46

8.6K 510 85
                                    

Silah sesinin geldiği tarafa döndüğümde ateş ederek kaçan terörist gördüm. Acara dönüp sorgularcasına baktım. O da aynı şekilde bize dönüp

"Geceyi beklemeye gerek yok en savunmasız oldukları an bu." Dediğinde kafamı salladım ve Kaya Timine işaret verip ikerdeki kayaların olduğu yere ilerleyip mevzi aldık. Hepsi benden işaret bekliyordu ama ben iyice yaklaşmalarını bekliyordum. Tam aramızda 20 metre kalmıştı ki elimi havaya kaldırıp işaret verdim.

"Ateeeş." Dediğimde ateş etmeye başladılar. Teröristler saklanacak yer bulamadan kurşunların altında kalıp geberdiler. Silah seslerinin artmasıyla çoğalan it sürüsüne tiksinerek baktım. Kafamı sağ tarafa çevirdiğimde içlerinden kaçan teroristi gordum. Bu tarafa doğru geliyordu. Hemen Uğur'a işaret verip onu ordan almasını söyledim. Koşarak onun yanına ilerlemeye başladığında koruma ateşi açtık. Uğur teröristin yanına gidip onu omzundan tiksinerek tuttuğunda terörist Uğurun elini sertçe iterek bizim olduğumuz tarafa doğru gelmeye başladı. Yüzünün nerdeyse tamamı kapalıydı. Yanımıza ulaştığında arka tarafımızda bekleyen Acar ve diğer askerlere bakıp yüzündeki çizgili şalı indirdi. Bozkurt Timi hemen ayaklanıp asker selamı verdiğinde Acar da gülerek adama sarıldı. Kimdi ki bu? Bir yandan ateş edip bir yandan da onları izliyordum. Acara dönüp

"Komutanım geri çekilmeye başlıyoruz. Siz de mevzilenin."dediğimde kafasını salladı ve mevzilenmeleri için timlere işaret verdi. Onlar mevzi alırken biz de geri çekilmeye başladık. Salaklar çoktan oltaya düşmüşler ve peşimizden geliyorlardı. Hakan gülerek konuşmaya başladı

"Bunlar harbi gerizekalı komutanım." Dediğinde bende güldüm ve

"Bu piçler bir de kürdistan hayali kuruyor lan. Sanki bir devlet sadece dağda silah tutmayla kuruluyor. Okumazsak, çabalamazsak, bu vatan için bir şeyler yapmazsak bizden de bir bok olmaz. Sadece şu öksüz Türklüğümüzün arkasına sığınamayız. Bizim er meydanında olduğu kadar diplomaside de iyi olmamız gerek ki devletimiz daim olsun." Dediğimde silah seslerinin arasından Gökhan

"Elbet şu koca Acun'a (dünya) tekrar hükmedeceğiz komutanım. Vatanımız, milletimiz, devletimiz daim olana kadar savaşacağız. İnanıyorum ki Türk gençliği vazgeçmeyecek. Biz onları koruyacağız onlar okuyup Türklüğü yüceltecek. " dediğinde kafamı salladım ve

"Bileğinize kuvvet burdan sadece leşleri çıkacak onların." Dediğimde daha da artmıştı istekleri. Biraz daha hızlı geri çekildiğimizde kulaklıktan gelen Acarın sesiyle durduk

"Tamam durun geliyoruz." Dediğinde durduk ve ateş etmeden beklemeye başladık. O sırada arkalarından gelen silah sesleriyle ikinci şoku yaşayan teröristleri kurt kapanına sıkıştırmış ve orada gebertmiştik. Çatışma sona erdiğinde Bozkurt ve Arslandan bir kaç kişi leşlerin arasından yaşayan var mı diye bakmaya gittiler. Biz de inlerine bakmaya gelmiştik. Yerin altındaki mağara benzeri yere girdiğimizde içerdeki birkaç kadın teröriste silahımı doğrulttum. Ellerindeki silahları daha sıkı tutup bana doğrulttukları an bağırmaya başladım

"Sakın ateş etmeye kalkışmayın burda dışardaki it sürüsü gibi geberirsiniz." Dediğimde silahları hemen atıp ellerini havaya kaldırdılar. Bizimkilere üstlerini aramalarını işaret ettiğimde kadınlar korkarak geri çekildi.

