16

18.3K 826 283
                                    

Üniformamı düzelterek ayağa kalktım.

"İzninizle bu gün nöbetim var komutanım." Dedim.

"Tamam Üsteğmenim. Dediklerimi sakın unutma." Dediğinde asker selamı verip Asım Yarbayın odasından çıktım. Kapıda beni bekleyen Semih çıkar çıkmaz sorularına başladı.

"İyi misin Umay? Ne sordu? Sakin misin?"

"İyi değilim. Sanane. Değilim." Dedim ve içtima alanında beni bekleyen timin yanına gittim.

"Naber lan." Dedim ve sıraya geçtim.

"Saol." Dediklerinde Özgür Yüzbaşı konuşmaya basladı.

"Umay da geldiğine göre içtimaya başlayabilirsiniz. Benim biraz işim var size katılmayacağım." Dedi ve gitti. Bizde koşmaya başladık. Her zaman bağıra bağıra komando andı söyleyen biz şimdi konuşmamıyorduk bile.

"Komutanım." Diyen Emire bakmadan konuştum.

"Efendim Teğmen."

"Komutanım sormak istemiyorum ama sormadan da duramayacağım. Nasıldı?"dediğinde durdum. Benimle birlikte hepsi durdu. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım.

"Hayatımın en zor günüydü. Onun yaşadığını söylediklerinde o kadar mutlu oldum ki. Yaşıyor dediklerinde benim kalbim tekrar yeşerdi. Sonra ona baktım. Elindeki silahı benim askerlerime doğrultmuştu, bana doğrultmuştu, vatanıma doğrultmuştu. Ben o tekrar öldüm lan tekrar. Her neyse. O sonuçta bir vatan haini. Onu kendi ellerimle geberteceğim." Dedim ve durdum. Hepsi kafasını yere eğmişti. Tekrar konuşmaya başladım.

"Eğer o piçe acıraam şerefsizim, bak acırsam Umay Yılmaz kadar adi bir insan olmasın bu dünyada. Acırsam da benim şehitlerimin elleri yakamdan düşmesin lan. " dedim ve sinirle koşmaya başladım. Biraz sonra bana yetiştiklerinde konuşmadan içtimayı tamamladık.

İçtima bittiğinde kendimizi yere attık. Kolumdaki dikiş kanıyordu. Baran kanadığını görünce hızla kalktı ve

"Komutanım dikişiniz patlamış olmalı. Bir revire gidin." Dediğinde kalktım ve gerek yok deyip odama gitmeye başladım. Karşıma çıkan Umutla duraksadım. Bana gülümseyerek baktı ve yanıma geldi. Gözleri kolumdaki kana gittiğinde duraksadı ve.

"Dur yarana bakayım." Dedi.

"Hangisine?" Dediğimde durdu ve gözünden düşen bir damla yaşı sildi.

"Canın yandıkça canım yanıyor." Dedi ve beni tutup kendine çekerek  sarıldı. Kollarının arasında hıçkırarak ağlıyordum. O da benimle birlikte ağlıyordu.

"Canım yanıyor Umut. Canım çok yanıyor. Kalbimi ezdi Umut. İçimdeki tüm umudu sömürdü. Şuan sadece onu öldürmek için yaşıyorum." Dedim ve daha fazla dayanamayıp kendimi karanlığa bıraktım.

💫💫💫

Gözlerimi açtığımda elimin üstünde hissettiğim kafayla uyuyan Umuta baktım. Ellerimi yavaşça çektim ve ayağa kalktım. Yatağın yanındaki spor ayakkabılarımı hızla giyip revirden çıktım. Odama girdiğimde üstümdeki eşofmanları çıkarıp üniformamı giydim ve Asenayı aradım.

"Efendim kuzu."dediğinde

"Nerdesin lan?" Dedim ve yavaş yavaş yürümeye başladım. Yemekhanedeyiz boş boş oturuyoruz. Sen nerdesin?"

UMAYWhere stories live. Discover now