25

15.4K 709 272
                                    

"Evet Asım Yarbayın dediklerini duydunuz zaten. En ufak bir hatada hepimiz ölürüz. O yüzden her zamankinden daha dikkatli olmamız gerekiyor. Bizi sadece biz kurtarabiliriz. Unutmayın Börü bizi ne kadar koruyup kolluyorsa biz de onlar için bu sevkiyatı durduracağız. Kurtlarım hazır mısınız?" Dediğinde kafalarımızı evet anlamında salladık.

"Tamam şimdi asıl plana gelelim. Kadın ticareti de yapıyor bu piçler. Umayı o kadınların arasına sokacağız ki bize içerden istihbarat verebilsin. Bu gece kadınlar getirilecek. Umay dikkatli olman gerekiyor. Başlarıyla yakınlaşman bile gerekebilir. Sakın ters bir hareket yapma herife." Dediğinde sözünü kestim

"Ne yapayım komutanım şerefsizin yatağına mı gireyim." Dedim alayla kaşlarını çattı ve

"Eğer öyle bir şey olacak olursa adamı indir ve ordan hemen uzaklaş." Dedi. Kafamı salladım ve planı dinlemeye devam ettim.

💫💫💫

Helikopterden ineli çok olmuştu ve biz 2 saate yakındır yürüyorduk. Fark edilmemek için adeta bir gölge gibi ilerliyorduk.

"Komutanım kadın asker olmak zor mu?" Dedi Mehmet ona döndüm ve

"Askerliğin zorlukları kadın içinde erkek içinde aynıdır çavuş. Vatan görevinin kadını erkeği yoktur. Ayrıca ben size erkek asker olmak zor mu diye soruyor muyum." Dedim fısıldayarak. Sesimi ne kadar sert çıkarmaya çalışsam da fısıldayınca komik bir ses çıkıyordu. Mehmet

"Haklısınız komutanım. Çoğumuzdan daha iyisiniz askerlikte." Dediğinde güldüm ve önden ilerleyen Özgür Yüzbaşının yanına gittim.

"Komutanım destek ekip gelmezse hepimiz şehit düşeceğiz. Hançer Timi tarihe gömülecek." Dediğimde bana bakmadan konuşmaya başladı

"Sizi koruyamayacak olmak sinirlerimi bozuyor. Hepinizin şehit düşeeğini bilmek sinirlerimi bozuyor." Dedi sinirle.

"Biz bu ülkeyi korumak bizim görevimiz komutanım. Emin olun burdaki kimse şehit olmaktan korkmuyor. Sadece görev başarısız olacak diye korkuyoruz." Dediğimde gülümsedi ve

"Güç veriyorsunuz bana. Neyse gelmek üzereyiz sen üstünü değiştir. " dedi ve yumruğunu havaya kaldırdı. Ben çantamdaki eski püskü ve yırtık kıyafetleri alıp ağaçların arasına ilerledim. Bizimkiler etrafımı sarmış ve arkalarını dönmüşlerdi bile. Kıyafetleri giyerken onların arasına girdiğiğimde ne yapacağımı düşünüyordum. İçemde ufak da olsa bir korku vardı. Acarı, kardeşimi, annemi, babamı bir daha görememe korkusu. Sonra aklıma Cengiz Han'în sözleri geldi. "Korkuyorsan yapma, yapıyorsan korkma." İçimden bunu tekrarladıkça sakinleştirici gibi gelmişti. Üstümü giydikten sonra kulaklığımı tekrar taktım ve

"Gelebilirsiniz. " dedim kulaklığımı düzeltirken. Baran tabancamı ve 2 tane de şarjör verdikten sonra şarjörleri sütyenimin içene yerleştirdikten sonra silahımı da eteğimin altından bacağıma lastik geçirip oraya yerleştirdim. Ben bunları yaparken Özgür Yüzbaşı da aralarına nasıl sızacağımı anlatıyordu. Hazır olduğumda bizimkilere baktım ve hızla ilerlemeye başladım. Yaklaşık 5 dakika kadar yürüdüğümde ilerdeki kadın topluluğunu gördüm. Yanlarına ses çıkarmadan ilerleyecekken üstümün fazla temiz olduğunu fark edip yerdeki çamura kendimi attım. Yüzümü de biraz pislettikten sonra onların yanına ilerledim. Kimseye farkettirmemeye çalışarak kadınların yanına oturduğumda bir kaç kadın bana döndü.

"Sen... sen kimsin. Seni daha önce hiç görmemiştim." Dedi fısıldayarak. Ona döndüm. Asker olup olmadığımı söylemek arasında kalmıştım. Ne söylesem inanmayacağını düşünerek

"Şş sessiz ol ben Türk askeriyim. Buraya sizi kurtarmak için geldik. Sakın hiçbir şey belli etme. Yakalanırsam hepimizin iş biter. Tamam mı?" Dediğimde şaşkınca ama gülümseyerek kafasını salladı. O sırada köşedeki terörist

UMAYWhere stories live. Discover now