GG-38.Bölüm

62.9K 2.2K 459
                                    

Uzun bir aradan sonra tekrar sizlerleyim sevgili canlarımmmm. Bu kadar arayı açtıgim için sizden çok ama çok özür dilerim. Aylardır problemlerimle bogusuyorum. Ama neyseki hallettim. Ve kitapla bundan sonra çok daha fazla ilgilenecegim. Uzun bir bolum yazdım. Umarım begenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorumm. Sizi çok seviyorum. İyi okumalar. :))

Multimedia: Sırmanın yüzüğü :)

Bölüm şarkısı: Feridun Düzağaç - Çok aşık.

Kendimi bir zavallı gibi hissettiğim camın ardından bir haftadır orda yatan Sırmamı izlerken bir yandan da Uğur abinin o olması ihtimali üzerinde duruyordum.

Şimdi içerde Sırmamın gözlerinin içine tuttuğu kalemin ucundaki ışıkla birşeyler yaparken neler olduğunu merak etmeye başlıyordum. İyi miydi ki?

Sonunda başını cama çevirip herşeyin yolunda olduğunu belirten kendinden emin bir gülümseme yolladı. İçimden binlerce kez şükrederek kapıdan içeri girdim.

"Onu uyandırmaya çalışma. Fazla dokunma. Enfeksiyon kapmasın. Giysilerinin temiz olduğundan eminsin değil mi?"

"Evet hepsi yeni yıkandı." Sonunda onun yanına girecektim. Yoğun bakımda değildi ama yinede yanına ziyaretçi alınmıyordu.

Hemşire ellerime sonradan adının dezenfektan olduğunu öğrendiğim mikrop temizleyiciden sıktığında kurumasını bekleyip yanına doğru yürüdüm.

O kadar güzel uyuyordu ki birak uyandırmaya dokunmaya bile kıyamazdım. Yanındaki koltuğa oturmak yerine yatağın kenarına oturdum. Elini avuçlarımın içine aldım. İğne batırılmasından dolayı birazcık morarmıştı. Anlattıklarına göre yüzü benimki kadar solgun görünmüyordu. Hatta yanakları al al bile sayılabilirdi. Cildi soğuk değil aksine sıcaktı. Bunlar onun yaşam belirtisiydi. O benimleydi.

"Sırmam."

Elini dudaklarıma götürüp küçük bir öpücük kondurdum.

"Yanımdasın biliyorum benimlesin. Sen beni bırakmazsın ki. Bak Aşkım bende burdayım. Her zaman da bekleyeceğim. Sen gözlerini ne zaman açarsan aç ben burda olacağım. Bir daha gitmeni istemeyeceğim. Gitmek istemene bile izin vermeyeceğim. Sırmam. Kalbimin bağı. Seni çok seviyorum. Hep yanımda kal."

Sağ elimin içindeki elinin parmakları arasından kendiminkileri geçirdim. Sol elim bileğini tutuyordu. Gözlerimden süzülen yaşları silmek için omzumu kullanmak istedim. Ama olmadı. Elimi parmakları arasıdan çekeceğim sırada Sırmamın parmakları benimkilerin üzerine kapandı. O uyanmıştı. Beni duymuştu. Onu bırakmamı istemiyordu. Sevinçten ortaya çıkan dişlerimle cama baktım. Babam dışında herkes oradaydı. Küçük bir kahkaha attım. Onlarda gülümseyip birbirlerine sarılmaya başladılar.

Uğur abi içeri girip Sırmamın diğer tarafına geçti. Elini tutup ona doğru konuştu.

"Sırma beni duyuyormusun?"

Küçük bir parmak hareketi.

"Peki iyi hissediyor musun? Senden gözlerini açmanı isteyebilir miyim?"

Ve o uzun kirpikleri ardında bıraktığı yeşil gözleri açığa çıkarırken sevinçten zıplama isteğimi bastırmaya çalışıyordum.

Işıktan rahatsız olup kıstığı gözlerini üzerime dikti. Çok anlamsız bakıyordu. Bu belirsizlik beni korkutmuştu. Dudaklarımın kenarı seyirirken gülümsemeye çalıştım. Boş tavana göz diktiğinde Uğur abi tekrar ona baktı.

"Onu tanıdın mı?"

Sırmam bir süre daha bana bakıp başını yukarı aşağı olumlu şekilde hafifte olsa sallarken içimin rahatladığını hissettim. O küçücük hareket beni dünyalar kadar sevindirmişti. Ama neydi bu bakışlarındaki soğukluk?

GELGİTOnde histórias criam vida. Descubra agora