Gelişmeler

52 9 2
                                    

Dün erken yattığım için bu gün erken kalktım. Sadece ben değil bütün üyeler öyleydi. Sırayla duş alıp bakım yaptık. Ardından kahvaltı edip grup minibüsümüze binerek şirkete gittik.

Gün boyu hazırlık yaptık. Saat altı da ilk sahnemizi gerçekleştireceğiz. İlk sahnemizi gerçekleştireceğimiz stüdyaya geldik. Kıyafetlerimizi ayarlarken benim için daha sonra sorun olmasın diye şalımı yapmadan önce kulaklığını ve mikrofonunu taktım.

Zaman gelip çatmıştı. Sadece üç dakika vardı. Bunca zaman çektiğim acıya deyecek miydi? Umarım.

Ve sahnedeyiz.

Bizi izleyen insanlar çığlık atıp dururken stüdyo çığlıkla doluyordu. Buysa benim mutlu olmama sebep oluyordu. Senenin 'Hot Debut' ödülünü alabilecek kadar iddialıydık. Bir grup olarak.

Ertesi gün saat 10 gibi kalktık yorgun olduğumuz için. Sumi heyecanla elimdeki telefonla yanımıza doğru koşarken "Size bomba haberlerim var." diyordu. Hepimiz ona odaklanınca telefonunu gösterdi. Bu bizim ilk şarkımızdı. Anlamamış şekilde Sumi'ye bakınca açıklamaya başladı.

"Şuraya bakın. İzlenme sayısına. Bakın 87 milyon olmuş. 87! Daha 24 saat bile olmadı! Dünya rekoru kırdık. İlk şarkımızda."

Hepimiz ayaklanıp mutlu olurken bunun şerefine eğlenmeye karar verip kahvaltıdan sonra şirkete gittik. Şirkette nasıl eğlenebileceğimizi düşünüyor olabilirsiniz ama biz genç kızlar müziği seviyoruz. Büyük enerji ile çalışma odamıza ilerlerken yolda gördüğümüz herkese gülümseyip selam veriyorduk. Sumi aktif olarak izlenme sayısını takip etmeye başlamıştı.

Odamıza gidince müzik açıp bir güzel eğlendik. Ben bir ara kendimi kaybedip o kadar güçlü dans etmiştim ki neredeyse deprem olmuştu. İki dakika sonra kapı tıklatıldı ve Stray Kids grubundan Bang Chan kafasını içeri sokarak "Deprem mi oldu, biz mi yanlış hissettik." diye sordu. İçtiğim su boğazıma kaçınca çok fena öksürmeye başladım.

Yu-Zihen onni "Hayır, Beril dans ediyordu da. Kusura bakmayın rahatsızlık verdiysek." diyerek açıkladı. Bense hala öksürmeye devam ediyordum.

Bang Chan bir adım içeri atarak "İyi misin?" diye sordu bana bakarak. Kafamı onaylar anlamda saklarken bu sefer "Dansını merak ettim. Bakabilir miyim?" diye sordu.

Utanırken "Sadece sıradan bir dans işte." diyerek geçiştirdim.

O sırada Twice grubundan Jeongyeon ve Momo onni geldi.

Jeongyeon "Hey! Ne yapıyorsunuz burada." dedi.

Onlarda içeri geldi.

Bang Chan "Yer sallandı sandım buraya geldim ama Beril dans ediyormuş." diyerek açıkladı. Ben utançtan saklanacak delik ararken Momo da konuştu.

"Hangi şarkı? Bir daha dans eder misin? Çok merak ettim, lütfen."

Ne kadar hayır desem de illaki dans edeceksin dediler. Sonunda kabullenince gidip şirkette kim varsa hepsini toplayıp geldiler. Hepsi beni bekliyordu. Bizim çalışma odamızda Twice, Stray Kids, GOT7, Itzy ve CEO JYP vardı. Bildiğiniz bütün şirketi toplayıp gelmişler.

Derin bir nefes alıp "Madem herkes beni bekliyor, o zaman yapalım şu işi. Amacım sadece eğlenmek, beni yargılamayın." dedim ve şarkıyı başlamaları için işaret verdim.

Dansımı bitirdikten sonra nefes nefese kaldım. Fakat çığlıklar ve ıslıklar yankılanıyordu odada. Ben nefes almakla meşgulken JYP "Bir kıza böyle bir erkek dansının yakışacağını hiç mi hiç düşünmemiştim." dedi.

Nefesimi düzene sokup "Aslında mesele kız yada erkek değil. Onların güçlerinde. Kızlar yeterince güçlü olmadığı için dansa nereden bakarsanız bakın mükemmel gözükmez. Dans güç gerektirir. Ayrıca vücut şekli de önemlidir. Kızların ve erkeklerin vücut şekillerinin bir olmasının imkanı yok. Burada da dansı kendi bedenimizin kalıbına sokabilmek gerekir." diyerek açıkladım.

