Kavga 2

18 7 0
                                    

Acaba bölümleri bu kadar sıkıştırmasam da 45 bölüme yaysam. Ne dersiniz? Böyle iyi mi? Nasıl yapalım?

İyi okumalar.

〰️〰️〰️

"Sen bir de dün sahneye mi çıktın?"

Sesinde şaşkınlık ve sinir vardı.

Gülümseyere ellerimi iki yana açarak "Zaten cevabı biliyorsun." dedim.

"Kızım sana otur deriz oturmazsın, kalk deriz kalkmazsın."

"Bak beni öğrenmişsin. Bundan sonra ayağını ona göre denk alırsın."

"Yapma ya. Sanki onu da denemedik. İstediğin gibi algılıyorsun o zaman."

Gülümseyerek omuz silkeledim. Mi Young da daha fazla üstünde durmadı.

Kafamı sıraya koyup gözlerimi dinlendirdim bir süre. Bu süre içerisinde sınıfa giren birkaç kişinin ayak seslerini işitmiştim. Öğrenciler sınıfa geliyor, sessizce yerlerine oturuyor ve sessizce dersin başlamasını bekliyor. Sanki hayat ölmüş gibi kimse birbiriyle konuşmuyordu.

Ben düşüncelere dalmışken her zamanki gibi Mi Young olduğunu bildim kolumdaki delici dürtüyle düşüncelerimden sıyrılmak zorunda kalıp gözümü açtım.

Ona baktığımı görünce kulağıma eğilip "Ne yaptın?" dedi.

Kötü bir şey yapmış olduğumdan korkarak bilmediğim için "Ne yapmışım?" diye sordum.

Arkaya bir bakış attıktan sonra "Tae Kyung." dedi.

Bu kız da taksit taksit anlatıyor ha. Direkt konuya girse ölecek. Sinirimi yatıştırıp "Ona ne olmuş?" diye sordum.

"Sen cidden bir şeyler yapmış olmalısın. Bu çocuk ders çalışmazdı. Bir haftadır böyle."

Sıradan başımı kaldırarak doğruldum. Kafamı hafif sola çevirerek Tae Kyung'a baktım. Önünde defter ve kitap vardı. Önündekilere odaklanmışçasına kaşlarını çatmıştı.

Tekrar önüme döndüğümde Mi Young elini sırada önüme doğru koyarak "Ne yaptın?" diye sordu.

"Ben bir şey yapmadım."

"O zaman neden ders çalışıyor bu?"

"Ben nereden bileyim. Ders çalışması gelmiştir. Çok merak ediyorsan neden çalıştığını ona sorabilirim." diyerek arkamı döndüm. Mi Young hemen ağzımı tutarak beni önüme çevirdi. Bir daha da rahatsız etmedi.

Çok geçmeden de İngilizce hocası sınıfa girdi. Selamlaşmanın ardından hoca sınıfa göz gezdirerek "Evet. Performans ödevleri nasıl gidiyor? Daha kimse bitirdiğini söylemedi. Sürenizin yarısı gitti. Bunu unutmayın." diyerek bir hatırlatmada bulundu. Sınıftan ses çıkmayınca derse geçtik.

***

Okuldan sonra duş aldım. Onnilerim yemek hazırlarken salonda koltuğa oturmuş elimdeki havlu ile saçımı kurutuyordum. Masaya koymuş olduğum telefonum tiremeye başlayınca elime aldım. Arayan kişinin kim olduğuna baktım. Tae Kyung. Neden arıyordu ki? Araması için bir neden var mı?

Her ne kadar şaşırsam da telefon kapanmadan önce açıp kulağıma koydum.

"Efendim?"

"Ben Tae Kyung."

"Evet."

"Ödev için aramıştım."

"Evet."

"Ben kendime bir hayal bulamadım ama halledeceğim. Yani aklımda birkaç şey var."

"Nelerdir?"

Seven TimesWhere stories live. Discover now