33

9.9K 549 180
                                    

Karakola geldiğimizde kapıda bekleyen bir adet Acar Atalay bulmayı beklmeiyorduk tabi. Acarı görmemle yerimde dikleşip Semihin aracı parketmesini bekledim. Aracı park ettiğinde indim ve Acarın yanına doğru ilerledim. Bana donuk bir şekilde bakıyordu. İfadesiz tavrı beni iyice çıldrtıyordu ama belli etmemeye çalışıyordum

"Neydi senin o tavrın? Çocuğun mu var senin karşında? Beni malın gibi görmeye falan mı başladın. " dedim sinirle.

"Çocuğum yok ama anneleri var karşımda." Dediğinde durdum ve yüzüne öylece baktım.

"Bununla yumuşayacağımı falan mı sanıyorsun Acar? Cidden mi yani?" Dediğimde beni tuttu ve kartakolun arkasına doğru çekti. Ona karşı koymuyordum bile. Karakolun arkasına spor alanına geldiğimizde beni bıraktı

"Ben senin sevgilinim. Sevgilin olmamı geç komutanınım. Nereye gittiğini bilmeye hakkım var Umay. Bunu bu kadar büyütme." Dediğinde sinirle sesimi yükselttim

"Ben sana soruyor muyum nereye gidiyorsun diye. Yada diyor muyum bana hesap vermek zorundasın diye. Yada seni arayıp arkadaşlarının yanında bağırıyor muyum? Ne yapmaya çalışıyorsun sen? Sahibim değilsin. Belkide bunu kavrayana kadar benden uzak durmalısın. Birbirimize sadece asker komutan ilişkisiyle yaklaşmalıyız belkide." Dediğimde sesini yükseltti

"Ayrılalım mı diyorsun yani? Salak mısın sen Umay? Uzak da durmuyorum senden asker komutan ilişkisiylede yaklaşmıyorum. Ne yapabileceksin ki? Uzak tutabilecek misin ki? Yektanın şehit düşmesiyle yıkıldın biliyorum ama o kadar da değil Umay. " dedi. Yüksek sesle nefes verdikten sonra

"Beni kısıtlayacaksan eğer en başından bitirelim. Sana sürekli hesap da veremem. Senden hesap vermeni de istemem. " dedim yüzüme sinirle bakarak

"Ben böyleyim Umay. Seni kısıtladığım falan yok sadece bana haber vermek zorundasın. Zaten operasyona gittiğinde yeterince merak ediyorum bir de sivilde merak edemem. " dediğinde

"Tamam etme işte. Benim de sivil hayatım var. Ve ben kimseye hesap vermek zorunda değilim. Merak edeek bir durum yok zaten." Dediğimde

"Git uyu Umay. Saat gecenin 2 si. Sabah operasyona gideceğim ve ben seni bekliyorum." Dedi ve arkasını dönüp yanımdan hızla uzaklaştı. İlerde bize bakan Semih, Asena ve Turan yanıma gelip

"Takma şuan sinirli o yüzden öyle. Sakın yanlış bir karar vermeyin durduk yere." Diyerek sarıldı Asena. Kafamı yavaşça sallayıp içeri girmek için hareketlendik. İçeri girdiğimizde odalarımıza gitmek için birbirimizden ayrılıp odalarımıza gittik.

💫💫💫

Sabah uyandığımda saatın hala 5 olduğunu gördüm. Sadece 3 saat mi uyumuştum yani. Biraz daha uyumaya çalışsam da bir türlü tekrar uyuyamıyordum. Oflayarak ayağa kalktım ve banyoya doğru ilerledim. Banyodaki işlerimi hallettikten sonra da üniformamı giyip dışarı çıktım. Bir yandan saçlarımı toplayıp bir yandan da yemekhaneye doğru gidiyordum. Yemekhanede bir kaç er vardı sadece. Bana selam durduklarında

"Tekmil ve asker." Dedim

"Furkan Arkan Malatya emredin komutanım."