"Neye çekiniyorsun lan dağ koşelerinde bu itleri tatmin ederken nerde o iffetin?  Bizi kendiniz gibi şerefsiz bellemeyin." Dediğimde 3 kadın birden geri çekilip üstlerinin aranmasına izin verdi. Mağaraların içlerini aramaya başladığımızda içeri Acar ve terörist kıyafetleriyle iğrenç duran ve asker olduğunu tahmin ettiğim adam girdi. Adam gömleğinin içinden bir kaç dosya çıkarıp

"Tüm gerekli belgeler burda gençler. Boşuna yorulmayın hadi bir an önce yola çıkalım." Dediğinde Acardan onay almak istercesine bakmaya başladık. Acar

"Binbaşı Ahmet Cihan Soylu." Dediğinde hepimiz aynı anda selam durduk. Ahmet Binbaşı

"Rahat. 5 senedir bu piçlerin içindeyim vatan evladı görmeyi özlemişim." Deyip hepimize tek tek sarılmaya başladı. Benim önüme geldiğinde durdu ve

"Maşallah kurdun dişiside kurt olur. Vatan size emanet kızım." Dediğinde gülerek ona sarıldım. Ahmet Binbaşı

"Burdan yarım saat içinde çıkmazsak bombalar kafalarımipıza düşecek hadi." Dediğinde hızla dışarı çıkıp helikopterlere bineceğimiz alana doğru yürümeye başladık.

💫💫💫

Helikopterlere bindiğimizde hepimiz kayıp vermemenin rahatlığıyla mutluyduk. Hem büyük ve önemli bir komutanı çıkarmıştık ordan hem de diplomasi açısından önemli belgeleri almıştık. O sırada Hakan

"Komutanım eşiniz çocuğunuz çok mutlu olacaklar sizi gördüklerinde. Böyle bir olaya ikinci defa tanıklık etmeyi çok isterdim. " dediğinde Acarı ve beni kastettiğini anlamamla ona öldürücü bakışlar atmaya başladım. Sonra herkes gibi Ahmet Binbasıya döndüm ve konuşmasını beklemeye başladım. 10 saniye kadar sadece yere baktıktan sonra bana dönüp gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.

"Eşim askerdi. " dedi. O an hepimiz durumu anlamıştık ama Ahmet Binbaşı derin bir nefes alıp anlatmaya devam etti

"Bordo beresinin kenarlarından uçuşan saçlarına vurulmuştum. Çoğu erkekten daha iyi askerdi. İçindeki vatan aşkı insanı adeta eritirdi. Bir bakışıyla dağları devirecek kuvvetteydi benim dişi kurdum. Birlikte gittiğimiz bir operasyonda şehit düştü. Gözümün önünde üstüne bomba attılar. Ondan geriye sadece bordo beresi, oğlumuz Alparslan ve Vatan kaldı. Oğlumu da yıllardır görmedim. Şimdi tam 16 yaşında. Beni görünce ne tepki verecek onu bile bilmiyorum." Gözlerime bakarak anlattığı şeyler omzuma adeta büyük bir yük olmuştu. Guruluydu, ama içinde yaşanamamış bir aşkın acısını taşıyordu. Gözlerimi kapatarak kafamı eğdim ve

"Başımız saolsun komutanım. Vatan saolsun." Dedim. Benimle birlikte yanımızdaki herkes

"Vatan saolsun." Dediğinde Ahmet Binbaşı

"Vatan siz var oldukça sağ olacak. Sizden tek isteğim vatana ihanet etmemenizdir. " dediğinde hepimiz birden başımızı salladık. O sırada Acar konuşmaya başladı

"Éşiniz çok güçlü bir kadınmış komutanım. Eminim sizinle de gurur duyuyordur." Dediğinde Ahmet Binbaşı elini Acarın omzuna atıp

"Zamanında, sevdanında, vatanında kıymetini bilmek gerek. Biz bilemedik sizler bilin." Dediğinde Acar bana döndü ve buruk bir gülümsemeyle gözünden düşen yaşı elinin tersiyle sildi. Kafamı başka yöne çevirip ağlamamak için kendimi daha çok tutmaya devam ettim.






Evet yeni bölümden merhabaaaaa. Umarım beğenmişsinizdir bölümü. Artık tepelerindeki kara bulutları biraz dağıtalım ne dersiniz?

Ahmet Binbaşı hakkında ne düşünüyorsunuz?















Devam edecekkk...

UMAYWhere stories live. Discover now