51

17.4K 645 289
                                    

"Neden böyle yapıyorsunuz o zaman?  Gurur yapacak vaktiniz yok ikinizinde farkında değil misin Eylül? " dediğimde telefonun ucundan bir süre ses gelmedi. Sonra derin bir nefes alıp

"Bilmiyorum. Biz... biz yapamıyoruz. Birlikte de olmuyor ayrı da olmuyor. " dedi.

"Seni buraya bekliyorum Eylül. Semih'in sana ihtiyacı var." Dediğimde Eylül sesini daha da kısıp

"Böyle bir şey olmayacak. Oraya gelmeyeceğim. Semih'i görmek de istemiyorum. " dediğinde uzu bir nefes verip

"Sen bilirsin. Ee işler nasıl gidiyor. Geçen haftaki operasyonda siz de varmışsınız. "

"Evet biz de vardık. Haftaya da önemli bir operasyona katılacağız." Dediğinde Semih konusunu kapatıp meslekten konuşmaya başlamıştık bile.

💫💫💫

Sabah üniformamı giyip kahvaltı için yemekhaneye geldiğimde Hançer Timini görmemle o tarafa doğru ilerledim. Özlemiştim eski timimi. Baranın yanındaki boş yere otururken diğer tarafımdaki Adem'in ensesine vurup

"Naber lan? Bensiz boşladınız dimi kendinizi?" Onlara gülerek bakmaya başladım. Adem ensesini tutarak konuşmaya başladı

"Komutanım sizi 3 yıldır tanıyorum hayatımızdaki her şey değişti ama şu enseye vurma eylemi değişmedi." Dediğinde Baran

"Lan o Umay Komutanımın geleneksel adam olun ben geldim deme şekli. Kabullen oğlum artık değişmedi değişmeyecek. " dedi. Emir onlara gözlerini devirip

"Komutanım sizinle içtima yapmayı bile özledik. Eskiye dönebilsek keşke. Şimdi siz temelli gideceksiniz biz ne olacağız?" Dedi

"Emir biz askeriz aslanım. Şehit olmak da var ayrılmak da. Ben de size çok alıştım ama durumlar böyle gerekti. Siz de mahalle karıları gibi arkamdan ağlamayacaksınız dimi." Dediğimde kahkaha atmaya başladılar. Selim

"Komutanım bu salak zaten mahalle karılarından bozma. Dedikodu derseniz var, yemek derseniz var tek eksik göbek. " dediğinde Emir tabağındaki son zeytini Selim'in kafasına atıp

"Kes lan son günlerimizde rezil etme komutana." Dediğinde  güldüm ve

"Çok özleyeceğim lan sizi. Saçma muhabbetlerinizi, salak salak birbirinize sataşmanızı, sizi içtimada gebertene kadar koşturmayı, her şeyi. " Dediğimde Baran

"Bizde sizi özleyeceğiz komutanım. Siz gitmeden son kez bir yemeğe çıkalım." Dediğinde tüm tim bana meraklı gözlerle bakmaya başladı. Onlara üzgünce bakıp

"Üzgünüm gençler ama biliyorsunuz ki Özgür Yüzbaşı izin vermediği sürece sizi hiçbir yere götüremem. İzin alırsanız güzel bir şehir turu yaparız." Dediğimde hepsinin birden suratı asıldı. Ozan

"Tamam lan somurtmayın hemen. Birlikte gidersek izin alırız." Dediğinde hepsi birden Ozana gülümseyerek baktılar. O sırada dışardan gelen kurşun sesiyle elimi belime atıp yere attım kendimi. Yemekhanedeki herkes panikle bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Bağırarak

"Sakin olun lan. Panik yapmayın." Dedim ve telefonumu çıkarıp Umut'u aradım. Bir kaç çalışta açtığında sinirle konuşmaya başladım

"Ne oluyor Umut? Nerdesin?"

"Nöbet kabinindeyim. Kurşunun nerden geldiğini tespit etmeye çalışıyoruz." Dediğinde sert bir nefes verip

"Geliyorum oraya. " dediğimde Umut sinirle

"Lan nereye geliyorsun. Daha nerde olduklarını bile tespit edemedik. Ben haber verene kadar kimse çıkmasın ordan. " dedi.

