63.Bölüm: 'Tomurcuk Çiftleri'

Comenzar desde el principio
                                    

Evcilik oyunundan sonra, Deniz'in isteği ile arabaları yarıştırmıştık. Deniz'in istediğini de oynadıktan sonra, yemek yemiştik.

Şimdi ise onlara kek yapıyordum ve Deniz'de bana yardım ediyordu. Fırnın derecesini ayarladım.

"Bitti."

"Aferin sana." Kek hamurunu ve Deniz'in yağladığı borcamı önüme çektim. Kel hamurunu, borcama döktüm ve dümdüz olana kadar iyice yaydım. Kek hamurunu yaydığım, borcamı tek elimle alıp, fırının kapağını açtım ve borcamı fırına sürdüm ve kapağını kapattım.

Gözümün önüne gelen saçı çekmek için, dirseğimden yardım almaya çalıştım ama ne yazık ki başarısız oldum. Kek hamuru elime de bulaşmıltı. Bu sırada kapının çalma sesini duydum ve saçımı boşverip, kapıya doğru ilerledim.

"Ben bakarım."

"Nehir, sen dur ablacım ben bakarım." Çoktan kapının açılma sesini duyduğumda, kapıya gelmiştim. Gördüğüm kişi ile küçük bir şaşkınlık geçirsemde, bir ressamın tablosunu andıran bu ana hayranlık duymam daha uzun sürdü.

Demir'in kucağına kız çocuğu çok yakışıyordu.

Demir'den çok iyi bir baba olurdu.

Nehir, Demir'in boynuna kollarını dolayıp, yanağından öptüğünde, Demir'de aynı şekilde, Nehir'in yanağından öptü.

"Hoş geldin." Demir bana dönüp, içten bir şekilde gülümsedi.

"Hoş buldum güzelim." Hem gülümse, hem güzelim de, hem tüm ihtişamınla karşımda dur...

Bugünde içimiz gitmişti çok şükür.

"Burada olduğumu nereden bildin?" Demir, Nehir'i yere bırakıp, bana şirince gülümsedi.

"Kuşlar söyledi." Yanıma gelip, belime sarıldı ve yanağımdan öptü, ne sorduğumu ya da onun neye cevap verdiğini hatırlamıyordum artık.

Kalbim çok hızlı atıyordu ve nefeslerim yine düzensizleşmişti. Bende tam yanağından öpecekken, minik bir öksürük sesi ile, hayallerim suya düştü.

"Seher, keke bakar mısın? Bizde Demir abi ile erkek erkeğe konuşalım." Demir tek kaşını kaldırıp, bir süre Deniz'e şaşkınca baktıktan sonra büyük bir kahkaha tufanı kopardığında, bende gülmeme engel olamadım.

"Tabi tabi sizin konuşacak önemli şeyleriniz vardır."

"Biz bir erkek erkeğe konuşalım bakalım." Demir, Deniz'i omuzlarına alıp, uçak taklidi yaptığında bu tabloya bir kez daha hayranlık duydum.

"Aha! Kek!" Aklıma gelen şey ile avuç içimle alnıma vurdum. Mal mal sırıtmayı bıraktım ve mutfağa koştum. Fırın eldivenini elime takıp, kapağı açtım. Buharın yüzüme gelmesi ile, elimi refleks olarak yelpaze gibi salladım.

Kek pişmişti. Keki fırından çıkarıp, fırının kapağını kapattım. Elime bir bıçak aldım ve keki dilimleyip, soğuması için bir köşeye koydum. Ellerimi de iyice yıkadıktan sonra, Demir ve çocukların yanına doğru ilerledim.

Demir, dizlerinin ve ellerinin üstünde yere eğilmiş, Deniz'i de sırtına almış, oyun oynuyorlardı.

"Nehir, gel canım bizde odana çıkıp, üzerindekileri değiştirelim." Benim gibi giyinmeyi ve kendine bakmayı seven Nehir sevinçle ellerini çırptı. Yanıma koşup, ellerimi tuttu ve beni odasına doğru çekiştirdi.
...

Nehir, mini bir kot şhort ve göbeği hafif, açık pudra pembesi bir t-shirtle çok güzel olmuştu.

"Çok güzel oldun be!" Nehir, etrafında bir kez dönüp, heyecanla bana baktı. Çocukların en küçük bir şeyde, dünyanın en güzel mutluluğunu yaşıyormuş gibi olmaları çok güzeldi.

Tomurcuk Mahallesi| Tamamlandı.Donde viven las historias. Descúbrelo ahora