koşuşturdu. Merdivenlerden aceleyle koşarak acil servisin giriş katına gelmişti. "Asel!" Kendi etrafında dönüp durdu. Başı dönüyordu resmen. Danışmaya vardığında ürkek bakışlarla ona bakan hemşireye yaklaştı. Öfkesine tekrar yenik düşerek danışma masasının üstüne sertçe ellerini vurarak bağırıyordu. "1421 Numaralı odada yatan Asel Miranlı, çıkış yaptı mı?!"

Titreyen hemşire masanın üstünde duran bilgisayarını kurcaladıktan sonra başını onaylayarak sallamıştı.

"C-Cihan Gökoğlu, tarafından çıkış yapılmış efendim." Dedi kekeleyerek. Kaşlarını çattı "Doktor Cihan?" Diye sorabilmişti sadece. Bu Asel'in kuzeni değil miydi? Onu kaçırmış olamazdı! "Allah kahretsin!" Avazının çıktığı kadar bağırsa da yere yıkılacak gibiydi.

Anlam veremiyordu. Bir hasta hastaneden doktor tarafından götürülüyor ve kimse sesini çıkarmıyor muydu?! O Cihan'ı bulduğunda doğduğuna pişman edecekti! Kimse Miranlı aşiretinin hanımını(!) Çağan Miranlının karısını kaçırmazdı! Kafasına yedireceği tek kurşunla mahvedecekti onu. Cebinden çıkardığı telefonla adamlarını aramaya başlamıştı, telefonun cevaplanmasıyla sesini alçaltarak bir şeyler söylüyordu. "Serhat, adamları topla. Bana da silah getir hemen."

O piç kurusunu kurşuna dizecekti!

"Cihan ağabey..." Dedi kırık bir sesle. Konuşurken kuruyan boğazı ve dudaklarından rahatsız oluyordu. Bir koltukta yatarken bulmuştu kendini. Baş ucunda deri siyah tekli koltukta oturan adama baktı. Yüzünde taşıdığı ifadeyle onu tanımakta zorluk çekiyordu. "Efendim gülüm?" Dedi doğrularak. Dirseklerini bacaklarına yaslamıştı. Etrafına bakınıp duran Asel olduğu durumdan habersizdi.

"Ne oldu bana? Neden buradayım..." Korkuyla çattı kaşlarını, korku değilde endişe içindeydi. Hatırladığı kadar en son banyodaydı. Konakta ki banyo da...

"Çağan ne yaptı bilmiyorum ama yine sana zarar verdi. Anla beni, seni korumak için buraya getirmek zorunda kaldım."

Hafifçe doğrulan kadın üzerindeki battaniyeyi itmişti. Güçsüz kollarıyla fazla hareket edemiyordu. "Çağan bir şey yapmadı." Dedi bir yandan toplanarak. Üzerinde halen hastanenin elbisesi vardı. Birden bire kolunda hissettiği elle durmuştu, elin sahibine baktığında ona git gide yaklaşan siyah saçlı adama baka kalmıştı. "Anlamıyorsun değil mi Asel? Çağan senden nefret ediyor. Senin canını yakmak istiyor! O seni istemiyor Asel." Yavaşça aşağı giden elleriyle, kadının ince parmaklarını tuttu. "Oysa ben... Ben seni çok istiyorum Asel. Her ağabey deyişin de kalbim ağrıyor."

Yaklaştı, daha da... Daha da.

Dudaklarını dudaklarına basmak üzereyken onu durduran kadına baktı. "Cihan ağabey, bu yaptığın çok yanlış." Sinirle savurdu ellerini tutan kaba elleri. "Neden?" Diye karşı çıkmıştı, neden yanlıştı bu yaptığı? Aşık olmaya hakkı yok muydu. Çağandan önce sevmişti onu, Çağan yokken sevmişti. Başkasına yar ettiği sevdiğini istiyordu, neden hakkı yoktu buna.

Yutkundu. Aklında oynayan sahnelerle iyice gerildi. Sabah hastaneye getirilen baygın kızın bacaklarında ki kanı şimdi anlayabilmişti. "Yoksa..." Dedi ürkekçe, devamını getiremediği cümleyle derince nefes aldı. "Asel..." Omuzundan tuttuğu yorgun bedeni koltuğun başlık kısmına itti. Ayağa kalktı, kararan gözleriyle ellerini pantolonuna götürdü. Kemerini çözmeye başlamasıyla korkuyla gözleri dolan Asel ağırlaşan kollarını hareket ettiremiyordu. "Cihan a-ağabey, Allah'ını seversen kendine gel!" Çığlıklar atan kadın çaresizlik içinde kendini kurtarmaya çalışsa da beceremiyordu.

Bu nasıl bir şeydi böyle. Sanki vücudu ona itaat etmiyor gibiydi. "Sen benim olmalıydın..." Diye sayıklayan boğuk ses, kendini kaybetmişti. Ne yaptığını o bile bilmiyordu artık. Tek istediği karşısında iki büklüm duran kadını elde etmekti.

Eğilerek yaklaştı, dış kapının birden bire kırılmasıyla içeri dalan adamlarla şok olmuştu. Tam halletmek üzereydi! Allah kahretsin! Adamların arasından elindeki silahı kaldırıp tam başına tutan adama baktı.

Sinir, nefret, öfke, kıskançlık... Ne ararsan saklanmıştı bu gözlerde.

Çağan Miranlı. Yüzündeki en adi sırıtışla bakıyordu.

"Kaçmak öyle kolay değilmiş, değil mi koçum." Sertçe itti silahın ucunu adamın başına. "Karıma dokunmaya kalkanın beynini uçururum ben." Arkasında duran adamlara işaret ederek, hanımlarına yardım etmelerini emretti.

Donup kalan Cihan sadece hüzünle bakabiliyordu. Kendinden uzaklaştırılan kadına baktı. "Asel!" Diye seslendi son kez, başını zorlukla ona doğru çeviren kadın dikkatini adama vermişti. Bu yaptığıyla daha da kıl olan Çağan parmaklarını tetiğe uzatmıştı, gözünü bile kırpmadan yerle bir edebilirdi onu. "Kendini güvende hissetme gülüm..." Hafifçe sırıttı, ne demek istiyordu şimdi?

Dediğini anlayamayan kadın kocasına bakıyordu. Öfkeyle sıktığı dişlerini kırabilirdi. Ayağa kalkan Cihandan bir türü ayırmadı silahının ucunu. En gereksiz hareketinde sıkmaya hazırdı, gözlerine ilişen boşta duran kemeriyle durumu anlamıştı.

Kuzen ayağına karısını kaçırıp onunla beraber olacaktı. Bu güçsüz halinden faydalanacaktı! Kirletecekti onu... "Kimine göre koruyordur-" Gözlerinin ucuyla baktı Çağan'a. "Kimine göre öldürüyordur Asel." İleri doğru attığı adımla acı içinde kendini ayakta tutmaya çalışan kadına yaklaştı.

Sınırları yine aşıyordu bu adam. "Asel'i götür Devran." Dedi Çağan daha fazla dayanamayarak.

Asel'in gözleri halen kuzenindeydi. Sırıtışını eksik etmeyen Cihan başını alay edercesine sağ sola savurdu.

"Annenin katiliyle evlisin, nasıl kendini güvende hissedebiliyorsun ki." Topuğuna yediği kurşunla yere yıkılmıştı.

Bunu söylememesi gerekiyordu...

Continue Reading

You'll Also Like

5.7M 233K 33
Terk edilmiş genç bir kadın, başkalarının onun için çizdiği gelecekte oynamak yerine kendi bir hamle yapar ve onun aksine ailesinin göz bebeği olan b...
2.3K 146 17
Tenime değen iğneler bir bir verdiğim sözleri göğsüme kazırken, içimde tarifsiz bir burukluk vardı. Aklımdan hiç çıkmayan sorular zihnimin içinde bir...
743K 43.3K 43
ÖNCE BİRİNCİ KİTABI OKUMANIZ TAVSİYE EDİLİR! Her hikayede bir parçanız olduğu gibi bu hikayede de parçanız, bir satır cümlenin arasında durmuş sizi...
23.2K 2.9K 38
Şimdi hiç bilmediğim bir yerde, doğru düzgün tanımadığım insanlara muhtacım. Ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yok. Ailemi nerede ve nasıl bulacağımı...