Bir Okul Günü

13 4 0
                                    

Selaam.👋

Bölüm atmayalı bir haftayı geçti. Ama görünen o ki sınavlar da benim üzerimden bir güzel geçecek.

Yedekte bölümlerin var. Haftada bir bölüm olarak devam ediyoruz. Ama tabii atmayı unutmazsam.😉

Size iyi okumalar.📚📖

〰️〰️〰️

Servisimiz gelince bindik. Okul yolu boyunca kimse konuşmadı. Okula gelince servisten inip sınırlarımızı dağıldık. Normal bir okul günü işte.

Teneffüste hala inceleyememiş olduğum kamerak kayıtlarına bakmak için bahçeye çıktım. Bahçe çevresine ekilmiş ağaçlardan birine sırtımı dayayıp telefonumu çıkardım. Kamera kayıtlarında en son kaldığım yerden biraz geri alıp başlattım.

Gülmesinden sonra suratını tıpkı bir pislik gibi yapıp "Güçlüymüşsün." dedi. Sonra ekledi. "Hemde her açıdan."

Daha sonra revirden öylece çıkıp gidiyor. Başka bir şey yok. Öğle arasında Tae Kyung'un yanıma gelişi var. Ama bir süre beni öylece izlemiş. Belki uyandırmak istememiştir. Neyse.

"Hey! Merhaba."

Panikle telefonumu cebime atıp sesin geldiği kişiye baktım. Bu Byeong Ho'ydu. Bütün vücudum buz kesilmişti. Bana doğru yaklaşıyordu.

Sakin olmalıyım.

Kendimi kaybedemem. Herkesin önünde olmaz. Ama o da herkesin önünde bana bir şey yapamaz.

Ben de ona doğru yürüdüm. Buna şaşırdığını anlayabiliyordum. Ona iyicene yaklaştıran sonra kenarından geçip okula doğru yürümeye başladım. Oysa arkamdan şaşkınca baktı.

Ondan iyicene uzaklaştıran sonra derin bir "Oh!" çektim. Okul kapısından içeri girmeden önce bana doğru gelen Tae Kyung'u gördüm.

Yanıma geldikten sonra "İyi misin?" diye sordu.

Ters ters bakıp sorusunu cevapsız bıraktıktan sonra yoluma devam ettim.

"Hey!"

Elbette yine cevapsız bıraktım. İnadım tutmuştu bir kere.

"Beril!"

Umursamadan merdivenleri çıkmaya başladım. Hala peşimden gelerek bana sesleniyordu. Birden durup arkamı döndüm. O da benim durduğunu görünce birden durdu.

"Etrafta bağırıp durma." dedim sert ve kısık bir sesle.

"O zaman beni dinle."

"Senden duyacak bir şeyim yok." diyerek arkamı döndüm ve merdivenleri ikişer üçer çıkmaya devam ettim.

Sınıfa girip yerime oturdum. Mi Young "Bakıyorum da artık merdivenlerden şikayetçi değilsin." dedi sırıtarak.

"Evet, romatizmamın tuttuğu soğuk dönemler geçti."

Tae Kyung sınıfa geldiğinde normal şekilde sırasına geçti ve her zamanki gibi kafasını pencere yönünde sıraya koydu.

Ders sonrası bir tenefüs daha. Derste çok sıkılmıştım.

Ziyaretçi sorumlusu çocuğun sesi duyuldu yine. "Beril, Byeong Ho seninle konuşmak istiyormuş?"

Sakin bir şekilde çocuğa döndüm. "O kim?" diye sordum. Çocuk şaşkınca yüzüme baktı. Böyle bir şey dersem ondan kaynaklı bir şey olduğunu düşünebilirler. Söylediğimin üstüne vakit geçmiş olsa da hala geç değil. "Sen kimsin?" diye sordum bu sefer.

Önceki sorduğumla şimdi sorduğumun arasında zaman olduğu için bir şey daha demedenönce biraz bekledim.

"Ben kimim?"

Seven TimesWhere stories live. Discover now