GG-34.Bölüm

57.1K 2.2K 224
                                    

Evden taşınışımın onuncu günü. Bir rezidans kiralamıştım. Evden yada eski evimden fazla uzak değildi. Yine ondan uzağa gidememiştim. Ama alışmıştım. Okula gidip geliyordum. Tezimi bitirmek üzereydim. Pınarlarla vakit geçiriyordum. Bazen geceleri cluplere gidip eğleniyordum. Evet mutluydum. Alışmıştım. Ona sarılmadan yatmaya. Güçlü durmak zorunda olmamaya.

Ah! Kimi kandırıyorum. Tabi ki onu deliler gibi özlüyordum. Evden çıktığım yoktu. Tezim yarım kalmıştı. Sürekli ağlıyordum. Ben Pınarla değil Pınar benimle vaktini harcıyordu.

''Ya sen yine mi ağlıyorsun? Kızım Aras bu. Sensiz kaç gün dayanacak Allah aşkına.''

''Kaç gün dayanacak dediğin 10 gün oldu Pınar. Her gün bunu söyleye söyleye on günü getirdin. O bensiz 10 dakika yine durmazdı.''

Mutfakta bir sandalyede ayaklarımı karnıma çekmiş oturuyordum. O ise ocakta bişeler kaynatmakla meşguldü. Bir an önündeki cezveyi karıştırmayı bırakıp bana baktı.

''Erkek milleti işte kızım. Biraz değer ver hemen kalkar bir tarafları. Ve evet buna Aras da dahil.''

''Sence o normal bir erkek mi?''

''Son zamanlarda evet.''

''Ah. Haklısın evet.''

''Al kaynadı bu. İç biraz kendine gel.''

''Ne bu?''

''Ne bilim ot mot bişeler mutfakta ne varsa.''

Bardağı elime alıp kokusunu içime çektim. Tuhaf kokuyordu ama hangi bitkisel içecek güzel kokardı ki. Bir yudum alıp dışarı püskürtmem aynı saniyede olması dışında gayet güzeldi evet.

''Pınar bu..bu zehir.''

''Hıh çok iyi işte kendine geldin. Kalk elini yüzünü yıka kendine gel. Dışarı çıkacağız. Bana bak sana yarım saat süre veriyorum. Eğer daha uzarsa gelir başında berbat sesimle müzik söylerim.''

''Tamam tamam. Kalktık.''

''Bak bi de çemkiriyor. Endaaaaaaa iyaaaaa'' Ellerimi kulaklarıma siper edip bağırdım.

''Tamam Pınar.''

''Hıh şöyle. Hadi bakalım. Git.''

Yukarı çıkıp dolaptan birşeyler aldım. Banyoya girip aynaya baktığımdaysa karşımda bir felaketin durduğunu gördüm. Allahım bu da ne? Kaş bıyık almış başını gitmiş. Gözlerimin etrafındaki halkalar berbat durumda. Yanaklarım içe çökmüş. Dudaklarım kurumuş. Hayır kendime gelmeliyim. Duşta ne kadar kaldım bilmiyorum. Pınar gelip kapıyı çaldığında kendimi küvetten çıkmaya zorladım. Üstümü giyinip dışarı çıktığımda o da aynada kendine bakıyordu. Ben çıkınca bana bakıp gülümsedi.

''Hah şöyle. Gel seni ben süsleyeceğim.''

''Ya ne süslenmesi Pınar halim mi var Allah aşkına.'' diye nazlandığımda kaşlarını çatıp kolumdan tuttuğu gibi önündeki pufa oturttu.

Yarım saat içinde işini bitirdiğinde cidden kendime geldiğimi farkettim. Saçlarımı bu defa ortadan ayırmıştı ve hafif dalgalar vermişti. Yine hafif bir makyajla da görünüşüm daha iyi bir hale gelmişti.

Evden çıktığımızda arabaya binip sürmeye başladı. Nereye gittiğimizi sormuyordum. Çünkü cidden umrumda değildi. Sadece o istediği için gidiyorduk. Tamam belki biraz bende istiyordum.

Okula yaklaştığımızda büyük bir off çektim.

''Ya on gün sonra evden çıkıyorum. Beni buraya mı getiriyorsun?''

GELGİTWhere stories live. Discover now