GG-12.Bölüm

65.5K 2.4K 180
                                    

Arkadaşlar hikayenin devaminda sorun olduğunu seziyorsaniz bir onceki bolumu tekrar okuyunuz. Düzenleme yapılıyor.

''Dayanamayacağım. Çok ağrıyor. Sırmaa.''

Uykumum arasında beni dürtükleyetek uyandıran Aras'a gözlerimi aralayarak baktım. Bu her ne kadar zor olsa da.

''Noluyor Aras? Uyumak istiyorum.'' Fısıltıyla dudaklarımın arasından dökülen kelimelerden sonra tekrar gözlerimi yumdum.

''Sırma uyan. Başıma birşeyler oluyor.'' Oflayarak doğruldum. Başucumdaki lambayı yakıp ona  baktım. Ve ouww. Beynim 1 değil 5 milyon. Sadece bir birayla bu hale gelmem imkansızdı. Sebebinin içime tıktığı gözyaşları olduğunu biliyordum.

''Ne var Aras? Zaten başım ağrıyor.''

''Dayanamıyorum. Ne oluyor bana.''

''Aras bu normal birşey. İçki içince böyle olur.''

''O zaman neden bana içirdin? Bir daha içmeyeceğim. Bunun olduğunu bile bile neden içiyorsun? Bu çok kötü. Sen de içme bir daha Sırma. Çok berbat.''

''Aras. Sabah sabah zaten başım ağrıyor söylenip durma.''

''Napacağız peki. Doktora gidelim mi?''

''Gerek yok kahve içince geçer. Saat kaç?''

Elimi telefonuma götürdüm. 11.27 mi? Ah! Bu saatte kalkmaktan nefret ediyorum.

''Banyoya git elini yüzünü yıka. Ve duş al. Dişlerini de iyice fırçala. Yoksa ağzın kötü kokar. Ben de kahve söyleyeceğim.''

''Tamam.'' deyip zorla yerinden doğruldu ve başını tuta tuta banyoya gitti.

Aras çıkmadan oda servisini arayıp kahve ve çikolata getirmesini söyledim. Yaklaşık 10 dakika sonra kapı çaldığında koşturarak kapıya vardım. Tam açacaktım ki üstümde ne olduğunun sonradan farkına vardım.

İnanmıyorum. Hayır. Hayır. Bu olamaz. Ben bunu. Aman Allah'ım.

Dün gelirken yolda deli gibi koşturmuş ve çok terlemiştik. Elbisemi çıkarıp direk yatağa atlamıştım. Ve üzerimde sadece iç çamaşırlarım vardı. Ve daha da kötüsü bu şekilde Aras'la yan yana uyumuştum. Hatta ve hatta az önce banyoya giderken beni böyle görmüştü. Benim acilen ruh hastanesine götürecek olan bir ambulansa binip beynimi yıkatmak istiyordum.

Aceleyle üstüme dün yere attığım elbiseyi geçirdim. İçimden çarşafta herhangi bir leke olup olmadığını kontrol etmek geldi ama o kadar sarhoş olmadığımı ve kadıncağızı kapıda beklettiğimi farkettim. Kapıyı açıp kahveyi getiren kadına gülümsedim. Kahveyi alıp hızlıca kapattım. Arkamı döndüm ve birden Aras'ı gördüm. Ben kahveyi alırken çıkmıştı ve tişörtünü giymemişti. O güzel vücudu ortadaydı. Aslında cılız sayılabilirdi ama sayılmazdı da. Ah her neyse. Ben onun bebeksi vücudunu seviyorum.

''Kahveler geldi. Neden üstünü giymiyorsun?''

''Tişort almayı unuttum.''

''Bugün ne yapmak istersin?'' deyip kahveyi eline tutuşturdum.

''Bilmem. Sen ne yapalım dersen onu yapalım.''

''Tamam o halde dün senin için ayırttığımız o tişörtleri alalım. Ondan sonra düşünürüz.''

''Ben..oraya bir daha gitmeyeceğim.''

''Tamam ben alır gelirim. Sen de burdan çıkmazsın.''

''Ya birşey olursa.''

''Kapıyı kitleyip oturursan birşey olmaz.''

''Zorlamaya kalkarlarsa.''

''Kalkmazlar aşağıda güvenlik var Aras.'' dedim zonklayan başımı ovuşturarak.

GELGİTWhere stories live. Discover now