GG- 8. Bölüm

66.8K 2.5K 604
                                    

''Aras. Eğer kapıyı hemen açmazsan bir daha gameboyunla oynayamazsın.'' Dün geceden beri odadan çıkmamıştı.

Bu kadar çok mu kırılmıştı yani.

Kırılamaz mı? Beyni yok diye kalbi var yani çocuğun.

İç sesim bana karşı kılıçlarını kuşanırken onu boğmayı düşündüm. Ama iç sesimi boğmak kendimi boğmak olurdu. Allah'ım neler düşünüyorum. Şizofren olmak istemiyorum.

''Tamam bunu sen istedin.'' deyip yanımda duran güvenliğimize verdiğim işaretle kapıyı kırması bir oldu. İçeri girdiğimde Aras cenin pozisyonunu almış yerde yatıyordu. Hayır iki tane de yatak var yani. Yanına gidip diz çöktüm ve kendime çevirdim. Terlemişti ve gözlerini zar zor açıyordu.

''İyi misin Aras? Bana bak noldu?'' deyip önüne düşen saçlarını geri atarken alnından elime gelen sıcaklık beni ürkütmüştü. Elimi alnına iyice bastırtığımda cayır cayır yandığını farkettim. Çok fazla ateşi vardı.

''Üşüyorum Sırma.''

''Tamam bir şey yok geçecek.'' deyip ayağa zar zor kaldırdım. Zayıf görüntüsünün altında aslında çok ağır biri varmış. Yatağa yatırıp hizmetçilerden birine soğuk suyla bez getirmesini söyledim. Beş dakika içinde geri döndüğünde bezi ıslatıp alnına sürdüm. Yüzünü ve boynunu da silerken gözlerini yavaş yavaş açmaya başlamıştı.

''Çok üşüyorum Sırma.''

''Geçecek dedim.''

''Neden üstümü örtmüyorsun?''

''Daha kötü olursun ve ölürsün.''

''Ölsem mutlu olurdun değil mi Sırma? Sen babam annem senin annen gülerdiniz değil mi?'' dediğinde boğazıma yine bir yumru oturmuştu. Kimsenin onu istemediğini düşünüyordu. Bu durumda bile bizim mutlu olmamızı düşünüyordu.

''Saçmalama tabiki de ağlardık. O yüzden çabuk iyileş. Asıl ölürsen sana kızarım.''

''Tamam iyileşeceğim o zaman.'' deyip gülümsedi.

''Hadi kalk banyoya.'' deyip kolundan tuttum. Sürükleyerek banyoya götürdüm. Üstündeki giysileri sadece iç çamaşırları kalacak şekilde çıkardım. Titremeye başladığında suyu açtım. Ilık su cildine temas edince irkildi ve daha çok titremeye başladı. Kendimi rahatsız hissetmiyordum. Çünkü şuan karşımda zayıf bir çocuk vardı. Kendimi onun annesi gibi hissediyorum. Evet benden bir yaş büyük, doğmadan doğurduğum bir evlat. Suyu sırtına tuttuğumda elimin altındaki izleri gördüm. Gözlerimin yanmaya başladığında elimi ağzıma götürdüm. Bunları kim nasıl yapabilir? En büyük ize parmağımı götürdüm. Boynunan başlayıp bel boşluğuna kadar gidiyordu. Elimle izi takip ederken bir anda ürperdi. ''Özür dilerim. Acıyor mu?'' dediğimde tepkisiz kaldı. Diğer izlerde bunun kadar büyük olmasa da yine de beni ağlatmaya yetmişti. Bunu ona babası yapıyor olamazdı değil mi? Hayır bunu düşünmek istemiyorum.

''Hadi kalk bakalım.'' deyip kolundan tuttum. İncecik bedeninden sular süzülürken hızlıca havluyu alıp etrafına sardım. Ve bizim odamıza götürdüm.

''Pekala sen giyin. Nasıl giyineceğini biliyorsun. Ben kapıdayım. Giyinince bana seslen.'' deyip çıktım. Yaklaşık 5 dakika sonra kapıyı açtı ve bitkin gözleriyle bana bakıp ''Bitti.'' dedi.

Kolundan tutup yatağa yürüttüm. Yatağa uzanırken yardımcı oldum. Kendini yavaşça yatağa bırakıp cenin pozisyounu aldığında elimdeki havluyu başının altına koydum.

''Hadi sen biraz uyu ben çıkıyorum.'' dediğimde kolundan tuttu.

''Sırma gitme nolur. Çok korkuyorum.''

GELGİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin