GG-45.Bölüm

36.6K 1.3K 114
                                    

Gözlerimi yeni bir güne açar açmaz yine midemin bulantısı yüzünden nefesim kesilmişti. Yana dönüp derin bir nefes aldım. Aras'ı yanımda göremeyince endişelenmiştim. Sabahın bu saatinde nerede olabilirdi ki? Bir başıma ortada kaldım çocukla. Ya da ben mi fazla duygusallaştım. Lanet olası hormon değişiklikeri.

Ayağa kalkıp iyice belirginleşen karnıma baktım. Hergün giydiğim pembe penye elbiseyi giyip yandan fotoğrafımı çektim. Bunu 6 aydır rutin olarak yapıyordum. Pınar doğuma kadar hergün çekeceğime dair bana yemin ettirmişti. İlerde kızıma gösterecektik. Sevgime. Cinsiyetini öğrenmek istememiştik. Aras sürpriz olmasını istemişti. Ama içimde kız olacakmış gibi bir his vardı. Yinede Aras sabırsızlığına yeni düşüp ilk aydan bebek odasını yapmıştı bile. Tekrar bol geceliğimi giyip odadan çıktım. Hemen yan taraftaki odanın kapısını açıp her detayı sarı olan odaya göz gezdirdim. Yakında burası kızımın sevinç çığlıklarıyla dolacaktı.

"Kraliçem uyanmış demek."

Aras ellerini belime dolayıp karnımın üstüne koydu ve boynuma minik bir öpücük bıraktı.

"Kızım nasıl?" Ve o da kız hissediyordu.

"Bugün biraz daha sakin. Sen neredeydin?"

"Dilek Hanım geldi. Ders çalışıyorduk."

"Neden erken geldi ki?"

"Erken mi? Saat 1 oldu kraliçem."

Gözlerimi ayırıp küçük masanın üzerinde duran pembe masa saatine baktım. Cidden bu kadar çok nasıl uyuyabildim?

"Sadece kendi yerine uyumuyorsun artık." deyip yanağıma bir öpücük daha kondurduktan sonra elimi tutup beni odadan çıkardı. Salona indiğimizde beni tekli koltuğa oturtup ayaklarımı da önümdeki pofuduğa koydu. Bunu yapması kıkırdamama sebep olmuştu. Sehpanın üzerindeki kitapları katlayıp bir kenara koydu.

"Sırma Hanım. Bugün bir sınıf daha atladım. Artık 5. Sınıftayım."

"Bu mükemmel. Hızlı ilerliyorsun." deyip gülümsedim.

"Kendimi kötü hissediyorum. İnsanlar buna yılını harcarken ben sadece altı ayda iki sınıf geçtim. Mezun olma işini zaten babam hallediyor. Dünyanın paraya bu kadar çok değer vermesi kötü."

"Öyle ya da böyle. Sen bunu zekanla hallediyorsun."

"Evet ama bilmiyorum ya. Yine de kötü hissettim."

"Çocuğumuz doğana kadar liseye geç seni ahmak. Evi erkek geçindirir. Kadın çocuğa bakar." dediğimde gülümseyip kahkaha attı.

Şahinaz elinde tepsiyle geldiğinde ayaklarımı birbirinin üstüne attım. Portakal suyunu gülümseyerek elime verip bir süre içmemi bekledi. Onun güvenini de herşeyi midem bulanıyor deyip içmeyerek kaybetmiştim. O da işi kontrol altına alıp başımda nöbet tutarak destekliyordu beni.

"Bugün canın ne çekiyor abla?" dediğinde gülümsedim.

"Şimdilik birşey çekmiyor."

"O zaman sana..."

"Tamam kahvaltı değil. Sıkma istiyorum." dedim konuşmasına engel olarak. Çünkü ne zaman birşey istemesem çocukmuşum gibi bir tepsi kahvaltıyı bana zorla yediriyordu. Kaderime razı gelmektense kendi kaderimi çizmeyi tercih ederdim. Şahinaz portakal suyunu elime tutuşturup mutfağa gittikten sonrq Aras kalan meyve suyunu bana içirdikten sonra ayağa kalktı. Odasına geçip birkaç kitap getirdi ve sormak istediği şeyleri sordu. Onunla çalışmak güzeldi. Onunla olan herşey güzeldi.

Ders çalıştıktan sonra odama geçip kıyafetlerimi giydim. Kontrol günümüzdü ve zaten geç kalmak üzereydik. Aras da üzerine ceketini giydikten sonra benim de ceketimi giydirip sıkı sıkı sardıktan sonra elimden tutup aşağı indirdi. Arabaya da yerleştikten sonra yola çıktık. Aras da sanki kendi hamileymiş gibi şurda yavaş sür biraz sakin ol tümsek var bak çarpacaksın diye adamı araba sürmekten soğuttu. Nihayet kliniğe geldiğimizde de Celal abi derin bir nefes aldı.

GELGİTWhere stories live. Discover now