43

8.3K 533 103
                                    

İçtimayı bitirdikten sonra hepimizin perti çıkmıştı. Her tarafım terden yapış yapış ve ıslaktı. Kaya Timine dönüp

"1 saat içinde toplantı odasında olun yarın operasyona çıkıyoruz." Dedim ve odama doğru ilerledim. Tam kapıyı açacaktım ki Özgürün sesiyle sağ taraga döndüm

"Umay operasyon varmış yarın haberin var mı? " dediğinde

"Evet haberim var ama Acar Binbaşının Timi Bozkurt, Umutun Timi Arslan ve biz gidiyoruz." Dediğimde şaşırarak

"Umut döndü mü? " dediğinde bu haline gülmek istesemde mesafeli davranmaya çalışarak

"Bu akşam dönüyorlar." Dedim ve odama girdim. Önce hızlı bir duş aldıkta sonra temiz üniformamı giyip saçlarımı kurutmaya başladım. Hala 20 dakika vardı toplantıya ve ben erken gidip o Acarın pis yüzünü görmeye heves değildim. Saçlarımı iki taraftan balık sırtı ördükten sonra dudaklarıma parlatıcı sürüp çıktım. Önce yemekhaneye gitmek istesem de ordan da sıkıldığımı farkedip bahçedeki kamelyalardan birine oturdum. Telefonumu elime aldığım sırada

"Sürpriiiiiz" sesiyle irkildim. Kafamı kaldırıp gelene baktığımda Umut olduğunu görüp çığlık atarak boynuna atladım. Önce kahkaha atarak beni döndürse de sonradan ağlamaya başladığımı farkedip durdu. Beni kamelyanın ortasındaki masanın kenarına oturtup yüzümü ellerinin arasına aldı

"Hey ne oldu dişi kurt gelmeme bu kadar sevinceğini bilseydim daha erken gelirdim." Dediğinde zorla da olsa gülümsedim ve tekrar sarıldım Umuta

"Seni o kadar özledim ki. Seni, Asenayı, Uğuru." Dediğimde durdurdu beni

"Uğur'un ölüm yıldönümı 1 hafta sonra biliyorsun. Birlikte gidelim mi Trabzon'a? " dediğinde gülümsedim ve

"Gidelim. Çok özledim onu. Gülüşünü, bakışını, kardeşim deyişini. Niye her şey bu kadar zor Umut?  Niye herkes teker teker gidiyor? " dediğimde yüzümı tekrar ellerinin arasına alıp

"Biliyorum dişi kurt herkes gidiyor teker teker. Ama bak ben varım, Acar var, Semih var." Dediğinde

"Acarla ayrıldık." Dedim bir anda. Şaşkınca yüzüme bakıp

"Ne?  Neden ki?  " dediğinde kafamı eğdim ve

"Benim yüzümden galiba. Buğrayla partiye gittim döndüğımüzde de piç Acarı gördü heralde seni seviyorum diyerek sarıldı bana. Acarda çıldırdı tabi bana da inanmayınca ayrıldık işte." Dediğimde beni kendine çekti ve sarıldı. Daha fazla tutamadım kendimi ve ağlamaya başladım. Yaklaşk 5 dakika boyunca öylece ağladıktan sonra Umut

"Hadi bakalım dişi kurt toparla kendini de topkantıya gidelim dediğinde kafamı salladım ve gözyaşlarımı silip ayağa kalktım

"It sürüleri hazır olsun bakalım. O dağlardan ancak leşleri çıkar piçlerin." Dedim ve Umuta dönüp

"Yarış yapalım mı? " dediğimde gülerek kafa salladı ve

"3! " deyip koşmaya başladı.

"Şerefsizsin ya." Diyerek bende peşinden koşmaya başladığımsa gülerek arkasinı döndü ve

"Bu kadar yavaş olacağını hilepseydim önden sen başla derdim dişi kurt." Dediğinde daha da hızlandım. Tam Umuta yetişecektim ki

"Oyun parkına mı benziyor burası? " diyen Acarla durdum ve ona bakmaya başladım

"Hayır komutanım ama oyun parkı olmadığı gibi okul da değil. Ne diyeceksiniz koridorlarda koşmayın çocuklar falan mı? " dediğimde hızlıca yürüyerek yanıma geldi ve yüzüme eğildi. Bu kadar yakın olması kalbimi çarpıtırken dik durmaya gayret ettim

"Diliniz papuç gibi bakıyorum Yüzbaşım. Ne o yoksa koruyucu meleğiniz ortada yok mu? " dediğinde tam cevap verecektim ki Umut beni kolumdan tutup arkasına çekti

"Derdin ne anlamıyorum Acar ama bu senin yaptığımız her boka karışanı gerektirmiyor. Sinirini git kum torbalarından çıkar masum bir kızdan değil." Dediğinde Acar sinirle onun yakasını tuttu

"Neyin ne olduğunu bilsen emin ol arkanda sakladığın sözde masum kızdan nefret ederdin." Dediğinde araya girdim

"Daha dün uğruna ölebileceğin kızdan nefret mi ediyorsun. Güldürme beni Binbaşım." Dediğimde Umut lafa girdi

"Ben senin aksine anlamadan dinlemeden her boka sevdiğim kadını yarıyolda bırakmam Acar Atalay. O bana Uğurun emaneti ve eğer bir ekre daha senin yüzünden gözyaşı dökerse ne rütben ne de arkadaşlığımız sikimde olmaz harcarım seni." Dedi ve beni kolumdan çekip karakol binasının içine girdirdi. Koridorlarda resmen fırtına gibi esiyordu. Böyle bir arkadaşa sahip olduğum için şanslıyım. 2 yıl önceye kadar Semih içinde aynısını söylerdim belki ama eski Semihten eser kalmamıştı. Toplantı odasına girdiğimizde Kaya, Arslan ve Bozkurt içerdeydi. Ayağa kalkıp selam durduklarında biz de kafa selamı verip yerlerimize oturduk. Biz havadan sudan konuşurken içeri Acar girdi. Yüzümüze bakmadan yerine oturdu ve operasyonu anlatmaya başladı.

💫💫💫

Yaklaşık 3 saat boyunca operasyon hakkında konuştuktan sonra yemek saati gelmişti. Operasyon ile ilgili son detayları da tamamladıktan sonra odadan ilk çıkan ben olmuştum. Bunalmıştım ve sıkılmıştım. Üstüne bir de Acarı görmek ızdıraba dönüştürüyordu resmen. Arkamdan Umut da çıktığına birlikte yemekhaneye girdik. Boş masalardan birine oturduğumuzda Umuta bakmadan konuşmaha başladım

"Beni hala seviyor mu sence? "

"Bence seviyor. Gözlerindeki öfkenin yanında özlemi ve aşkı da görebiliyorum. Senden öyle kolay vazgeçemez merak etme." Dediğinde gülerek ona bakıp yemeğimi yemeye başladım. Tam hemeğin yarısında içeri giren Buğrayla yüzümü buruşturup kafamı eğdim. Umutta benim baktığım tarafa baktığında hızla bana dönüp

"Bu piç mi? " dediğinde yüzüne yalvarırcasına baktım ve

"Lütfen daha fazla rezillik çıkmasın." Dediğimde bana kafa sallayıp ayağa kalktı

Eveeeet yeni bölümmmm. Art arda 3 bölüm attım bu gün. Umarım beğen,işsinizdir yeni bölüm yarınaaaa.      






Devam edecekkk...

UMAYOnde histórias criam vida. Descubra agora