GG-14.Bölüm

63.2K 2.2K 262
                                    

''Hadi Aras. Amma abarttin ya. Yanlışlıkla oldu dedim sana.''

''Hala yanıyor ama.''

''Suyun altında tutmakla da geçmez. Hem senin sakarlığın yüzünden olan birşey ama nedense suçlu ben oluyorum. Eğer çıkmazsan bira içmek için oturacak yerin olmayacak.''

Nihayet banyodan çıktığında kızaran eline baktım. Baş parmağından bileğine kadar yanmıştı. Dikkatsiz hareketleri yüzünden elime çarpmıştı ve elimdeki kahve de onun eline dökülmüştü.

''Kapatmaya gerek yok sadece kızarmış.''

''Ama acıyor.''

''Off Aras. Kedi bi tarafını görmüş yaram var zannetmiş. Yürü hadi. İnsanlar dolmuştur bile.''

Güzel bir akşamüstü geçirmek için otelin yanındaki beach cluba gidecektik. Bira içmemeye yeminli olan Aras nedense bu sabah bira içmek için deli oluyordu. Dün geceki konuşmamdan beri kendini kimseye öptürmeyeceğine dair yemin edip duruyordu. Otelden çıkıp cluba girdiğimizde güneş denize yaklaşmış ve suyun üzerinde yaptığı ışıklar usul usul dans ederken clubdakiler de onlara ayak uydurur gibi yavaş hareketlerle dans ediyorlardı. Saate baktığımda 6 buçuğu gösteriyordu. Boş bir yer bulup oturduğumuzda etrafı inceledim. Genellikle genç kesimdi ve sarhoş olmak için değil sadece dans etmek için gelmişlerdi ve sanırım karanlık çökünce böyle olmayacaktı.

''Acıktım ben.''

''Sana söyledim. Oteldeyken birşeyler atıştır dedim. Yapacak birşey yok. '' dediğimde boynun büküp sessizce arkasına yaslandı.

Etrafa göz gezdirip yiyecek satan bir yer olup olmadığına baktım. Denize daha yakın olan bir yerde köfte ekmek satan birini gördüm.

''Hadi kalk başımın belası.'' deyip ayaklandım. O da ne yapmak istediğimi anlayıp çabucak ayağa kalktı. Köfte ekmekleri alıp sahil kenarında yürümeye başladık. Ayakkabılarımı elime alıp suyun ayaklarımı gıdıklamasına izin verdim. O da aynı şeyi yapıp yanıma yaklaştı ama yine de temkinli davranıyordu. Suyun ayaklarına değmesine izin vermiyordu.

''Sudan ne için korkuyorsun?''

''İçine çekiyor.''

''Sen izin vermezsen çekmez.''

''Korkuyorum işte.''

''Pekala. Hadi gel alıştırma yapalım.'' deyip koluna girdim. O da bir eliyle kolumu sıkı sıkı tutuyordu. Yavaş yavaş denize ilerlediğimizde bitirdiği ekmeğinin kağıdını farketmeden yere attı. Artık iki eliyle koluma yapışıyordu. Su ayaklarına değdiğinde irkilerek durdu.

''Hadi korkacak birşey yok.'' dedim güven verici bir ses tonuyla.''

''Ama kum ayaklarımın altından gidiyor.''

''Diğer adımını atmayı denersen birşey olmayacak Aras.''

Adım atmaya başladığında biraz daha sakinleşti. İkı dakika sonra daha normal yürümeye başladı. Hatta bir elini bırakıp paçalarını yukarı çekti.

''Tamam seni bırakıyorum. Tek başına yürüyebilirsin.'' dediğimde yavaşça kolumu bırakıp kendi kendine yürüdü.

''Nasıl?''

''Aslında güzel.'' dediği anda onu denize doğru ittim. Dizlerine kadar suyun içine girdiğinde çığlık atınca kahkalara boğularak ona baktım. Biraz daha suya doğru ilerledim. Bileklerime kadar suya girdiğimde elime biraz su alıp üzerine attırdım. Kollarıyla kendini korurken hızla bana doğru geldi. Önce korkup sudan çıkacağını sanmıştım ama o yine beni şaşırtacak birşey yaptı. Bir kolunu kolumun altında geçirip diğeriyle de dizlerimden kavrayarak beni kucağına aldı. Göründüğünden oldukça kuvvetliydi ve ben bunun karşısında gülsem mi şaşırsam mı bilemedim. Bu yüzden ağzımı sonuna kadar açıp gülümsedim. Beni gereğinden fazla kolayca kucağına aldı ve suyun içine doğru yürümeye başladı. Dudaklarım yukarı doğru kıvrılırken yavaşça ona baktım. Kahkahalarla gülüyordu. Ben de şaşkınlığımı üzerimden atıp kollarımı boynuna doladım ve ona eşlik ederek kahkaha atmaya başladım. Bir dakika boyunca etrafımızda döndükten sonra beni yavaşça suya bıraktı. Dizimin bir karış üstüne kadar suya batmıştım. Neyseki şortumun kısa olması ıslak ıslak dolaşmamı önleyeckti.

GELGİTUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum