38

9.9K 574 141
                                    

Vatan... uğruna gencecik insanların şehit düştüğü vatan. Üstünde ayyıldızlı bayrak dalgalansın diye savaştığımız vatan. Sağolsun diye annemizden, babanızdan, kardeşimizden, evlatlarımızdan, eşlerimizden vazgeçtiğimiz vatan. Toprağına bir şehit daha geliyor hazır ol. Şanına şan katmaya geliyor hazır ol. Asenam sana geliyor. Sevdasını, gençliğini, ailesini arkasında bırakıp geliyor hemde.

Asenanın naaşını Edirneye getirmiştik. Ailesine haber verilmesi için Acar ve Umut önden gelmişti. Benim de onlarla birlikte gelmem gerekiyordu ama annesi ve babasının haberi aldıkları anı görmeye dayanamazdım. Kulaklarımda yeterince anne çığlığı vardı zaten.

Aslan hala Asenanın tabutuna bakıyordu. O ayyıldızın sarılı olduğu tabuta. Usulca onun yanına ilerledim ve omzuna elimi koyup yanına oturdum. Önce irkilse de sonra benim geldiğimi görüp gözlerini sevdiği kadının fotoğrafına indirdi.

"O gün yani o operasyona gideceği gün sabah yanıma gelmişti. O kadar sevinmiştim ki anlatamam. Veda etmeye geldim demişti bana. Son vedası olduğunu bilseydim asla bırakmazdım onu. Göndermezdim o operasyona. " dedi titreyen sesiyle. Sonra kafasını kaldırıp yaşlı gözlerime baktı

"Sarıldı bana sonra. Sıkıca sarıldı. Bir daha sarılamayacağımı bilmiyordum ona. İlk kez sarıldı bana lan ilk kez. Bilemezdim bir daha sarılamayacağımı. Bir daha bana gülemeyecek. Bir daha onu göremeyeceğim. Umay kalbim patlayacak gibi hissediyorum. Kalbimi sıkıyor biri sanki. Onu kaybettim Umay. Kaybettim." Dedi ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Onunla birlikte ben de ağlıyordum. Aslana destek bile olamıyordum. O ağladıkça kendimi orda öldürmek istiyordum. Asenanın tabutunu gördükçe kendimden nefret ediyordum. Ellerimin arasından kayıp gitmişti. Bir süre sinra Aslan tekrar konuşmaya başladı

"Beni seviyordu değil mi? Onu nasıl seviyorsam o da beni öyle seviyordu değil mi? Vücudunda tam 8 bıçak izi vardı.  Dokunmaya kıyamadığım kadına vurmuşlar Umay. İntikam alacağım." Dediğinde şaşkınlıkla ona döndüm

"Aslan saçmalama nasıl alacaksın intikam?  Seni dağa çıkaramam." Dediğimde sinirle cevap verdi

"Askersem çıkarım elbet." Dediğinde ne saçmalıyorsun dercesine baktım ona.

"Jöak'a gireceğim. " dedi.

"Bu sene kazanmak zorundasın o zaman biliyorsun değil mi?" Dediğimde Asenanın fotoğrafına baktı iç çekerek ve

"Biliyorum. Bu sene kazanamazsam hiç şansım olmayacak bir daha. Ben Asenayla olan şansımı kaybettim ama onun intikamını alma şansımı kaybetmeyeceğim." Dedi kararlılıkla. Ona buruk bir gülümsemeyle bakıp

"O yaşıyor olsaydı gurur duyardı seninle. Sevdiğinin asker olacağını öğrenseydi eminim gurur duyardı." Dedim ve ayağa kalktım

"Şimdi güçlü olmak zorundayız. Şehidimizin intikamını birlikte alacağız. " dedim ve törenin yapılacağı alana ilerlemeye başladım. Aslanın hayatı bundan sonra çok daha farklı ve zor ilerleyecekti belliki.








2 yıl sonra...