"Ceyhun Bakışın Adana emredin komutanım."

"Gökhan Uygun İzmir emredin komutanım." Sıra sıra tekmil verdikten sonra

"Yemekhane görevlisi nerde siz niye bu saatte burdasınız?" Dedim

"Yemekhane görevlisi bu gün yok komutanım biz de yemek hazırlamak için burdayız." Dediklerinde kafamı salladım ve

"Tamam ben de yapayım bir şeyler." Dedim. Normalde öldürseler yapmayacağım şeyi sıkıntıdan yapıyordum. Furkan

"Yok komutanım olur mu öyle şey biz yaparız siz geçin oturun size çay getirelim." Dediğinde Gökhan ona baktı ve devam etti

"Furkan haklı komutanım biz varken sizi yorar mıyız hiç? " dedi. Bende sertçe onlara baktım ve

"Yapabilir miyim diye sormadım farkındaysanız. Çabuk başlayalım yoksa geç kalacak. 2 tim operasyona gidiyor gecikmesinler. Hadı hızlı daha bekliyorsunuz." Dediğimde hemen mutfak kısmına gittiler. Bende peşlerknden gittiğimde kahvaltıları hazırlamaya başladık.

Yaklaşık 1 saat sonra kahvaltılar hazır olduğunda geçip masanın birine oturdum. Ceyhun yanıma gelip

"Komutanım çay getireyim mi size içermisiniz?" Dediğinde gülümseyerek kafamı salladım

"Olur aslanım gelin birlikte içelim." Dedim Gökhanı ve Furkanı da kastederek. Kafalarını salladılar ve çaylarını alıp yanıma geldiler.

"Ee bedelli misiniz siz?" Dediğimde Furkan

"Ben bedelliyim komutanım." Dedi. Kafamı olumsizca sallayıp

"Mesleğin ne?" Dedim.

"Avukatım komutanım." Dediğinde Gökhan

"Mis gibi hayatı var komutanım niye burda askerlik yapıp sürünsün ki?" Dedi. Furkan ona hızla cevap verdi

"Kardeşim çalışsaydın seninde olurdu. Mis gibi bir hayatım da yok hem." Dediğinde Ceyhun

"En rahat meslek milletvekilliği kanka milletvekili olacaksın bu hayatta. Yattıkları yerden ha pardon oturdukları yerden para kazanıyorlar. Sonuçta o kırmızı koltuk önemli." Dedi.  Biz gülmeye başladığımızda bana döndüler

"Peki siz komutanım neden asker oldunuz?" Dedi Furkan

"Asker olunmaz asker doğulur. Ben asker doğdum. İçimde hep askerlik vardı. Babam asker çevremdeki herkes asker. Lojmanlarda askerlerin içinde büyüdüm. Hani cocukken soralar ya ne olmak istiyorsun diye, ben hep asker olmak istiyorum derdim. Asla değişmedi. Asla başka bir şey söylemedim. Benim içimde vardı asker olmak." Dediğimde kafalarını salladılar

"Zor mu komutanım askerlik? Hani biz de yapıyoruz da sizin gibi değil." Diyen Ceyhuna döndüm

"Zor tabi. Ölümle burun burunasın. Her an ölüm tehlikesiyle yaşamak çok zor. Var demezdim bu dünyanın ötesi gelmeseydi vazifenin gür sesi der Ziya Gökalp. Demem o ki vazife her şeyden önemli. Sivil hayatınızda da unutmayın bunu. Vatan için vazifelerinizi en iyi şekilde yapın. Ülkenin askerlere ihtiyacı olduğu gibi başka mesleklere de ihtiyaçları var.





Evveeeet yeni bölümden merhabaaaaaaaaa. Umarım beğenmişsinizdir bölümü. Seviyorum siziiii.








Devam edecekkk...

UMAYDove le storie prendono vita. Scoprilo ora