"Lan burada mı bekleyeceğim ben geliyorum." Dedim ve telefonu Umut'un yüzüne kapatıp yemekhanedekilere döndüm

"Kurşunun nerden geldiğini tespit edememişler henüz. Ben haber verene kadar kimse çıkmasın yemekhaneden. Tetikte bekleyin yine de. " dedim ve arkamı dönüp kapıya doğru ilerledim. Tam çıkacakken arkamı dönüp

"Şehit istemiyorum beyler. Dikkatli olun yoksa ben sizi kurşuna dizerim." Dedim ve dışarı çıkıp dikkatle doğu cephedeki nöbet kabinine ilerledim. İçeri girdiğimde Umut bana dönüp

"Lan söz dinle söz." Dedi. Ona gözlerimi devirip

"Hadi hadi işine bak. " dediğimde yanımızdaki asker

"Komutanım 600 metre ilerde bir hareketlilik var." Dediğinde masadaki diğer dürbünü alıp gösterdiği yere baktım. Biraz göz gezdirdikten sonra 30 40 kişilik terörist ekibini gördüm. Hemen askere dönüp

"Haber ver herkese. 3 tim hazır olsun. Onlar buraya ulaşmadan biz yanlarına gideceğiz." Dedim ve cephaneliğe doğru ilerledim. Silahlarımı alıp timlerin hazırlanmasını bekledim. 4 dakika içinde hazırlıklarını tamamladiklarında sinirle konuşmaya başladım

"Biraz daha geç kalsanız şerefsizler önce burayı sonra lojmanı patlatırdı." Dedim ve dışarı çıkıp yaklaşan teröristlerin üstüne doğru ilerlemeye başladık. Bizi bekledikleri ortadaydı. Hemen mevzi alıp ateş ettiğimde karşıdan da cevap gecikmedi. Yoğun ateş altına girmiştik çoktan. Yanımdaki Semih e dönüp

"Aksiyonsuz günümüz yok lan. " dediğimde kahkaha atıp

"Olmasın zaten kızım en iyisi bu. Ot gibi hayat mı yaşanır? Hele bir de şehit olduk mu tamamdır." Dedi. Ona dalga geçercesine baktım ve

"Sana kaptırır mıyım lan şehitliği? Asena'nın, Uğur'un, İdris'in  yanına ilk ben gideceğim. Sen de peşimden gelirsin belki." Dediğimde yerinden çıkıp ateş etti ve geri yanıma çöküp

"Şeytan diyor ki at kendini şu kurşunların önüne şu salak da laflarını bir bir yesin. " dediğinde güldüm ve

"Hadi hadi işine bak. " dedim.

Kurşunlar yaklaşık bir buçuk saat boyunca havada uçuştuktan sonra teröristler geri çekilmeye başlamışlardı. Peşlerinden bir süre ilerledikten sonra Asım Yarbay'ın emriyle geri çekilmiştik. Karakola döndüğümüzde kendimi karakol binasının önündeki merdivenlere bırakıp postallarımı çıkardım ve ayaklarıma bakmaya başladım. Ayaklarımda önceki operasyondan kalan yaralar kabuk bağlamadan tekrar kanamaya başlamışlardı. O sırada çalan telefonumu cebimden çıkarmak için ayaklarımı  bıraktım. Telefonu elime aldığımda ekrandaki ismi görmemle gülümseyip telefonu açtım

"Umay hanımcığımla mı görüşüyorum acaba?"

"Hayır ben sekreteriyim buyrun." Dediğimde karşıdaki ses daha fazla dayanamadı kahkahayı bastı.

"Ne yapıyorsun komutanların en güzeli?" Dediğinde

"Baskın yedik az önce Aslan yeni geldim karakola." Dedim ve ayaklarıma çaresizce bakmaya başladım.

"Çok yoruyorsun kendini. Tayinin Şırnak'a alınınca daha da beter olacaksın."  Dedi sitemle

"Ne yapayım Aslan. Askeriz biz asker. Hayatımız bu bizim. Yorulmakta var, ölmekte var. Dayanıyoruz işte bir şekilde." Dediğimde

"Sen hayatımda gördüğüm en güçlü kadınlardan birisin lan. Biz zor dayanıyoruz bu mesleğe. Sen kadın olmana rağmen çoğumuzdan daha dayanıklısın."

"Tabi lan ne sandın? Kolay lokma mıyım ben öyle."dediğimde kahkaha atmaya başladık. O sırada yanıma oturan Semih ve Umut' dönüp

"Kolaçan ettiniz mi etrafı?" Dediğimde Semih telefonu elimden alıp

"Her yeri kontrol ettik. Ver de arkadaşımızla konuşalım biz de." Dediğinde gülümseyip Aslanla sohbetlerini dinlemeye başladım.










Merhabaaaaa yeni bölümle karşınızdayımmm. Uzun zaman oldu biliyorum ama mazur görün beni lütfen. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Yeni bölümü hemen atmaya çalışacağım. Seviyorum sizi okurcanlarımmm

Eylül sizce Semih'i görmek için gelecek mi?

Acar'ı da özledik gelsin artık dimi kdjcjdkfejkxlslxkskx












Devam edecekkk...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 07, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

UMAYWhere stories live. Discover now