Yerleşme 2

55 11 3
                                    

Gece 12 sularında Türkiye'ye ayak bastık. Taksi tutup geceyi geçirecek bir otel bulduk. Normalde kalacağımız yer belliydi. Fakat oraya gecenin bir yarısı gidemezdik.

Sabah Aimi'nin beni dürtmesiyle gözlerimi zorlayarak açtım ve ona 'ne var?' dercesine baktım.

"Hadi artık kalkalım. Saat 10'da çıkış yapmamız gerekiyor. Ayrıca bir sürü işimiz var."

"Saat kaç ki?"

"Yedi buçuk."

"Bırak biraz daha yatayım."

"Olmaz hadi kalk."

"Niye diğerlerini uyandırmıyorsun."

"Hani ikili odalarda kalıyoruz ve sen de benim oda arkadaşımsın ya. Odada başka biri olsa kaldırırdım. Ayrıca diğerleri de kalkmış. Haber verdiler. Hemen kahvaltı yapıp hazırlanalım."

"Tamam." diyerek pes ettim ve banyoya girdim. Kısa bir duş aldıktan sonra en sevdiğim spor kıyafetim olan siyah pembe tuniğimi giydim. Altına siyah pantolon ve şal olarak da tunikteki pembe renkle aynı tonda olanı yaptım.

Mutfağa geçip etrafa bakındım. Aimi çoktan hazırlanmasını bitirip kahvaltı hazırlığına başlamıştı. Ona yardım edip bir de kendime kahve yaptım. Pek iştahım olmadığından iki lokma bir şey yiyip kahvemi içip kalktım. Aimi de kalkınca birlikte sofrayı topladık. Herkesin toplanması yaklaşık olarak 9'u bulmuştu.

Her zaman bir otelde kalamazdık. Kendimize kalacak bir yer bulmamız gerekiyordu. Bunu da önceden düşünmüştük tabii. İnternetten araştırmay yapmış ve çok güzel bir ev bulmuştuk. Yol uzun olduğu için taksi tuttuk fakat İstanbul trafiği sayesinde ulaşacağınız yere gitmemiz daha da uzun sürdü.

Taksiden indiğimizde bir oh çektim. Ev yakından bakınca çok ihtişamlı duruyordu. İki katlı ve geniş bir ev olmasının yanı sıra küçük de olsa bir bahçesi vardı. Evin duvarlarında yetişen sarmaşıklar evi ön plana çıkarıyordu.

Kapısına doğru yürüdüğümüz sırada müteahhit de geldi. Evi gezdirdi. Girişte ayakkabı odası olarak kullanılabilecek küçük bir oda vardı. Ardından girişte salon bulunuyordu. Salon o kadar genişti ki bu katta başka oda kalmadığını düşünmeme neden oluyordu. Kenarda bulunan kapıdan içeri girince buranın mutfak olduğunu anladım. Burası da gayet genişti. Yemek odasına ihtiyaç duyulmaması amacıyla bu kadar geniş yapıldığını düşündüm. Mutfağın birde balkona benzeyen çardağı vardı. Yazın burada ne güzel kahvaltı yapılır diye düşündüm. Mutfaktan çıkınca tekrar salona gelmiş bulundum. Mutfağın yanında ortalama genişlikte bir oda vardı. Bu odayı ne için kullanacağımız hakkında hiçbir fikrim yoktu. Daha fazla zaman kaybetmeyin ilk katta bulunan son kapıyı açtım. Burası da bir tuvalet-banyoydu.

Merdivenlerden yukarı çıkınca kısa ve dar bir koridor beni karşıladı. Sağdan başlayıp bütün odalara teker teker girdim. İlk oda küçük bir odaydı. Diğer oda orta boyuttaydı. Bir diğer oda da orta boyuttaydı fakat bir önceki odadan daha genişti. Son odanın kâpısını açınca bu kattaki en geniş oda olduğu anladım. Odaların içinde iki banyo da bulunuyordu. Bu kat da bundan ibaretti. Evin bütünü yarı eşyalıydı. Yani asıl düzenleme bize bırakılmıştı.

Her yeri gezdikten sonra salonda toplandık. Zaten bu evi alacağımızı daha önceden kesinleştiğimiz için hemen ödeme ve tapu işlemlerine geçtik. Banka kartından ödeme yaptıktan sonra evi Yu-Zihen ablanın üstüne yaptık. Zaten aramızda çok fazla yaşı yeten yoktu. Ve o bizim liderimizdi.

İşlemleri hallettikten sonra ev eşyalarını almamız gerektiği için dışarı çıktık. Acil ihtiyaç olarak yedi yatak almamız gerekiyordu. Evde bulunan yatakları da satmamız gerekiyordu. Bir mağazada bu konuda iyi bir anlaşma yaptık. Eski yatakları alıp indirim yapacaktı. Gelmişken koltuk takımı, televizyon vitrini, mutfak masası vb. eve ihtiyaç olan bütün mobilyaları aldık.

Seven TimesWhere stories live. Discover now