"Salak mısın Aslan ne yapıyorsun ölecek adam." Diye ısrar edişlerimi umursamadan Acar için yaptığım kahvenin içine ne bulduysa atıyordu.

"Sus be iki dakika adet bu adet. " dedi ve duraksadı bir kaç saniye öylece durduktan sonra

"Hem... hem Asena da burda olsaydı o da böyle yapardı. Hatta o benden daha fazla atardı bunlardan." Dedi sesindeki titremeyi bastıramayarak. Ne kadar belli etmesede her anında onu hatırlıyordu. Aslana sarıldım ve

"Onu çok özlüyorum Aslan. Onu çok özlüyorum." Dedim. O da kollarını belime sarıp

"Biliyorum. Bende çok özlüyorum dişi kurdumu. Şuan yanımızda olması için her şeyimi verirdim." Dedi. Dolan gözlerimi umursamadan ondan uzaklaştım ve

"Duygusallaştırdın kahveyi unuttum eşek taşacak şimdi." Dedim ve kahveye döndüm. O da kıkırdayıp saçlarımı karıştırdı ve

"İşimi tamamladığıma göre Acarın babanın karşısında döktüğü terleri izlemeye gidiyorum. "Dedi ve mutfaktan çıktı. Bende onun arkasından gülümsedim ve mutfak masasında oturan Asumana döndüm

"Kalksana kızım şu kahveler olmuştur." Dedim Acarın kahvesinin köpüğünü alırken. Geberecekti az sonra resmen.

"Tamam komutanım da Acar Binbaşı Aslan Teğmemi öldürecek. " dedi ve ayağa kalkıp kahvelerin köpüğünü almaya başladı

"İyiki aynı karakolda değiller yoksa Aslanı sabaha kadar koştururdu." Dedim ve hazır olan kahveyi tepsiye yerleştirdim.

"Lan ellerim titriyor." Dedim kapıya doğru ilerlerken. Asuman da kahveleri alıp arkamdan geldi. Misafir odasına girdiğimde gözlerim direk Acarı bulmuştu. Odadakilere de kısa bir bakış attıktan sonra Acarın yanına ilerledim ve kahveyi uzattım. Bana gülümseyerek baktıktan sonra titreyen ellerime kimse görmeden dokunup kahveyi aldı. O kahveyi alır almaz suyu da önündeki sehpaya bırakıp Acarın yanına oturdum. Özgür ve Aslan da karşımızda gülerek Acarı izliyorlardı. Ha tabi bilmiyorsunuz siz (anlatmadım çünkü kdndkenxksk) rütbem yükseldiği için Özgürle rahat rahat konuşabiliyordum içimde ona karşı gram sinir kalmamıştı. Acar kahvesinden bir yudum alır almaz öksürmeye başladı. Babam hariç  herkes ona gülerek bakıyordu. Babam sadece gözlerini kısmış Acara bakıyordu. Ona yapmaması için bir bakış atsam da beni umursamamıştı. O sırada Acarın babası konuşmaya başladı

"Efendim sebebi zziyaretimiz malum. Gençler birbirini görmüş beğenmiş. Allahın izni peygamberin kavli ile kızının Umayı oğlum Acara istiyorum." Dediğinde hepimiz birden babama bakmaya başladık

"Verdim gitti." Dediğinde Acar heyecanla elindeki kahveyi kafasına dikti. Gerizekalı bu cocuk harbi gerizekalı ölmek istiyor kesin. Öksürerek lavaboya koştuğunda Özgür ve Aslan ellerindeki kameraları kapatıp kahkaha atmaya başladı. Onlara kafamı olumsuzca sallayıp Acarın arkasından lavaboya doğru ilerledim.





Eveeeeet yeni bölümle karşınızdayım. Kxndkdjxka beklemiyordunuz dimi  sürprizimi djcndksklssk. Neyse umarım beğenmişsinizdir bölümü 90 oy sonra görüşürüzzzzz












Devam edecekkk...

UMAYWhere stories live. Discover now