Momoring öne çıkarak "Ben de dans etmek istiyorum. Hadi aç bir şarkı." dedi.

İsteyen kalıp isteyen de gidince random dans ettik. Şarkılar da söyledik. Steal'lerimiz için canlı yayın bile yaptık. Hava neredeyse karmak üzereydi. Sumi çığlık atınca hepimiz o yöne odaklandık.

"Aman tanrım! Şuna bir bakın. 24 saatte 102 milyon izlenme! Dünya tarihinde kısa sürede en çok izlenen müzik videosu."

Hepimiz sevinç çığlıkları atarken yerimizde duramıyorduk. Toparlanıp evimize geri döndük.

Daha sonraki günlerde birkaç sahne daha aldık. İsmimizi bütün dünya duymuştu. Acayip ünlü olmuştuk.

Eun Sang abla proje yarışmasına başvuruda bulunmuştu. Bütün etapları geçerek 101 kişi arasına alındı. Uzun süren bu yarışmadan da olumlu sonuç çıkararak bir grupta çıkmayı başarmıştı. İşten kaynaklı artık pek konuşamasakta hala arkadaştık.

Biz bu sıralar ikinci albümümüzü çoktan çıkarmıştık. Fan meeting düzenlenmişti bir sürü. Fanlarımız çok seviyorduk. Hangi grup sevmez ki. Onlar olmasa biz bir hiçiz sonuçta.

Bir iki ay içinde Eun Sang abla BTS'ten Jimin ile çıkmaya başladı. Sevgilisine arkadaşlarını tanıştırmaya da unutmadı. Böylece Jimin ile de arkadaş olmuş oldum.

Bu arada söylemeyi unuttum, ilk şarkımız bir milyar izlenmeyi de kısa sürede geçti. İkinci şarkımız da oldukça çok izlenmişti kısa süre içinde. Albüm satışlarımız zaten tavan yapmıştı. Bir bakımdan kpopun efendileri olmuştuk.

Zaman geçiyordu. Her şey normal gidiyordu. Ara sıra ailemle sorunlar yaşasam da iyiydim. Arkadaşlarım yanımdaydı sonuçta.

Çıkışımızın birinci yılını kutlarken bir parti yaptık. Hepimiz gerçekten çok eğlenmiştik.

Aradan yine zaman geçti. İkinci yılımızı tamamlamakta birlikte beşinci albümümüzü de çıkarmıştık. Her yeni albüm çıkarışımızda resmen dünya sarsılıyordu.

Mart ayında comeback sonrası bir TV programına konuk olduk. Bir süre sonra yeni şarkımızda benim hızlandırılmış biçimde dans etmemi istediler. Bu arada söylemeyi unuttum, dans kareografisinde benim havada ters takla attığım bir kısım vardı. Burayı ara sıra tek elimden destek alarak da yapıyordum.

Müzik çalmaya başladı. Bende ritimlere uymaya. İşte geliyor. Benim takla attığım kısım. Ellerim terliydi. Heyecandan değil. Sadece terliydi. Belki de sıcaktandır. Ayağımda kalem topuklu ayakkabılar vardı. Arkama doğru eğilip tek elimi yere koydum. Ayaklarımı yerden kuvvet alarak ittirirken ayaklarımın havaya kalkmasıyla yüzümü yerde buldum. Elim terli olduğundan kaynaklı kaydı ve düştüm. Bunda topukluların da payının olduğunu düşünüyorum. Müzik kapatılıp arkadaşlarım dahil bütün stüdyo çevremde toplanmıştı. Ben yerde düştüğüm şekilde duruyordum. Çünkü hareket edemiyordum. Boynum feci şekilde ağrıyordu. Eğer hareket etmeye kalksam başıma gelebilecekleri az çok da tahmin edebiliyordum. Çok geçmeden sağlık çalışanları geldi. Boynuma boyunluk benzeri hastalara taktıkları şeyden yaktıktan sonra beni sedyeyle ambulansa taşıdılar.

Şu anda düşündüğüm tek şey; Eski halime dönebilecek miydim? Felç olmayacaktım, değil mi? Felç olmasam bile daha sonra dans etmeye devam edebilecek miydim? Boynum kırılmamış tır, değil mi? Konuşmak istiyordum, ama nedense yapamıyordum. Korku ile kalbime saplanan acı yüzünden mi? Herkes etrafımda dolanırken Rhee Hee acı ile ismimi haykırarak bana sesleniyordu.

Seven TimesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin